Abdullah Gül'e para kaçırma ve naylon fatura suçlaması

Abone ol

Hacı Murat Gülcan, Abdullah Gül ve ailesi hakkında dikkat çeken iddialarda bulundu.

FETÖ davasında yargılanan Hacı Murat Gülcan İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir yazı yazarak kendisini savundu. Gülcan'ın yazısında Abdullah Gül ve ailesi hakkında dikkat çeken ithamlar yer aldı.

Odatv'den Barış Pehlivan'ın aktardığı yazıya göre Gülcan mahkemeye şunları yazdı; “Sn. Abdullah Gül’ün hükümete muhalif siyasi kanatta olduğu aşikardır. Zaten hem kendisi, hem eniştesi M. S. Tekelioğlu imza toplamak veya çatı aday olmak suretiyle seçimlere girmek niyetinde olduklarını beyan etmişlerdir. Seçimler öncesi / yapılanma öncesi malvarlıklarını koruma endişesi ile naylon fatura işlemi yaptılar. Bu işlem iş prensiplerime aykırı olduğu için hem yazılı hem sözlü itiraz ettim. Bu itirazlarım, belgeleriyle dava konusu olmuştur. Tarafım bu işlemlere dava açtığı için, DDK üyesinin nüfuzunu kullanması sonucu haksız olarak tutuklandım. Eğer bu sahte işlemlere itiraz etmeseydim, bugün tutuklu olmayacak ve mal varlığım gasp edilmeyecekti.”

Pehlivan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle;

Gülcan verdiği ifadelerde; hakkındaki suçlamaların bir kısmını reddetti, bir kısmının ise iddia edildiği gibi FETÖ üyeliği motivasyonuyla yapılmadığını ileri sürdü. Yargılamanın sonucunda nasıl bir karar çıkar bilinmez ama, Gülcan’ın tutukluluğuna asıl gerekçe olarak gösterdiği iddialar çok konuşulacağa benziyor.

Gelin, yakından bakalım...

“GÜL AİLESİ GİZLİ ORTAK”

İddiaların odağındaki şirketin adı; Tema Teknik.

İnşaat, elektrik ve mekanik sistemler alanında proje, mühendislik, müşavirlik ve taahhüt hizmetleri veriyor.

2007 yılında, 3 ortak tarafından kuruldu: Hacı Murat Gülcan, Ali Ekrem Tekelioğlu, Sefa Özçelik.

Gülcan’ın iddiasına göre; kendisi dışındaki iki ortağın arkasında başkaları vardı.

Zira...

Ali Ekrem Tekelioğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ablasının ve eniştesi Mehmet Tekelioğlu’nun oğluydu.

Tutuklu ortak Gülcan “Ortaklardan Ali Ekrem aslında Gül Ailesi’ni temsilen ortaktır. Gül Ailesi firmanın gizli ortağıdır (Sn. Abdullah Gül, Macit Gül ve Tekelioğlu Ailesi)” diyordu.

Diğer ortak Sefa Özçelik ise, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) Üyesi Abdurrahman Özçelik’in oğluydu. Baba Özçelik bu göreve, Abdullah Gül tarafından 2012 yılında getirildi. Abdullah Gül, bugün Sakarya Üniversitesi’nin çekirdeğini oluşturan akademide asistanken, öğrencilerinden biri de yıllar sonra DDK’ya atayacağı Abdurrahman Özçelik’ti.

ON MİLYONLARCA DOLARLIK GASP SUÇLAMASI

Tutuklu ortak Hacı Murat Gülcan, avukatı Vasfi Sedat Küçükyılmaz aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’na başvurdu. Kendisini “baskılarıyla” tutuklattığını ileri sürdüğü ortakları Ali Ekrem Tekelioğlu ve Sefa Özçelik hakkında suç duyurusunda bulundu. 16 Temmuz tarihli o suç duyurusunda şu satırlar yer aldı:

“10 yıllık geçmişi olan firma, bu süre içinde 70.000.000 USD miktarlı bir varlığa ulaşmıştır. Gül Ailesi firmada bulunan 1/3 hissesini elden çıkarıp nakte ulaşmak isterken, müvekkil Hacı Murat Gülcan’ın hissesini küçültmek isterler. Murat Gülcan durumu kabullenmeyince, sahte / naylon faturalarla şirket nakdini azaltma işlemleri yapmak istemişlerdir. Müvekkil bu işe karşı çıkmasına rağmen, Abdullah Gül ile birlikte hareket eden eski milletvekili Tevhid Karakaya Ailesi’ne ait İKK Gıda Limited ŞTİ’ne naylon faturalar karşılığı büyük miktarda nakit aktarılmıştır. Şirket kayıtlarına el konulup incelendiğinde para trafiği de ortaya çıkacaktır. Bu ve benzeri işlemlerden sonra Ali Ekrem Tekelioğlu kendisine ait şirket hisselerini Sefa Özçelik’e devretmiştir. Yine sahte sözleşmeler ile yurt dışına büyük miktarlarda para kaçırmışlardır. Firmaya ait gayrimenkulleri kendi aralarında paylaşıp, sahte fatura işlemlerine devam ederek firmanın içini boşaltmışlardır.

Tutuklu ortak Hacı Murat Gülcan’ın iddiaları çok ağırdı. 11. Cumhurbaşkanı Gül’ü ve ailesini naylon fatura düzenlemek, hatta yurt dışına para kaçırmakla suçluyordu. Bu çok ciddi usulsüzlük iddialarında, Gül’e yakınlığıyla bilinen eski AKP Milletvekili Tevhid Karakaya’nın da adını geçiriyordu.

Gülcan kendisini yargılayacak olan İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazdığı tahliye talebinde de aynı iddialarına devam ediyordu:

“Ocak ayı sonu itibari ile 44 Milyon USD + 13 Milyon TL civarında nakit ve gayrimenkulleri hukuksuz bir şekilde gasp ettiler. Bunun büyük bir kısmı davalara konu oldu. Açtığım davalara cevap veremeyince baskı ile tarafımı tutuklattılar. Açılan davalar, olaylar, taraflar, tarihler, açıklamalar, karşı tarafın verdiği cevaplar incelendiğinde olayın doğruluğu hakkında hiçbir tereddüt kalmayacak, beni biran önce tutuklatma sebeplerinin 24 Haziran seçimleri olduğu ortaya çıkacaktır. Seçimlerin öne alınması ise planları bozdu.

Tema Teknik’in ortaklarından Sefa Özçelik’in babası DDK üyesi Abdurrahman Özçelik’e dair de şu satırları kaleme aldı tutuklu Gülcan:

“DDK üyesi A. Özçelik’in bu olaylar içinde olması, benim açtığım davalara ve tutuklanmam için nüfuzunu kullanması ise ayrı bir konudur. A. Özçelik bu konunun Sn. Erdoğan’a gitmesinden çok korkmakta, kapanması için her tarafa baskı yapmaya devam etmektedir. Mahkemelerde nüfuz kullanan çok ilginç iş adamları da işin içindedir.”

Hacı Murat Gülcan, 21 Kasım’da sanık sandalyesine oturacak. Kuşku yok ki; hakkındaki suçlamaların ve bu suçlamaların perde arkasına dair kendi iddialarının ne kadarı doğru, er ya da geç ortaya çıkacak.

Ama şimdiden şunu vurgulamak gerek:

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve Gül Ailesi’nin ilişkilerine dair çok ciddi iddialar bu dava dosyasına girmiş durumda.

AKP'li Başkan 475 bin liralık kahve aldı Siyaset 'Yerel seçimi iki turlu yapalım' önerisi Siyaset TBMM’ye girişte yeni düzenleme Siyaset Abdulkadir Selvi: Erdoğan, Bahçeli'ye bir jest yapabilir Siyaset