ABD'ye yaşayan Serdar Turgut'tan Türkiye kararı

Abone ol

Habertürk yazarı Serdar Turgut, ABD’den İstanbul’a dönüşünün hikayesini anlattı.

Habertürk yazarı Serdar Turgut, ABD’den İstanbul’a dönüşünün hikayesini anlattı.

Serdar Turgut “Uçuş günü” başlıklı yazısında “Ben Amerika’da gazeteci olarak çalışmaya 1992 yılında başladım. Washington temsilcisiydim. Kaderin cilvesine bakın gazeteci olarak Amerika’daki son günümü de Washington’da yaşıyorum” ifadelerini kullandı.

“İnşallah bir aksama olmazsa, işler yolunda giderse sizler bu yazıyı okuduğunuz gün öğleden sonra İstanbul’a varmış olacağız” diyen Turgut şöyle devam etti:

“Evimize yerleşelim, yeni hayatımızın ritmine bir alışayım ondan sonra İstanbul’dan yazmaya başlayacağım.”

İşte o yazı…

Ben Amerika’da gazeteci olarak çalışmaya 1992 yılında başladım. Washington temsilcisiydim. Kaderin cilvesine bakın gazeteci olarak Amerika’daki son günümü de Washington’da yaşıyorum.


İstanbul’a uçuşlar için New York bir türlü tam netlik kazanamadığından mecburen biletimizi Washington’dan aldık.

*

New York’tan geldiğimiz araba içinden Washington’da bazı sokakları görünce içimi hüzün bastı, 90’lı yıllarda flört etmekte olduğum Rana ile Washington’da gezdiğimiz yerleri, ortak hatıralarımızı hatırladım.

Arabayla New York’tan Washington’a doğru ayrılırken açıkça söyleyeyim hiç hüzün duymadım. Burada güzel ve sıcak duygularla hatırladığım sadece 18 yıl önce oğlumuz doğduktan sonra yaşadığımız Brooklyn’deki o ev vardı kafamda. Bu şehirle artık duygusal başka bağım yok.

Galiba artık New York çok yormuş ve kendinden bıktırmış beni.

Son yıllarımız çok zor şartlar altında büyük mücadeleler ile geçti. Rana ile birlikte yenildiğimizi düşündüğümüz anlar çok oldu ama oğlumuzun mücadele gücüyle ve başarma duygusuyla ayakta kaldık ve de mücadelemizi sürdürdük.

*

İçime şimdiden tek başına, yalnız yaşamanın hüznü yavaştan çökmeye başladı..

Son aylarda küçücük evde onlara öyle yakınlaştım, onlara öyle bir alıştım ki şimdi onlardan zorunlu olarak ayrı kalınca nasıl yaşayabileceğimi de pek düşünemiyorum.

Oğlum üniversiteye başlayacağından ve annesi de onu bu ortamda gideceği şehirde yalnız başına bırakamayacağından ben İstanbul’da kalacağım ama onlar ABD’ye geri dönecekler.

Bu nedenle anladığım kadarıyla endişe benim hayatımın kalıcı bir parçası olmayı sürdürecek.

*

Aslında ben tek başına kalmaktan normalde korkmam. Hatta yalnızlığı kuvvete dönüştürmeyi de bilirim. Önümüzdeki ayları yine elimde zaten var olan ama o ana kadar dikkatimden kaçmış olabilen şeylerin değerlerini anlamaya ve onlara yeni anlamlar yüklemeyle uğraşıp verimli olarak geçirmeye çalışacağım. Felsefi düşünmenin ve okumaların yoğun olacağı bir dönem başlıyor gibi hissediyorum.

Ayrıca yıllardır kafamda bir roman yazmayı deneme düşüncesi vardı. Bu yeni dönemin roman yazmayı denemeye uygun olabileceğini umuyorum. Bu da olursa yalnızlık bir dezavantaja değil tersine bir avantaja da dönüşebilir. Bakalım hayat neler gösterecek, bekleyip de göreceğim.

HAYIRLISI İNŞALLAH

İnşallah bir aksama olmazsa, işler yolunda giderse sizler bu yazıyı okuduğunuz gün öğleden sonra İstanbul’a varmış olacağız.

Evimize yerleşelim, yeni hayatımızın ritmine bir alışayım ondan sonra İstanbul’dan yazmaya başlayacağım.

Sokaktan gelen yaşayan sesleriyle, İstanbul'u tekrar tatmaya başladıktan Türkiye günlüğümü yazmaya başlayacağım.

Tutuklu gazeteci Murat Ağırel: 'Bizlere yapılan zulmü bilin diye yazıyorum' Medya 19 Temmuz 2020 gazete manşetleri Medya 2 yıl hapis cezası verilen gazeteci Deniz Yücel: Karar tüm yabancı gazetecilere gözdağı Medya Fatih Portakal isyan etti: Gözümün içine bak baka yalan söylüyorlar Medya