Adnan Oktar yarın hakim karşısında

Abone ol

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, cinsel istismar ve cinsel saldırı gibi 24 ayrı suçlama yöneltilen ‘Adnan Hoca’ lakaplı Adnan Oktar ile birlikte 171’i tutuklu 225 kişi, yarın Silivri’de ilk kez hâkim karşısına çıkacak.

ADNAN Oktar ve grubuna yönelik 171'i tutuklu 226 sanık hakkında açılan dava Silivri'de yarın başlıyor. Sanıkların, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki büyük salonda hakim karşısına çıkarak hakkındaki suçlamalara cevap vermesi bekleniyor.

İDDİANAMEDE 125 KİŞİ MAĞDUR VE MÜŞTEKİ OLARAK YER ALDI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan 3 bin 908 sayfalık iddianamede 226 sanık ile 125 mağdur-müşteki yer aldı. İddianamede Adnan Oktar bir numaralı sanık olarak yer aldı. İddianamede Adnan Oktar Suç Örgütü'nün kuruluşu, yapısı, kuralları, örgüt içi evlilikler, örgütün tarihsel gelişimi, ideolojisi, amacı, örgütün cinsel-mali sömürü düzeni, örgütün gelir kaynakları, silahlanma yapısı, örgütün hukuk grubu, propaganda faaliyetleri, örgütün FETÖ ile ilişkisine ayrıntılı olarak yer verildi.

"SİLAHLANARAK BAŞTA ÖRGÜT LİDERİNİ KORUMAYI HEDEFLEDİLER"

İddianamede "Örgütün silahlı yapısı ve silahlanma stratejisi" başlıklı bölümünde Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'nün silahlanarak başta örgüt liderini korumayı hedefledikleri, silahlanmayı mağdur ve müştekiler üzerinde korku ve baskı unsuru olarak kullanarak iradelerini sakatladıkları, işlenen suçlarda silahlanmayı tehdit unsuru olarak kullandıkları belirtildi. İddianamede "Ayrıca yasa dışı saiklerle oluşturulan bu silahlanmaya yasallık kazandırmak gayesiyle resmi makam ve mercilere yalan beyanda bulundukları, gerçek ve fiili durumla örtüşmeyen beyanlarla silah taşıma ve bulundurma ruhsatları aldıkları, bu suretle kolluk kuvvetlerinin denetim durumunu bertaraf ettikleri değerlendirilmiştir" denildi.

"TAŞIMA RUHSATI ALABİLMEK İÇİN KUYUMU MAĞAZASI AÇTIKLARI ANLATILDI"

Örgütün silahlanmaya legal bir görünüm sağlamak amacıyla, örgüt üyelerinin taşıma ve bulundurma ruhsatlarının yasal mevzuata uygun surette alınmasını sağlamaya yönelik eylemlerde bulunduğu anlatılan iddianamede şu ifadelere yer verildi: Mesleki faaliyetten istifade ederek taşıma ruhsatı alınabilmesi amacıyla gerçekte kuyumculuk mesleği ile iştigal etmeyen bir kısım örgüt üyeleri adına (örgütün sermayesiyle) iş yerleri (kuyumcu, altın mağazası) açıldığı, cirodan istifade etmek suretiyle taşıma ruhsatı alınabilmesi amacıyla bir kısım örgüt üyelerine yine örgüte ait şirketlerde 'yönetici (genel müdür)' ya da ortak statüsü kazandırıldığı ancak bu örgüt üyelerinin gerçekte ilgili şirketlerde fiili olarak yöneticilik yapmadıkları aksine görevlendirmelerinin yahut ortaklıklarının kısa süreli olduğu, can güvenliğinin tehdit ve tehlikeye maruz kaldığından bahisle taşıma ruhsatı alınmasını sağlamak amacıyla 'kurgulamak suretiyle bir kısım vakalar yaratıldığı' ve bu gerçeğe aykırı olayları gerekçe göstermek suretiyle bir kısım örgüt üyelerine taşıma ruhsatı alındığı anlaşılmıştır."

"ARAMALARDA 79 TABANCA, 23 TÜFEK VE 17 BİN 596 ADET FİŞEK ELE GEÇİRİLDİ"

Gerçeğe aykırı durumlar yaratarak silahlanan örgüt üyelerinin, örgüt liderinin yaşadığı yerde taşıma ruhsatlı silahlarla nöbet tuttukları anlatılan iddianamede, ev aramalarında taşıma ruhsatlı silahların ruhsat sahipleri ile ilgisi bulunmayan yerlerde ve fakat örgüt liderinin silahlanma çağrısına uygun surette örgüt liderinin evinde ve başkaca örgüt üyelerinin evlerinde bulunduğu kaydedildi. İddianamede, örgüte yönelik arama işlemlerinde ele geçirilen 79 tabanca, 23 tüfek ve 17 bin 596 adet fişek bağlamında silahlı ve zorlayıcı gücü itibariyle amaç suçları işlemeye elverişli bir suç örgütü olduğunun değerlendirildiği ifade edildi.

"ÖRGÜTTE ADNAN OKTAR RESUL KABUL EDİLDİĞİ İÇİN ONUN KORUNMASI HER ŞEYDEN ÖNCELİKLİDİR"

İddianamede, ele geçirilen notlar da örgüt üyelerinin silahların hangi marka ve model olacağına kadar örgüt lideri Adnan Oktar'dan görüş aldığının altı çizildi. İddianamede, "Örgütte Adnan Oktar resul kabul edildiği için onun korunması her şeyden önceliklidir. Dolayısıyla nöbet ibadet kabul edilir. Örgütteki bütün erkekler mutlaka haftada en az bir gün örgüt liderinin yaşadığı 'Dragos' olarak adlandırılan ikamette, daha sonra da Hür Sokakta'ki A9 TV stüdyosunda ve Adnan Oktar'ın olduğu her yerde nöbet tutmaktadırlar" ifadelerine yer verildi.

"ÖRGÜT SİLAHLANMAK İÇİN SAHTE KUYUMCU VE ŞİRKETLER KURDU"

İddianamede, aramalarda örgütsel çıkarlar doğrultusunda kanuna uydurularak alınan silahların örgüt içerisinde nasıl kullanıldığını belirten bir notlar ele geçirildiği ve incelendiği belirtilerek şu değerlendirmelere yer verildi:

"Söz konusu notlar incelendiğinde, örgütün silahlanmak için sahte kuyumcu ve şirketler kurduğu, yine silahlı örgüt yapısını kuvvetlendirmek ve örgüt içerisindeki silah sayısını artırmak için çalışmalar yürütüldüğü anlaşılmaktadır.

Yapılan araştırmalar, ilgili birimlerle yapılan yazışmalar, alınan müşteki ve şüpheli ifadeleri toplu bir şekilde değerlendirildiğinde, örgüt mensupları tarafından usulüne uydurularak ruhsat alınan silahların, gerek örgüt merkezinin ve liderinin korunmasında, gerek örgüte muhalif kişilerin baskı ve tehdit altına alınmasında, gerekse de örgütten kaçmayı düşünen bazı örgüt mensuplarının bu girişimlerinin engellenmesi için temin edildiği anlaşılmıştır."

ÖRGÜT MERKEZİ "DRAGOS"

İddianamede alınan beyanlarda, örgüt lideri tarafından muhtemel adli operasyon esnasında kimin ne şekilde davranacağı, nöbet sistemine müdahil şahısların emniyet birimleri intikal ettiğinde ne şekilde hareket edeceği ve gerektiğinde silah kullanmaktan çekinilmemesi gerektiği hususlarının da belirtildiği anlatıldı.

Örgüt mensuplarının silah kullanma eğitimi aldıklarına dair beyanların da mevcut olduğunun altı çizilen iddianamede, 11 Temmuz 2018 tarihinde örgüte yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda, "Dragos" olarak tabir edilen örgüt merkezinde arama işlemlerini gerçekleştiren kolluk personeline yönelik olarak, hâli hazırda tutuklu bulunan örgüt mensubu Mert Sucu tarafından ateş açıldığı bilgisine yer verildi. Özel Harekat Şube Müdürlüğü görevlisine 2 adet ateş açıldığı ancak kullanmış olduğu çelik yelekten dolayı herhangi bir ölüm olay yaşanmadığı ifade edildi.

"ADNAN OKTAR ÖRGÜT İÇERİSİNDE MEHDİ OLARAK GÖRÜLDÜ"

İddianamede, Adnan Oktar'ın örgütün bütünlüğü üzerinde tek hakim ve lider Adnan Oktar olduğu, örgüt içerisinde mehdi olarak görüldüğü kaydedildi. İddianamede Adnan Oktar'ın İstanbul'a geliş tarihi olan 1979 yılında İstanbul Boğazı'nda patlayan tankerin mehdiyet alameti olduğu ve o tarihten itibaren örgüt liderine mehdilik indiği konusu örgütte sıklıkla işlendiği belirtildi.

Adnan Oktar'ın faaliyetlerinde "Harun Yahya" takma adını kullandığı kaydedilen iddianamede, "Diğer dini istismar eden örgütlerden farklı olarak, şüpheli ve müşteki ifadelerinde geçtiği şekliyle, Harun ismini Hz. Musa'nın kardeşi Hz. Harun'dan, Yahya ismini ise Hz. İsa'nın havarisi Vaftizci Yahya'dan aldığı anlaşılmaktadır" denildi. İddianamede Adnan Oktar'a hizmet etmenin, talimatlarına sorgulama yapmadan, uymanın imanın bir gereği olduğu, kendisinin sözde peygamberler üstü bir konumda olduğu hususlarının benimsendiği ifade edildi.

"ÖRGÜT BULUNDUĞU ORTAMA UYUM SAĞLAYIP EVRİM GEÇİREREK GÜNÜMÜZE KADAR DEVAM ETTİ"

Adnan Oktar suç örgütünün 1986 yılında evrim ve masonluk karşıtlığı söylemleriyle başladığı faaliyetlerine, günümüze kadar bulunduğu ortama uyum sağlayıp evrim geçirerek devam ettiği belirtildi. İddianamede, "Yakın zamandaki FETÖ örneğinde olduğu gibi, hakkıyla sınavlara girerek makam ve mevkilere gelmeye çalışan insanların hakları, soru çalmak vasıtasıyla gasp edilmiş, kendilerine yakın olmayan insanlar çeşitli iftiralar, sürgünlerle yıldırılmaya, devlet gücü istismar edilerek operasyonlar gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Söz konusu terör örgütü ideolojik olarak dini istismar eden terör örgütlerine bariz bir örnek olarak gösterilebilir. Aynı şekilde Hizbullah, El Kaide, Hilafet Devleti (HD-İCB/AFİD) vs. terör örgütleri de çeşitli örneklerle açıklanarak benzer özellikleri ortaya konabilir" değerlendirilmesinde bulunuldu.

Örgüt mensuplarının askerlik yapmamaları için yurt dışındaki örgüt mensuplarına ait şirketlerde beyanlara göre çalıştığı ve çalışmış gibi gösterdiği, fırsat ortaya çıktığında bedelli askerlik yapmalarını sağlayarak örgütten uzaklaşmalarını önlendiği iddianamede anlatıldı.

"ELEMAN KAZANMA YÖNTEMLERİNEDEN BİRİ TURNİKE SİSTEMİ"

İddianamede, 1990'lı yılların son dönemlerinden başlamak kaydıyla örgütün günümüze kadar eleman kazanma yöntemlerine birinin turnike sistemi olduğu kaydedilerek, "Örgüt mensubu olma kıstaslarını taşıyan aralarında bazıları çocuk yaşta olmak üzere kız ve kadınlar, örgütün yakışıklı erkek mensupları tarafından zengin ve başarılı bir iş adamı imajı çizilerek ikili ilişkiler kurulduğu, dini telkinlerle kandırılıp cinsel istismar ve tecavüze uğrayan kadınların psikolojileri ve benlikleri kırılıp, iradeleri ellerinden alınarak örgüte dahil edilmekte, söz konusu tecavüzlerin video kaydına alındığı hissettirilerek - gösterilerek şantaj yoluyla kopmaların ve şikayetçi olunmasının önüne geçilmektedir" değerlendirmesine yer verildi.

Örgütün, örgütsel ideolojinin anlatılması ve kapalı kapılar ardından yapılan suç faaliyetlerinin gizlenerek, kamuoyunda "eğlence maksatlı bir araya gelmiş topluluk" imajı sergilemek adına belgesel, sağlık programları ve eğlence programlarının yayınlandığı A9 isimli bir televizyon kanalının 2011 yılında yayın hayatına başladığı iddianamede anlatıldı.

İddianamede, A9 TV'nin yanı sıra örgüt mensupları tarafından oluşturulan çok sayıda internet sitesi üzerinden hem örgüt ideolojisinin propagandasının yapıldığı, hem de örgüte muhalif olan veya zarar verdiği / vereceği değerlendirilen kişilerle ilgili hakaret ve iftira içerikli internet siteleri kurularak karalama kampanyaları gerçekleştirildiği, böylelikle örgütsel faaliyetlerin engellenmeksizin devam etmesinin amaçlandığı kaydedildi.

İddianamede örgüt mensuplarının sosyal medyayı aktif bir şekilde kullandığı, örgüte ait internet siteleriyle benzer şekilde, örgüt liderini ve örgütü övücü mahiyetli, örgüt ideolojisinin propagandasını yapan görsel ve yazıların yoğun şekilde paylaşıldığı vurgulandı.

24 AYRI SUÇTAN CEZALANDIRILMALARI TALEP EDİLİYOR

İddianamede toplam 226 şüphelinin "Siyasal veya askeri casusluk suçuna teşebbüs", "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme", "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "Cinsel istismar" gibi toplam 24 ayrı suçtan cezalandırılmaları talep ediliyor.

Erdoğan döneminde İBB'deki işinden atılan işçi konuştu: 1200 kişiyi kapıya koydular Güncel Tunceli'de 1 terörist etkisiz hale getirildi Güncel Borçka halkı şeriat propagandasına geçit vermedi Güncel Sadece Bomonti Bira Fabrikası değil; Diyanet silip süpürmüş! Güncel