Afganistan'da üst düzey görevlerde bulunan Bahşi: Rüşvetsiz hiçbir şey yapılmazdı
Afganistan’da Dışişleri Bakanlığı’nda, Bakanlar Kurulu uzmanlığında görev yapan Abdulkahar Bahşi, “Eşref Gani’nin ve çevresinin rüşvetsiz iş yapmadığını hemen herkes biliyordu. Defalarca tanık oldum” dedi.
Öğrenimini Ege Üniversitesi'nde tamamladıktan sonra Afganistan'da Dışişleri Bakanlığı'nda, Bakanlar Kurulu uzmanlığında görev yapan ve iki ay öncesine kadar da Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan Abdulkahar Bahşi çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Sözcü'den Saygı Öztürk'ün haberine göre, annesini rahatsızlığı nedeniyle İstanbul'a tedavi için getiren ve bir daha ülkesine dönmeyen Bahşi, Afganistan'daki durumunu şöyle yorumladı:
TALİBAN'I GÜÇLENDİRDİLER
“Afganistan'da Taliban yönetime el koyduktan sonra her yerde büyük bir durgunluk hakim. İnsanlar tedirgin bir bekleyiş içinde. Kabil'de insanları öldürüyor, kadınları taşlıyor, tek başına çıkanları kırbaçlıyorlardı. Herkes bu durumu bildiği için kimse yapılan açıklamalara güvenmiyor. Cumhurbaşkanı Eşref Gani bilgili bir insan. ABD'de hocalık yapmış. Eşref Gani, Talibanı düşman görmedi. Gani yönetime gelmeden önce Afganistan hapishanelerde Peştun doluydu. Siyasiler, Taliban'ı kendi çıkarları doğrultusunda kullandı. Taliban da güçlendi. Gani döneminde Peştunlar üst görevlere getirilmeye başlandı. Eşref Gani'nin etrafında tam anlamıyla menfaatçi bir grup yerleşti. Bunlar 4-5 kişiydi. Ama onlar emir vermeden hiçbir şey yapılamazdı. Çok kirli işler dönüyordu. Yolsuzlar her kesimde oluşmuştu. Gani'nin adamları bakan olunca kendi adamlarını yerleştiriyor, ihaleleri kendileri alıyor. 10 milyon dolarlık bir yol ihalesi yapılacak. 10 milyon dolar o yol yapımında harcanmaz, sadece belki 1 milyon doları harcanır, geri kalan 9 milyon dolar ise belli kişilerin cebine girerdi. Defalarca şahit oldum. Yoksulluk giderek artarken, Gani'nin etrafındakilerin de serveti giderek katlanıyordu.”
ASLA ELEŞTİRİLEMEZDİ
“Afganistan'da Eşref Gani'nin ve çevresinin rüşvetsiz iş yapmadığını hemen herkes biliyordu. Örneğin cep telefonu gasp eden kişiyi yakalayan polis, on binlerce doları cebine indirenlere karşı bir şey yapamıyordu. Milletin güveni sarsılmış durumdaydı. Sonunda, Gani dolarları alıp ülkeyi terk etti. Her şey bizim gözlerimiz önünde oluyordu. Ancak bunları asla eleştiremezsiniz. Peştun olmadığım için son dönemde yetkilerimi aldılar. Sabah 08.00'de makama gittim. Taliban 5 kilometre uzaklıktan Cumhurbaşkanlığı köşküne füze fırlattı. Bir devlet güvenliğini sağlayamıyorsa o devlet, hükümet yok olmaya mahkumdur.”
Canlarını kurtarmak için kaçıp geliyorlar
Özel kalem Müdürlüğü'nden önce bakanlıklarda teknokrat olarak görev yapan Abdulkahar Bahşi, Türkiye'ye kaçak olarak giren Afganistanlı gençlerin ne amaçla geldiği yolundaki soruyu şöyle cevaplandırdı: “Türkiye'ye gelenler büyük ölçüde kendi canlarını kurtarmaya çabalıyorlar. Eskiden bombalardan, patlamalardan ölmeyeyim diye kaçıyorlardı. Şimdi de katı şeriat gelecek diye, öldürülme korkusundan dolayı kaçıyorlar. Türkiye'de bunların militanlaşacaklarına ilişkin algı var. Öyle bir şey yok. Yoksulluk çok büyük boyutlarda.”
ÖLMEKTEN KORKUYORLAR
“Aileler, çocuklarını hem çalışsınlar, hem de öldürülmesin diye gönderiyorlar. Açıkçası daha çok yoksulluktan kaçıyorlar. Taliban'ın düşüncesi şöyle: 12 kişilik bir heyet oluşturup bakanları bunlar seçecek. Taliban'a muhalif olanlara da bakanlık verilecek. Böylece herkesi kapsayacak bir hükümet oluşturmak istiyorlar. Böyle bir şey olamaz. Ülkede geçmişte de koalisyonlar oluşturulmuştu ama güvenlik tam olarak sağlanamamıştı. Artık ülkede yoksulluk tavan yaptı. En üst düzeye çıkmış durumda. Açlık sınırı yüzde 35 iken, bugün yüzde 95'lere çıkmış durumda. Herkes aç.”