AKP'li belediyenin taş ocağına karşı mücadele: Devlet halkını düşünüyorsa önce bizim fikrimizi alsın
Ordu’nun Ulubey ilçesine bağlı Eymür köyünde, Altınordu Belediyesi tarafından açılmak istenen taş ocağına karşı yurttaşların mücadelesi sürüyor.
Ordu’nun AKP’li Altınordu Belediyesi, Ulubey ilçe sınırları içerisindeki Eymür köyünde taş ocağı açmak istiyor.
Geçimlerini, tarım ve hayvancılıkla sağlayan Eymürlüler, taş ocağının açılması durumunda doğalarının tahrip olacağını söylüyorlar.
BÖLGEDE İNCELEME YAPILDI
Ordu Çevre Derneği ve Eymür halkı, “yürütmeyi durdurma” ve “projenin iptali” talebiyle konuyu yargıya taşıdı. Mahkeme, açılan dava kapsamında bölgede inceleme yapılması üzerine bilirkişi heyeti atadı.
Taş ocağı istemiyoruz” diyen Eymürlüler, çevresel etki değerlendirme (ÇED) dosyasında çelişkilerin olduğunu belirttiler.
DEPREM RİSKİ
Yapılan incelemede Ordu Çevre Derneği Denetleme Kurulu Başkanı olan Avukat Haluk Türkmen, projenin tarım arazilerine, su kaynaklarına zarar vereceğini söylerken, Eymür Mahalle Muhtarı Ferhat Pala da mahallesinin böyle bir proje ile tahrip edilmesine karşı olduğunu belirterek taş ocağı yapılmak istenen yerin 1939 depreminde kaydığını, bölgenin heyelan alanı olduğunu anımsattı.
Taş ocağı istemediğini söyleyen Sevim Pala, "Memleketimizde güzelliği isteriz ama bize zarar verecek olanı istemiyoruz. Ocak açılırsa biz burada rahat yaşayamayız. Ektiğimizi, diktiğimizi yiyemeyiz. Karşıya direkler dikildi, fındıklar küflenmeye başladı. Ocak olursa daha kötü olacak" dedi.
''DEVLET HALKINI DÜŞÜNÜYORSA, ÖNCE FİKRİMİZİ ALSIN''
Eymür köyünden Hüsne Aktürk, "Devlet halkını düşünüyorsa önce bizim fikrimizi alsın. Ondan sonra gelsin, taş ocağı mı kurmak istiyor, taşı taşımak istiyor, halkına sorsun. Halkına sormadan iş yapmaya kalkışmasın" diyerek taş ocağına karşı olduğunu anlattı.
ORÇEV Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül, ÇED proje tanıtım dosyası ile arazideki uyumun çelişkiler barındırdığını belirterek, "Örneğin, buradaki evin 111 metre olduğunu söylüyor, 40-50 metre. Sulak alan olmadığını söylüyor, sulak alanlar var ve derenini 90 metre gibi dışarıda olduğunu söylemesine rağmen içeride" dedi.
Köyde, 200'e yakın evin olduğunu ve içme suyunun bu kaynaklardan sağlandığını söyleyen Gönül, "Burada, proje tanıtım dosyasında bunların hiçbirinden bahsedilmiyor. Elektrik türbinlerinin (Rüzgar türbinleri) kurulacağı da proje dosyasında yazıyor ama bu çok komik bir şey, çok alakasız bir durum. Anlaşılıyor ki proje dosyası kes yapıştır yöntemiyle yapılmış. Başka dosyalarla karışmış. Sonuç olarak, burada yaşayan insanların çoğu zaten istemiyor, büyük tepki veriyorlar" diye konuştu.
Taş ocağının açılması planlanan arazinin, tarım arazisi olduğunu belirten avukat Haluk Türkmen, "Su kaynaklarının bolca olduğu ve yerleşim yerlerinin de alabildiğince yoğun olduğu bir bölgede düşünülüyor.
Bu anlamda doğanın, insan yerleşim alanının, insanlara vereceği zararın tespiti anlamında açtığımız davanın keşfinde bilirkişi heyetine yöreyle ilgili bilgiler verildi. Mahkeme heyetine, davanın gerekçesi anlatıldı" diyerek mücadelenin sürdüğünü belirtti.
(ANKA)