AKP'li Kurtulmuş: Cumhurbaşkanımızın asla böyle bir görüşmeyle ilgisi yok
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Saray'da CHP'li bir siyasetçi ile görüştüğü iddiasıyla ilgili konuştu.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Saray'da CHP'li bir siyasetçi ile görüştüğü iddiasıyla ilgili "Cumhurbaşkanımızın asla böyle bir görüşmeyle ilgisi yoktur. Biz siyasi hayatımız boyunca rakip partilerin ne yaptığıyla ilgilenmedik. CHP ya da başka bir siyasi partinin nasıl gelişeceği bizi ilgilendirmez" dedi.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, DHA canlı yayınında Ankara Temsilcisi Tuba Atav'ın sorularını yanıtladı.
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, erken seçim tartışmalarıyla ilgili "Türkiye’nin bu kadar çok yoğun gündemi varken, Türkiye’nin temel milli güvenlik meseleleri varken, Barış Pınarı Harekatı, siyasal sonuçlarını elde etmek üzere kararlılıkla masada da varlığımızı devam ettirmek gerekirken, böyle bir erken seçim tartışmasını suni, anlamsız, Türkiye’nin menfaatleri ile uyuşmayan bir çağrı olduğunu söylemek isterim. Türkiye'de 2023’e kadar genel seçim yok" dedi.
'MİLET İRADESİNE SAYGISIZLIK'
Kurtulmuş, İYİ Partili Lütfü Türkkan'ın, "Parlamenter sisteme geri dönüş olursa, birkaç tane de icracı bakanlık verirse erken seçime destek veririz" açıklamasına ilişkin, "Türkiye'de sistemin değişmesinin nasıl olacağının yolu bellidir. Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçerken, laf olsun diye değil, 'AK Parti istiyor' diye geçmedik. Halkımızın yüzde 52’si yeni sisteme 'evet' dedi. Hiç kimse; Türkiye’de milletin referandumda bir iradesi yokmuş gibi, 'kapalı kapılar ardından görüşürüz, ondan sonra sistemi değiştiririz' diye hiç heveslenmesin. Yeni yönetim modeli nasıl halkın iradesi ile oluştuysa, parlamenter sisteme geçişin de yolu bellidir. Parlamentoda da bu işi hallederler, ya da vakti zamanı geldiğinde seçime giderler. Muhalefet değil millet karar verir. Bu çağrıyı millet iradesine saygısızlık olarak görüyorum. Milletimiz verdiği karardan memnundur. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili milletimiz nezdinde bir tartışma yoktur. Parlamenter sistemi gündeme getirip, onun üzerinden yeni bir ittifak kurabilir miyiz diye bir arayış içerisindeler. Yanlıştır. Türkiye'de herhangi bir sistemi millet isterse değiştirebilir" ifadelerini kullandı.
'İTTİFAK MİLLETİN GÖNLÜNDE OLUR'
Numan Kurtulmuş, Saray İttifakı'nın İYİ Parti ile yakınlaştığı iddialarıyla ilgili, "İttifakları partiler üzerinden konuşursak yanılırız. Cumhur İttifakı'nın ortaya çıkması masa başında birtakım pazarlıklarla olmadı. 15 Temmuz gecesinde o 'Ya Allah bismillah' sesleri arasında, milletin demokrasiyi savunduğu ortamda, zaten geniş kitleler arasında, AK Parti ve MHP kitleleri bir araya gelerek, orada omuz omuza verilerek bir ittifak kuruldu. Siyasi liderlerin, parti yöneticilerinin vereceği bir kararla ittifak olmaz. İttifak milletin gönlünde, zihninde olur. Biz bu anlamda Türkiye’nin daha geniş anlamda bu ittifakı genişletmesi, milli meselelerde ortak çizgiye gelinmesi, milli meselelerde ortak çizgiye gelenlerin siyaseten de güçlü bir şekilde hareket etmesi gerektiğini zaten Cumhurbaşkanımız seçimlerden hemen sonra 'Türkiye İttifakı' adı altında gündeme getirdi. Bu çağrı bir koalisyon mantığıdır. Biz bir koalisyon mantığında değil, temel meseleler ittifakı içerisinde davranıyoruz. Sınırları bellidir. AK Parti ve MHP birleşip tek parti olmamıştır. Siyasi programları farklıdır. Ama buna rağmen milli meselelerde birlikte müşterek hareket ediyoruz. Tabii ki bu milletin gönlünde genişletilebilir. Bunun Türkiye’nin faydasına olacağı kanaatindeyim" dedi.
'İTTİFAKIN DEVAMINI SAĞLAYACAK BİR BAŞARI DEĞİL'
Kurtulmuş, 31 Mart seçimlerinde Millet İttifakı açısından İstanbul, Ankara'da bir seçim başarısının kazanıldığına vurgu yaparak, "Ama karşımızdaki Millet İttifakı’nın devamını sağlayacak seçim başarısı değil, bundan sonraki süreçte bu ittifakın ana eksenini ortaya koyabilmeli ve ortak fikirde hareket edebilme becerilerini sağlayabilmeli. Ama bu beceriyi ortaya koyabilmiş değiller" diye konuştu.
'CUMHURBAŞKANIMIZIN BÖYLE BİR GÖRÜŞMEYLE İLGİSİ YOKTUR'
Kurtulmuş, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Saray'da CHP'li bir siyasetçi ile görüştüğü iddialarıyla ilgili, "CHP, başından beri birtakım kendi iç hizipleşmeleriyle meşgul olan bir partidir. Biz bununla ilgilenmeyiz. Cumhurbaşkanımızın bu tür tartışmalara çekilmesini son derece yakışıksız ve çirkin buluruz. Cumhurbaşkanımızın asla böyle bir görüşmeyle ilgisi yoktur. Biz siyasi hayatımız boyunca rakip partilerin ne yaptığıyla ilgilenmedik. Benim çocukluğumdan beri 'CHP' denince benim aklıma kongreler, iç çekişmeler gelir. CHP ya da başka bir siyasi partinin nasıl gelişeceği bizi ilgilendirmez. Bu son derece yanlıştır. 'Başka bir partinin zaafı bizim için güç olur' diye hiç düşünmedik. Son derece yakışıksız bir iddiadır. Cumhurbaşkanımızın ismi üzerinden mevzi kazanmak gibi pozisyonlar olabilir. AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanımızın bir başka partinin zaafları üzerinden içişleri ile uğraşması söz konusu değil" dedi.
'HADDİNİ BİLDİRİN' TARTIŞMASI
Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulu’nda, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç arasındaki tartışmaya ilişkin de şunları söyledi:
"Çok acı, çok yaralayıcı, Türkiye siyasetinin temellerine dinamit koyan fevkalade vahim bir tavır, tarzdır. Ve bir zihin yapısının, zihindeki arka planın ortaya çıkmasıdır. 'Bu kadına haddini bildirin' lafı Türkiye'nin bir döneminin simge laflarındandır. Bir döneminin deşifresi, kilidi, anahtarıdır. Bunları bilmemesi mümkün değildir. 28 Şubat'ta Fazilet Partisi il başkanıydım. Ve bizim İstanbul milletvekilimiz olan Merve Kavakçı hanımefendi 80 bine yakın oyla seçilerek parlamentoya geldi. Yemin edecek, eski başbakan Ecevit ayağa kalkarak 'Bu kadına haddini bildirin' dedi. Bu Türkiye'nin sahibi olduğunu zanneden zihniyetin, CHP'nin, dışa vuruşudur. Bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olmayın, o zaman Meclis'te söylenen laf tamda böyle zihin alt yapısını ortaya çıkaran bir laftı. CHP'nin dışavurumuydu. Bunlar bitti, eski Türkiye'nin işleriydi. Geçmiş dönemlerde de 'ordu göreve' diyen zihniyetin dışa vuruşudur. Bunlar geride kaldı. CHP, dünkü o çıkışıyla birlikte genetiğinin hiç değişmediğini, değişmeyeceğini gösterdi. Biraz zorlasanız zihin yapılarında 28 Şubat özlemi, biraz daha zorlarsanız 27 Mayıs özlemi var. O kilit bir sözdür, bir dönemin özeti olan bir sözdür. Tesadüfen söylenmiş bir söz değildir."
'ÖZÜR, BU İŞİ KURTARACAK BİR ŞEY DEĞİLDİR'
Bu tavrı kınadığını ifade eden Kurtulmuş, "Bu milletimizin de gözünü açmıştır. Herkesin inanç, yaşam özgürlükleri konusunda rahat olduğunu zannettiğimiz bir ortamda CHP yine geleneksel reflekslerini verdi. Çok üzüntü vericidir. CHP adına da üzüntü vericidir. Özür bu işi kurtaracak bir şey değildir. Niye başka bir şey demiyor? 'Hanımefendi otur' diyebilir, başka bir şey diyebilir, bir zihin arka planı ortaya çıkıyor. Bu bir hadsizlik, hatta Ecevit'in sözlerini hatırlarsak cumhuriyete meydan okuma eylemi olarak görüyor. Bugün sorsanız, 'hayır ben öyle görmüyorum' diyebilir; ama arka planda hala bunun çok diri olduğunu gösteren acı bir çıkıştır; bütün bunlardan kurtulduklarını bir şekilde ortaya koymaları lazım. Bu, CHP'ye de çok büyük bir şekilde zarar verir. CHP zaten bu tür zihniyetten kurtulup, samimiyetle halkın önünde yeni bir tarz ortaya koymadıkça zaten çok büyük zarar görür" diye konuştu.
'CUMHURBAŞKANIMIZ VİTES YÜKSELTTİ'
Numan Kurtulmuş, kapalı grup toplantısında milletvekillerine söylediği, "Artık Erdoğan rüzgarıyla oy kazanma dönemi bitti" sözleri hatırlatılması üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanımız hem kendi siyasi hayatı hem de AK Parti'nin siyasi çizgisi bakımından vites yükseltti, bir seviye daha yukarıya çıktı. Yani Davos'taki 'one minute' bir seviyeydi. Uzun yıllar boyunca bunu sürdürdük. Sonra 'dünya beşten büyüktür', bunu da sürdürdük. Cumhurbaşkanımızın son Birleşmiş Milletler konuşmasının siyasi hayatımız bakımından önemli bir dönüm noktası olduğuna inanıyorum. Orada bütün dünyaya tezlerimizi ifade etti, mükemmel bir konuşmaydı. 'İsrail’in burada sınırı neresidir?' diye bir harita gösterdi. Bu gerçekten önemli bir çıkıştır. Dünya sisteminin egemenlerine karşı 'biz bu oynanan oyunların ne olduğunu biliyoruz, farkındayız ve bu oyunları bozacağız' demektir. Aynen terör koridorunu Suriye'nin kuzeyinde bozma kararlılığımız gibi" dedi.
'AK PARTİ'DE DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI'
Türkiye’nin temel milli meselelerinde içeride birlik ve dirliği sağlayarak, dışarıda da Fas'tan Endonezya’ya kadar gönül bağını artırmaları gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, "Bunun için cumhurbaşkanımız vitesi yükseltmişken biz aynı yerde duramayız. Bizim de onun yükünü üstünden almamız lazım. Mahalle başkanlarından ilçe başkanlarımıza, il başkanlarımıza, milletvekillerinin her birisinin Tayyip Erdoğan’ın bu siyasi çıkışını yüklenip, onu omuzlayabilen karalılık ve motivasyonda olması lazım. Söylediğim şey budur. Türk siyasetinde yeni bir dönem başladığı gibi AK Parti'de de yeni dönem başlıyor. Karşı karşıya kalınan meydan okumaların hepsine anında cevap verebilecek hatta gündemi yönlendirebilecek bir parti yapısına sahip olmamız lazım. Bu dönemde kongre süreçlerimiz de son derece önemlidir" diye konuştu.
'AK PARTİ, GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE KURMA HAREKETİDİR'
AKP'nin içinde yenilenmeyi sağlayan bir parti olduğunu, o yüzden 17 yıldır diri ve zinde olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Toplumda karşılığı olan sevilen sayılan dürüst düzgün ve kimsenin bir şey diyemediği isimlerle birlikte yolumuza devam etme kararlığı içindeyiz. 'AK Parti'de eski yoktur' diye sayın cumhurbaşkanımızın bir sözü var. Yani bu bir davadır. AK Parti sadece bir siyasi parti değil yeniden güçlü bir Türkiye kurma hareketidir. Buna inanan herkes, önceki görevi ne olursa olsun hiçbir şekilde duraksamadan, kenara çekilmeden yoluna devam etsin. Kongre süreçleri bu anlamda daha genişlemeyi, diri olmayı sağlayacak bir süreç olacak" dedi.
'BÖYLE BİR KONU GÜNDEMDE DEĞİLDİR'
Kurtulmuş, Erdoğan'ın AKP Genel Başkanlığını bırakacağı iddiasıyla ilgili, "Böyle bir yaklaşım yok. Çünkü zaten anayasa değişikliği genel başkan olan ya da partili olan birisinin önünü açmıştır. Anayasaya uygun bir durumdur. Böyle bir tartışma da yoktur. Böyle bir konu da gündemde değildir" diye konuştu.
'ÖNÜMÜZ AÇIKTIR'
Kurtulmuş, AKP'nin bu dönemde temel 4 özelliğini yeniden kuvvetlendirmesi gerektiğini vurgulayarak, "AK Parti milli ve yerli bir parti, reformcu, demokrat, kapsayıcı ve kuşatıcı bir partidir. Türkiye'de kim varsa etnik, bölgesel farklı kesimleri bir arada tutabilen bir parti. AK Parti bu konulardaki temel duruşu, tezlerini, ana iskeleti, omurgasını, tabiri caizse cıvatalarını sıkarak güçlendirecek. Reform dinamiklerinin merkezi de AK Parti'dir. Yargı reformu, askerlik reformu yapabiliyoruz. Başka reformlar gündeme gelecek önümüzdeki günlerde. Bunu yapabilmek, halkımızın beklentilerini karşılayabilmek, bu özelliklerimizi yeniden çok güçlü hale getirerek yolumuza devam edeceğiz. Ne yapacağımız biliyoruz. Ödevlerimiz ortadadır. Bir taraftan söylemlerimizi güçlendirmek, kuvvetlendirmek, diğer taraftan teşkilatlarımızı, kadrolarımızı güçlendirmek, bunları yapabilirsek önümüz açıktır. Bütün bu meydan okumalara sınamalara karşı güçlü bir şekilde devam edeceğiz" dedi.
'ÖNEMLİ OLAN TEZGAHI DAĞITTIRMAMAKTIR'
Kurtulmuş, ekonomiye yönelik eleştirilerle ilgili ise "Türkiye dışarıdan gelen ekonomik saldırılarla boğuşmak zorunda kaldı. Çok şükür bunların hepsi geride kaldı. Geçen sene tüketici fiyatlarındaki artış yüzde 45'ler seviyesine yükseldi. Çok şükür bunun yüzde 8,55 civarında düştüğünü görüyoruz. Esas önemli olan tezgahı dağıttırmamaktır. Bir ülkenin ekonomideki üretim gücünün artmasıdır. Son birkaç senedin Türkiye ekonomisi yeni bir faza geçti. Kendi milli imkanlarımızı geliştirecek bir üretim seferberliğine doğru Türkiye gidiyor. Bunun alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Makro dengeleri bakımından Türkiye iyi noktaya gelmiştir. Çok kötü geride kaldı" diye konuştu.