AKP'li Mahir Ünal 'FETÖ ile geçmişte işbirliği yaptınız mı?' sorusunu yanıtladı

Abone ol

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, katıldığı programda FETÖ ile işbirliği yapıp yapmadığına dair soruya “Asla” diyerek yanıt verdi. Ünal, FETÖ'nün siyasete sızmayı hiç düşünmediğini de öne sürdü.

Haber Global’de yayınlanan “Jülide Ateş'le 40” programına konuk olan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahil Ünal, FETÖ konusunda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Ünal, “FETÖ ile geçmişte işbirliği yaptınız mı?” sorusuna, göz göre göre “Asla” diye yanıt verdi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, katıldığı bir canlı yayında FETÖ konusunda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Ünal, “FETÖ ile geçmişte işbirliği yaptınız mı?” sorusuna, göz göre göre “Asla” diye yanıt verdi.

Öte yandan önce, “Kuruluşu itibariyle devleti ele geçirmeyi hedef edinmiş bir yapıdan bahsediyoruz” diyerek FETÖ’yü tanımlayan Ünal, bu sözlerinin üzerinden çok vakit geçmeden şu ifadeleri kullandı:

“Siyasete sızmayı hiçbir zaman düşünmediler. Siyasetle kurdukları ilişkide de son derece açık oldular. AK Parti ile kurdukları ilişkide de son derece açık oldular. AK Parti'nin iktidara gelmesinden sonraki süreçte AK Parti'nin vesayetle ve darbelerle olan mücadelesinde, AK Parti bütün demokrasi yanlısı, darbe karşıtı sivil toplum örgütlerini yanına aldığında bunlar da geldiler. AK Parti'nin yanında kümelendiler. Ama siyasete sızmayı düşünmediler.”

Öte yandan yerel seçimlerdeki yenilgi hakkında da konuşan Ünal, İstanbul’a ilişkin, “23 Haziran'da biz şunu yapabilirdik, 13 bin oyun peşine düşmek yerine seçimin tekrarını istemeyebilirdik” dedi.

Mahir Ünal'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

SEÇİMİN TEKRARINI İSTEMEYEBİLİRDİK

AK Parti'nin yerel seçim stratejisinde yanlış neredeydi?

Seçim kampanya ile kazanılmaz. Seçim, oluşan psikoloji ile kazanılır. Biz ne 31 Mart seçimlerini ne de 23 Haziran'ı kaybetmiş olarak görüyoruz. 31 Mart'ta seçmen bize yüzde 52 onay verdi. Bu bizim için kıymetliydi. Ama bunun karşılığında İstanbul ve Ankara'yı bizden aldı. 23 Haziran'da biz şunu yapabilirdik, 13 bin oyun peşine düşmek yerine seçimin tekrarını istemeyebilirdik. Ama her bir oyun bir irade olduğunu bilerek o iradeye sahip çıkmak gerektiği motivasyonuyla hareket ettik.

AK Parti neden sandıktan çıkan sonucu beklemeden hareket etti?

AK Parti bugüne kadar girdiği her seçimi kazanmış bir parti. Bizim seçmenimiz çok sadık diyemeyiz. Bizim seçmenimiz 2009'da bizi yüzde 38'e düşürdü, bizim seçmenimiz 7 Haziran 2015'te bizi yüzde 40'lara düşürdü. Bizim seçmenimiz bizimle konuşuyor, ilişki kuruyor. Bizim seçmenimiz gerek gördüğünde bizi uyarıyor. Ama CHP'ye baktığınızda bütün seçimleri kaybetmesine rağmen yüzde 25'i koruyan bir parti.

31 Mart İstanbul seçimlerinde neden "Gönül Belediyeciliği Kazandı" afişleri asıldı?

Bu bir refleks haline geldi bizde. Her seçimde biz bunu yaparız. O biraz da Sayın Binali Yıldırım'ı teşekkür mahiyetindeki bilboard'larıydı. Yani o gece yapılmış bir şey değildi. Bu onlarca seçim kazanmış bir partinin rutine dönüşmüş refleksiydi.

FETÖ ile geçmişte işbirliği yaptınız mı?

(Sorunun tamamı: 2014 yılında Kanal 24’te bir programa katılıyorsunuz. “Gülen Cemaati mensuplarının orduya sızmasını mubah görürdük. O dönem YAŞ kararları sonrası ‘şu kadar Müslüman ordudan atılmış’ derdik” şeklinde ifadeleriniz var. Daha sonra aynı yıl Bugün TV’de katıldığınız bir yayında Fethullah Gülen’i bir ‘kanaat önderi’, bir ‘fikir işçisi’, bir ‘muhabbet fedaisi’ olarak tanımlıyorsunuz. ‘Türk kültürünü, tarihini yurt dışında temsil eden bir kişi’ sıfatını kullanıyorsunuz. Özgür Özel size, “AKP içinde hem FETÖ’ye hem PKK’ya destekten yargılanacak ilk kişisin” diye bir tweet atmıştı. Siz de kendisine 3 kuruşluk bir manevi tazminat davası açmıştınız. Ama o davayı da kaybettiniz. FETÖ ile siz geçmişte iş birliği yaptınız mı?)

Asla. Bugün TV'ye yaptığım açıklama 2012. Dersanelerin kapatılması konusunda grup başkanvekili olarak ben çalışmaya başlamışım, eğitim komisyonunu toplamışım ve Bugün TV'nin muhabiri de peşimde geziyor. Çünkü bizim yaptığımız çalışma ile ilgili bilgi almak istiyor ve dersaneler üzerinden de bir çatışma zeminine doğru gidiyoruz. O günü hatırlayalım. 2012 yılında bunlar henüz bir sivil toplum kuruluşu görünümünde ve biz dersaneleri kapatma kararı almışız. 2005'te Hüseyi Çelik'in bakanlığı döneminden itibaren dersaneleri kapatmak için çalışmaya başlamışız ama bir sonuç alamamışız. 2012 yılında tekrar dersaneleri kapatma kararı almışız ve çalışmaya başlamışız. Bunlar da benim ağzımdan söz almak istiyor. Benim tek demecimdir.

Onlara söylediğim şey şu; "Ya siz yurt dışında kanaat önderliği yapıyorsunuz, dersaneleri niye bu kadar önemsiyorsunuz" diyorum. Ama maalesef kırpılmış. Kanal 24'te de söylediklerimi tekrarlıyorum. Diyorum ki, orduya dindarları almayacağız diyerek maalesef bu insanların orduya sızmasının kapısı açıldı. Biz orduya dindarların alınmadığını düşünüp, bunların YAŞ kararlarıyla atılmasına üzülürdük diyorum. Söylediğim bu. O zaman bunlar FETÖ'cü olarak bildiğimiz insanlar değildi ki. Bunların maskesi 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'dan sonra düştü.

Ali Öztunç'tan Giresun açıklaması: Sorumlular hakkında soruşturma açılmalıdır Siyaset AKP’li belediyeyi şikayet ettiği için darp edildi Siyaset ABD'den dikkat çeken Erdoğan - Süleyman Soylu analizi Siyaset CHP’li başkanlar Giresun için seferber oldu Siyaset