AKP'lilerin örnek aldıklarını söylediği Yılmazer'in geçmişi: Kışlalı'yı hedef gösterme, uçak kaçırma...

Abone ol

Geçen hafta hayatını kaybeden Yılmazer'in cenazesine AKP'li isimler katılmış, Yılmazer'i kendilerine örnek aldıklarını söylemişti. Cumhuriyet yazarı Terkoğlu, Yılmazer'in Akit'te yaptıklarını, uçak kaçırmasını ve geçmişini yazdı.

Yılmaz Yalçıner, geçen hafta hayatını kaybetti. Yalçıner için 8 Aralık’ta Marmara İlahiyat Fakültesi Camisi’nde cenaze namazı kılındı. Cenaze törenine AKP Milletvekili Hasan Turan, Üsküdar Belediye Başkanı AKP’li Hilmi Türkmen de katıldı.

AKP Milletvekili Turan, yaptığı konuşmada, Yalçıner’in kendileri için örnek olduğunu belirtti ve “Davası için çile çeken, bedel ödemeyi her zaman göze alan bundan çekinmeyen bir ağabeyimizdi” dedi.

TERKOĞLU: AHMET TANER KIŞLALI’YA ÇARPI ATAN YILMAZER’Dİ

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, “Terörle aranıza mesafe koyun” başlıklı yazısında, Yılmaz Yalçıner’in kim olduğunu hatırlattı.

Terkoğlu, yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Yalçıner’in bir başka hikâyesi ise hiç konuşulmadı.

Ahmet Taner Kışlalı, 21 Ekim 1999’da bombalı saldırıyla katledildi. Yaşasaydı, bu köşede benim yerime o yazacaktı. Parçalanmış bedeniyle son nefesini verdiğinde kundaktaki kızı henüz bir aylıktı.

Açıktan tehdit ediliyordu. Katlinden beş ay önce Akit gazetesindeki sayfadan söz ediyorum. ‘Yuh pişkin zorba’ yazıyordu. ‘Zorba Kemalist gemi azıya aldı’ başlığıyla hedef gösteriliyordu. Yetmemiş, Kışlalı’nın fotoğrafının üzerine çarpı atılmıştı. ‘Öldürüleceksin’ mesajı günlük gazeteden veriliyordu. Ahmet Taner Kışlalı, Mustafa Yücel Özbilgin, Ali Günday... Liste uzuyor. Akit her katliamdan önce bunu yapıyordu.

Yıllar sonra ‘Akit’ deyip geçmedim. O sayfayı hazırlayanı bulmaya çalıştım. Dibinde bir isim yazıyordu: ‘Abdullah Birisi’.

Elbette uydurma bir isimdi. Fail kendisini saklamak için adını değiştirmişti.

İslamcı camia içinde bir araştırma yaptım. Bulmak zor olmadı. Kışlalı’dan sonra da birçok kişiyi hedef gösteren ‘Abdulllah Birisi’, Yılmaz Yalçıner’den başkası değildi. Kışlalı’nın katillerine yol gösteren isim, AKP’lilerin ‘ağabey’ dediği, ‘örnek aldıklarını’ söyledikleri Yalçıner’di.”

“ÖRGÜTÜYLE UÇAK KAÇIRDI UÇAĞI İRAN’A GÖTÜRÜP ‘HİCRET ETMEYİ’ PLANLIYORDU”

Yılmaz Yalçıner’in ilişkilerinden de bahseden Terkoğlu, yazısını şöyle sürdürdü:

“Operasyonlar, yakalananlar, yargılananlar, itiraflar; İran bağlantılı ‘Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu’ terör örgütünü işaret ediyordu. Katiller cinayet öncesinde defalarca İran’a gidip gelmişti. Eylem oradan buraya uzanmıştı. İşin ilginci, ‘dava adamı’ denilen Yalçıner de bu örgütle bağlantılıydı.

68 eylemlerinde devrimcilere saldıran bir ülkücüydü. 74’te ‘ülkücülükten tövbe ettiğini’ söyleyerek İslamcı olmuştu. Şûra ve Tevhid dergilerini çıkaran Yalçıner, grubunu ‘İran devriminin Türkiye’deki sözcüsü’ olarak tanıtıyordu. Niyetinin İran devrimini Türkiye’ye taşımak olduğunu söylüyordu. Bu kez ülkücüler yerine İslamcı gençleri devrimcilere karşı kışkırtıyordu.

Yalçıner, terör faaliyetine bizzat elde silahla devam etti. 14 Ekim 1980 günü örgütüyle uçak kaçırdı. Uçağı İran’a götürüp ‘hicret etmeyi’ planlıyordu. Yapılan kurtarma operasyonunda iki insan öldü. Yalçıner, 36 yıl hapis cezası aldı. Diyarbakır Cezaevi’nde yattı. Anlattığına göre ona iş düşmüştü. Cezaevinde işkence gören solculara, cezaevi yönetiminin isteğiyle, ‘zorunlu din dersi’ veriyordu. Özal dönemi affıyla 11 yıl 7 ay sonra hapisten çıktı. ‘Görevine’ Akit’te devam etti.

“MEHDİ’Yİ BEKLER GİBİ ERDOĞAN VE ARKADAŞLARINI BEKLESEYDİM”

Derken yine yön değiştirdi. Fethullahçıların, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı toplantılarında bile görünen Yalçıner, İran karşıtı olmuştu. ‘Yanlışlıkla başarılı olsaydık, maazallah Türkiye’yi de İran misali bir diktatörlüğe sürüklemiş olacaktık’ diyordu. Geçmişini yargılarken bugününü anlatıyordu: ‘Keşke hiçbir şey yapmasaydım da Mehdi’yi bekler gibi Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını, AK Parti’yi bekleseydim.’”

‘28 ŞUBAT MAĞDURU’ OLDU!

“İşte cenazede AKP’lilerin sahiplendiği bu ‘dava’, Yalçıner’in bile günah çıkardığı acımasız dinci terörün ta kendisiydi” diyen Barış Terkoğlu, yazısını şöyle noktaladı:

“Nitekim Yılmaz Yalçıner yıllar önce bana ulaşmış, Kışlalı hadisesinde yaptığını kabul etmişti: ‘Yaptığım haberin biçimini savunuyor değilim, yanlıştı.’ Ona göre her şeyin sorumlusu ‘derin devlet’ti. Kemalist aydınları da ‘derin devlet’ öldürmüştü.

İlginçtir, cenazede gözüme vekillerden sonra konuşan başka bir isim takıldı: Selahaddin Eş Çakırgil. Tabuttaki Yalçıner’i ‘Ben Yılmaz’ı 1975’ten beri tanıyorum’ diye anlatıyordu. O da aynı örgüttendi, İran’a firar etmişti. Yıllar sonra Türkiye’ye döndüğünde, Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu, onu yine bu köşede, şöyle anlatmıştı: ‘(Onu) muhtemelen tanımazsınız. Ancak ben tanıyorum. Selahattin Eş olarak. Babamın cinayet davasındaki sanıklardan biri olarak tanıyorum.’

En çok da hem Yalçıner’in hem Çakırgil’in yine hükümet medyasında ‘28 Şubat mağduru’ olarak tanıtılmasına şaşırdım. 80’li yaşlardaki generaller hapiste çürütülürken elde silahla ‘Türkiye İran olacak’ diyenler, 28 Şubat’la alakaları bile yokken ‘mağdur’ ilan ediliyordu.”

Adana'da kadın cinayeti! Barışma teklifini kabul eden kadına bir gün sonra kurşun yağdırdı Güncel Emniyet Müdürü’ne eğlence mekanı önünde kurşun! Güncel Euro üzerinden hesaplanan nafakayı ödeyemeyince 3 kez hapse girdi! Güncel Sedat Peker'le ilgili dikkat çeken BAE iddiası: 'Gitmek istediği söyleniyor' Güncel