AKP'nin yeni seçim kanunu planı: MHP ile anlaşma sağlanmış...
Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, bugünkü köşesinde AKP ve MHP'nin anlaştığı 'daraltılmış bölge' planını kaleme aldı.
Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, bugünkü köşesinde AKP ve MHP'nin anlaştığı 'daraltılmış bölge' planını kaleme aldı.
Sarıkaya'nın yazısından ilgili bölüm şöyle:
SİYESETİN ilginç bir davranış biçimi var.
Sadece bu döneme özgü de değil, geçmişte de benzer davranışları çok gösterdi.
Ata sözündeki gibi, “yumurta kapıya dayanmadan” bir konuda adım atmaktan imtina ediyor.
Ne zaman ki o konuda sıkışıyor, bir an önce hayata geçirmek için cevval davranış gösteriyor...
Görünen o ki bu kez de öyle olacak...
TBMM’nin önünde seçime kadar kalan yasa yapabileceği 1,5 dönem var.
Eğer sandık erken gelirse aslında o da yok.
Dolayısıyla seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler bir yıl içinde yapılacak seçimde uygulanması Anayasa hükmü gereği imkansız olduğu için önünde bir yıl var.
Yani gelecek Haziran ayına kadar değişikliklerin yapılması gerekiyor; belirttiğim gibi eğer ki seçim zamanından önce olmayacaksa...
Dolayısıyla Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerin bu yasama yılında tamamlanması elzem...
İktidar ve desteğindeki partiler de bunu gördüğü için seçim kanunları üzerindeki düzenlemeye hız kazandırdı.
Bu kapsamda AK Parti yasa teklifi metni hazırladı...
İçeriğini geçen hafta bu sütunda paylaşmış ve Türkiye barajının %5 olması konusunda bir mutabakata varıldığını aktarmıştım.
Hatta MHP ile 7 milletvekilinden az olmamak kaydıyla daraltılmış bölge konusunda da bir mutabakat oluşmuş...
CHP VE İYİ PARTİ BAKIŞI
Burada en çok tartışmayı seçim sonrası ittifak oylarının dağılımı ve ittifaka katılımın şartları oluşturacağa benziyor.
AK Parti ve MHP bir önceki seçime girmemiş partilerin ittifak içinde olmasını pek istemiyor.
Muhalefet ise bunun Anayasa’ya aykırılık içerdiği görüşünü her platformda dile getiriyor.
Ayrıca böyle bir engelin işlerliği de yok.
İttifak içinde öteki partinin listesinden girince bu engel aşılabiliyor.
AK Parti listesinden seçime girip seçildikten sonra partisine dönen BBP lideri Mustafa Destici bunun en iyi örneği...
Ya da İYİ Parti listesinden giren DP lideri Gültekin Uysal...
Asıl tartışma konusu siyasete yeni giren ve seçime katılma hakkını elde eden partilerin durumu.
Seçim veya siyasi partiler kanununda yapılan değişiklikler bu durumdaki yeni partilerin önünün kesilmesi Anayasa hukuku açısından mümkün olabilir mi?