Akşener: SADAT'ın kamp fotoğraflarını gördüğümde savcıya söyledim; Kemal Bey'in ortaya koyduğu endişe ciddiye alınmalı
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kamuoyunda tartışılmaya devam eden SADAT'la ilgili “Benim fotoğraflarını gördüğüm kamplar kapandı. Ama Kemal Bey'in ortaya koyduğu endişe, bizzat kapısına gidişini ciddiye almak lazım geldiğini düşünüyorum" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, siyasetin gündeminde yer alan konularla ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yargıtay 3. Dairesi'nin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında tamamı eski tarihli sosyal medya paylaşımları nedeniyle verilen 4 yıl 11 ay 20 günlük hapis cezasını onaması sonrası CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kapısına gittiği Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'yle (SADAT) ilgili şunları söyledi:
'KEMAL BEY'İN ORTAYA KOYDUĞU ENDİŞE CİDDİYE ALINMALI'
“Benim fotoğraflarını gördüğüm kamplar kapandı. Ama Kemal Bey'in ortaya koyduğu endişe, bizzat kapısına gidişini ciddiye almak lazım geldiğini düşünüyorum. Ciddiye alması gerekenler de Türkiye'nin güvenliğinden sorumlu birimler. Birimlerin başındaki kim? Siyasiler. Türkiye'de tek adam sistemi olduğu için de Cumhurbaşkanı'nın etrafa çemkirmek yerine iddiaları ciddiye alması lazım."
'KAMP FOTOĞRAFLARINI SAVCIYA SÖYLEDİM, BİR SÜRE BU KONU KAPANDI'
Akşener, bahsettiği fotoğraflara şöyle açıklık getirdi: "İnsanların eğitildiği kamp görüntüleriydi. Hangi kurumdan olduğu belli olacağı için almadım ama gördüm. Savcıya söyledim. Bir süre bu konu kapandı."
Halk TV yazarı İsmail Saymaz'ın aktardığına göre devamında yöneltilen sorular ve Akşener'in bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
- SADAT seçim güvenliğini tehdit eden bir yapı mı?
Benim fotoğraflarını gördüğüm kamplar kapandı. Ama Kemal Bey'in ortaya koyduğu endişe, bizzat kapısına gidişini ciddiye almak lazım geldiğini düşünüyorum. Ciddiye alması gerekenler de Türkiye'nin güvenliğinden sorumlu birimler. Birimlerin başındaki kim? Siyasiler. Türkiye'de tek adam sistemi olduğu için de cumhurbaşkanının etrafa çemkirmek yerine iddiaları ciddiye alması lazım. Ama asıl olan, İstanbul seçimi örnek, oturduğu yerden kalkmamak için, Anadolu'da 'cilleklik' denir, cilleklik yapan bir yapı burası.
'CİRLEKLİK OLUR AMA ONU ORTADAN KALDIRACAK SANDIK KORUMA SİSTEMİNİZ OLMASI GEREKİR'
Maalesef AK Parti'nin iktidarında bunları yaşadık. Millet İttifakı açısından hadiseye bakıldığında, sandık güvenliğini o kadar önemsiyoruz ki, komisyon kurduk. SADAT'ı, KADAT'ı, MADAT'ı... Bunlar olabilir. Esas mesele, bizlerin hassasiyeti, ciddiyeti ve birbirimizle olan uyumudur. Cilleklik olur ama onu ortadan kaldıracak sandık koruma sisteminiz olması gerekir.
- Başarabilecek misiniz?
Başaracağız. Çünkü bakın, İstanbul örneği şu: 13500 fark yapıldı. Keşke milli iradeye el uzatılmasaydı. Islak imzalı tutanaklar olmamış olsaydı 13500 oyu berhava edeceklerdi. Söylemeye çalıştığım o. Ne SADAT'ı, ne MADAT'ı, ne KADAT'ı... Elbette birşeyler yapmaya çalışabilirler ama sandık başındaki irade bunları ortadan kaldırır. İstanbul'dan öyle bir tecrübemiz var ki ıslak imzalar her bir sandığın başından alındığı zaman bunu başaracağız.
- Ukrayna, Türkiye'den silah almak için SADAT'a başvurmuş. SADAT da izin için Milli Savunma Bakanlığı'nın kapısını çalmış.
Milli Savunma Bakanlığı ne yapmış?
- Henüz yanıt gelmemiş.
İşte, asıl mesele bu. Kurumsal sistemleri darmaduman olan yapıda bunlar olur. ABD ve Rusya'nın paralı asker şirketleri var. SADAT ile ilgili temel sorun şu: Kimse tevatürün dışında birşey bilmiyor. Paralı asker sevk eden yapı mıdır? Türkiye'den mi silah alabiliyorlar, dünyanın başka yerinden mi? Bunun Türkiye'deki hukuka göre karşılığı nedir? Bunun cevaplarının verilmesi lazım.
- Türki cumhuriyetlerde üretilen silahları Afrika'da satıyorlar.
Türkiye'de hukuki karşılığı nedir? Onu söylemeye çalışıyorum. Silah şirketi mi, bilinmeyen kısmı bu. Şirketin ne olduğu bilindiği takdirde sorun yok. Biz beş müteahhiti eleştiriyoruz. "Beşli Çete" diyoruz. Onlarla ilgili kayrılmalar, yandaş olmanın getirdiği tuhaf ihaleler sonucu iş almaları, vergilerin bir kalemde silinebilmesi gibi birçok konuda... Bunu kim yapıyor? İktidar yapıyor. Bizim için bu eylemlerin eleştirilmesi esastır. SADAT'ın kurucusu (Emekli Korgeneral Adnan Tanrıverdi) Saray'da danışmandı. Böyle irtibatların olamaz.
- Atatürk Havalimanı tartışması sürüyor. Cumhurbaşkanı, "Pistleri kullanabiliriz" diyereki tavır değiştirdi. Siz nasıl bakıyorsunuz?
Toplumsal itiraz sebep oldu. Bizim gençlik kollarımız gece gitti ve basın açıklaması yaptı. Manidar adımlar atıyorlar hep. Şimdi de 19 Mayıs öncesi orayı yıkmaya kalkışıyorsunuz. Bir probleme 15 problem ekliyorsunuz. Bunu milletimiz, cumhuriyet değerlerine meydan okuma olarak gördü. Bizim belediye meclis üyemiz Ali Kıdık'ın iddiası şuydu: Bir bölümü millet bahçesi haline getirilebilir ama havalimanı olmaktan çıkarıldığı dakikadan itibaren çeşitli dostlara ev, villa ve AVM yapma hakkı doğar.
- Ne olmalı?
Beni niye o havalimanın ortadan kaldırıldığını hiç anlayamadım ki zaten. O zaman niye Erdoğan kullanıyor? Niçin bakanlar inip çıkıyor? Öbür havalimanının seçildiği yerle ilgili çok sorun çıktı. Çok uzak... Proje yapılmasına kimse karşı değil. İstanbul taşıyamıyordur, bir havalimanı daha yaparsınız. Bir birime 10 birim para harcandı. Bunlar niye hesaplanmaz? Bilimden uzaklaştığınız ve kayırmaya yöneldiğiniz zaman böyle oluyor.