Alperen'in ölümünü soruşturan müfettişlere beraat
İzmir'in Çiğli ilçesinde okul servis minibüsünde unutulmasının ardından yaşamını yitiren 3 yaşındaki Alperen Sakin'in ölümüne ilişkin 'ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak' suçlamasıyla hakkında dava açılan 3 maarif müfettişi beraat etti.
Karşıyaka 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık B.K, Alperen Sakin'in ailesi ve avukatı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı katıldı. Diğer tutuksuz sanıklar N.K.A. ve S.S. ise duruşmada yer almadı.
Sakin ailesinin avukatı, sanıkların savunmalarında denetim görevlerini sınırlı olarak yaptıklarını kabul ettiklerini ifade ederek, "Denetim görevlerini gereği gibi yerine getirmedikleri için kusurları sabittir. Cezalandırılmalarını talep ediyoruz" dedi.
Tutuksuz sanık B.K, söz konusu kurumda denetim yapmadığını ve kuruma hiç gitmediğini söyleyerek, "Kurumun yerini de bilmiyorum. Bu nedenle herhangi bir ihmalim yoktur. Görevim, çalışma organizasyonunu sağlamaktır" diye konuştu.
Tutuksuz sanıklar N.K.A. ve S.S'nin avukatı, denetimlerin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğunu savunarak, "Olay tarihinden 18-19 ay önce yapılan denetimden dolayı müvekkiller sorumlu tutulmak istenmektedir. Müvekkillerin yaptıkları denetim ile ölüm olayı arasında herhangi bir illiyet bağı yoktur. Ölen öğrenci, denetim yapıldığı tarihte okulda değildir. Müvekkillerin beraatına karar verilmesini talep ederiz" şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, sanıkların beraatına karar verdi.
Baba Sakin: Hakimleri vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz
Baba Serkan Sakin duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, mahkemelerin bir kısmının Çiğli Belediyesi'ne taşınması sonucu yanlışlıkla önce belediyeye gittiklerini ve duruşmaya geç kaldıklarını, salona girdiklerinde ise duruşmaya katıldıklarına dair tutanağın yazılmadığını savundu.
Baba Sakin, şunları söyledi:
"Bize söz hakkı verilmedi. Yokmuşuz gibi davranıldı. Sanıkların beraatına karar verilmesinden dolayı üzgünüz ve kızgınız. Oysa ki kreş müdürü B.G. ifadesinde, 'Denetimlerde maarif müfettişleri gelmeden önce ya sabahleyin ya 1 gün önce okula veya bana telefon ederler, 'filan duraktayız bizi alabilir misiniz' gibi söylerler. Biz de araba göndeririz, arabayla getiririz. Müfettişler haber verince doğrusu yaşı tutmayan 10 kadar öğrenci var. Müfettiş bey öğrencileri görmesin diye onları yakın olan kreş sahibinin evine götürürler. Müfettişler gidene kadar çocuklar orada kalır. Müfettiş gittikten sonra çocuklar kuruma getirilirler" ifadesi mahkeme zabıtlarında da sabittir. Halbuki davada N.K.A, S.S. ve B.K, 'Biz sadece organizasyonu yaparız, geri kalanına karışmayız' demişlerdi. Hassas davranmayan kişilere, işini umursamayan kişilere, maalesef bizim hiçbir şekilde fikrimiz alınmadan, yokmuşuz gibi davranılan mahkeme duruşmasında beraat verilmiştir. Temyiz mahkemesine başvurmamız kaçınılmazdır. Kararı kınıyoruz. Hakimleri vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz. Kreş çalışanlarına müfettişlerin keyfi tutumu rahatlık vermiştir."