Anayasa Mahkemesi alarm veriyor: "Dünyanın hiçbir anayasa mahkemesinin önünde bu kadar başvuru yok"
AYM Başkanı Arslan, "Bugün itibarıyla 123 bine yakın bireysel başvuru var Anayasa Mahkemesi'nin önünde. Dünyanın hiçbir anayasa mahkemesinde, hiçbir uluslararası insan hakları mahkemesinin önünde bu kadar başvuru yok" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "Adli Yargıda Bireysel Başvuru İhlal Kararları ve İhlalin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması Bölge Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, bu toplantıların, bireysel başvurunun daha etkili şekilde uygulanabilmesi için yargısal diyalog yoluyla ortak sorunlara çözüm bulmayı amaçladığını söyledi.
“HERHANGİ HAKKI İHLAL EDİLEN BİREYİN, BU İHLALDEN KAYNAKLANAN ZARARININ MUTLAKA GİDERİLMESİ GEREKİR”
Bireysel başvurunun başarısı ve etkili bir yol olarak yoluna devam edebilmesinin, ihlal kararlarının mutlaka yerine getirilmesine ve gereği gibi uygulanmasına bağlı olduğunu da ifade eden Arslan, şunları kaydetti:
"Burada sadece münferit başvurularda ihlalin giderilmesini, başvurucunun zararının giderilmesini kastetmiyoruz. Bu elbette bireysel başvurunun subjektif etkisi. Anayasada güvence altına alınan herhangi hakkı ihlal edilen bireyin, bu ihlalden kaynaklanan zararının mutlaka giderilmesi gerekir. Bu aslında devlet olarak bireylere karşı sorumluluğumuzun da bir gereğidir. Fakat bu subjektif etkinin ötesinde bundan belki de daha önemli olan, bireysel başvurunun objektif etkisidir."
“DÜNYANIN HİÇBİR ANAYASA MAHKEMESİNDE, HİÇBİR ULUSLARARASI İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNİN ÖNÜNDE BU KADAR BAŞVURU YOK”
Arslan, bireysel başvuruda temel amacın bir ülkede tek tek tüm bireylerin hak ihlali iddialarını ortadan kaldırmak ve onları karşılamak olmadığına işaret ederek, "Bu mümkün de değildir. Anayasa Mahkemesi 15 üyeden oluşan 100'ün biraz üzerinde raportöre sahip olan bir mahkeme. Bugün itibarıyla 123 bine yakın bireysel başvuru var Anayasa Mahkemesi'nin önünde. Dünyanın hiçbir anayasa mahkemesinde, hiçbir uluslararası insan hakları mahkemesinin önünde bu kadar başvuru yok." ifadelerini kullandı.
“BİR MAHKEME BU KADAR ÇOK BİREYSEL BAŞVURUYLA SUBJEKTİF ETKİYİ SAĞLAYARAK MÜCADELE EDEMEZ”
Ağır bir yük ile karşı karşıya kalındığını dile getiren Arslan, "Bir kere bunu kabul etmek zorundayız. Ağır bir iş yükü ile karşı karşıya kalan ve her geçen gün artan iş yüküyle mücadele etmek zorunda olan bir mahkeme bu kadar çok bireysel başvuruyla subjektif etkiyi sağlayarak mücadele edemez. O halde tek yol, tek çözüm bireysel başvurunun objektif etkisini hayata geçirmek ve başarılı bir şekilde uygulamaktır." diye konuştu.
"AMAÇ YENİ İHLALLERİN ORTAYA ÇIKMASINI ÖNLEMEKTİR"
Arslan, objektif etkinin ne olduğuna yönelik de değerlendirmede bulunarak, şunları kaydetti:
"Yasama, yürütme ve yargı organları, idare makamları, ihlali gidermekle yükümlü olan makamlar, kamu gücü kullanan organlar, Anayasa Mahkemesi'ne yeni bir şikayetin olmasını, gerçekleşmesini beklemeden hak ihlalinin kaynaklarını kurutmak durumundadırlar. Yargı organlarımız, mahkemelerimiz, yeni bir başvurunun yapılmasını beklemeden Anayasa Mahkemesi ihlal kararlarında ortaya konan ilkleri ve esasları göz önünde bulundurarak kararlarını vermek durumundadır. İdari makamlar, idari işlemler yaparken anayasa mahkemesinin bireysel başvuruda verdiği ihlal kararlarının, bu kararların gerekçelerini, kararda ortaya konulan ilkeleri ve esasları dikkate almak durumundadırlar. Bunu yaptığımız takdirde biz yeni başvuruların dolayısıyla da yeni ihlallerin ortaya çıkmasını önleyebiliriz."
Buna aynı zamanda bireysel başvurunun önleyici işlevi de denilebileceğine dikkati çeken Arslan, "Çünkü amaç yeni ihlallerin ortaya çıkmasını önlemektir, tek tek tüm ihlalleri ortadan kaldırmak değildir." dedi.