Ankara’nın Kıbrıs sessizliği
Geçen hafta Lefkoşa’da toplanan Akdeniz’e kıyısı olan AB ülkeleri (Med7) toplantısında Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de doğalgaz çıkarma çalışmalarına destek verilirken toplantının ardından Fransa’nın Güney Kıbrıs’ta askeri üs kuracağı ortaya çıktı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) ev sahipliğinde geçen hafta Lefkoşa’da toplanan Akdeniz’e kıyısı olan AB ülkeleri (Med7) toplantısında Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de doğalgaz çıkarma çalışmalarına destek verilirken toplantının ardından Fransa’nın Güney Kıbrıs’ta askeri üs kuracağı ortaya çıktı.
Cumhuriyet'ten Hüseyin Hayatsever'in haberine göre Fransa, İtalya, Yunanistan, Portekiz, Malta, İspanya ve GKRY devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen Med7 toplantısının ardından Kıbrıs Rum basınında GKRY’nin Fransa ile adada askeri üs kurulmasını da kapsayan savunma anlaşması imzaladığı haberleri çıktı.
Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, “Enerji ve savunma alanında ileriki zamanda açıklanması beklenen bir dizi anlaşmaya varıldı” açıklaması yaptı.
Halen Kıbrıs’ta Andreas Papandreou hava üssünü kullanan Fransa’nın Kıbrıs’ta resmen askeri üs kuracak olmasına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) ve 1960 anlaşmaları kapsamında adada garantör ülke olan Türkiye’den bir tepki gelmedi.
Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada bildiri “hakkaniyet ve yapıcılıktan uzak” olarak nitelendirilirken Rum Yönetiminin, “AB üyeliğini istismar etmeyi sürdürdüğü” kaydedildi.
‘İyi niyetli değil’
Konuyla ilgili Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan emekli büyükelçi Tugay Uluçevik, “Bu tepkisizliği anlamak mümkün değil. Fransa’ya üs verilmesi, her şeyden önce 1960 anlaşmalarına aykırı bir durumdur. Rumların bu şekilde anlaşmalar yapmaları, iyi niyetten yoksun olduklarını, eşitlik temelinde bir anlaşmaya niyetli olmadıklarını göstermektedir. Çünkü eğer herhangi bir devlete Kıbrıs’ta bir üs verilecekse Kıbrıs Türk tarafının da rızası alınmalıdır. Kıbrıs Rum Kesimi, bunları hiç dikkate almadan birçok uluslararası anlaşma yapıyor. Bu gelişmeler tepkisiz geçiştirilmemelidir. En azından Rumların iyi niyetten yoksun olduklarını, eşitlik temelinde bir çözüm yanlısı olmadıklarını ifade etmek gerekir” diye konuştu.