Anne babalar dikkat! Bu hastalık bir anda karşınıza çıkabilir!
Prof. Dr. Mehdi Süha Öğüt, çocuklarda en sık görülen 5 göz hastalığını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Prof. Dr. Mehdi Süha Öğüt, çocuklarda en sık görülen 5 göz hastalığını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
“Hiç fark etmedik, göz doktoruna gittiğimizde 3,5 derece gözlük verdi!”… Birçok anne babadan bu tür sözler duymak mümkün. Bazı durumlarda göz bozuklukları fark edilmiyor çünkü bir göz bozuk olsa da diğer gözde problem yoksa sorunu ortaya çıkarmıyor, sinsice ilerlemesine yol açıyor.
Acıbadem Kadıköy Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehdi Süha Öğüt bu nedenle çocuklarda düzenli göz muayenesinin çok önemli olduğunu belirterek, bu şekilde ileride pek çok sıkıntıya yol açabilecek problemlerin önlenebileceğine dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Mehdi Süha Öğüt, çocuklarda en sık görülen 5 göz hastalığını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Kırma kusurları
Çocuklarda da hipermetropi, miyopi ve astigmatizma gibi kırma kusurları görülebiliyor. Özellikle küçük yaştaki çocukların şikâyetlerini tam olarak tanımlayamaması nedeniyle sorun çok uzun süre fark edilemeyebiliyor. Bir gözün iyi görmesi diğer gözdeki sorunu gizleyebildiğinden tedavi için geç kalınıyor.
Bu nedenle herhangi bir yakınma ortaya çıkmasını beklemeden çocuğunuza erken yaşlarda göz muayenesi yaptırın. Kısa sürede dikkat dağılması veya dalgınlaşma, sık baş ağrısı şikayeti olan çocuklarda da göz bozukluğu olma ihtimali yüksek olduğundan, çocuğunuzun bu tür şikayetleri varsa göz muayenesini ihmal etmeyin.
Şaşılık
Çocukluk döneminin sık rastlanan hastalıklarından olan şaşılıkta; gözlerden biri istenilen cisme odaklanırken, diğeri içe, dışa ya da yukarıya doğru kayabiliyor. Şaşılığın tedavisinde kesinlikle gecikilmemeli.
Erken tedavi görme gelişimindeki başarıyı etkilerken, çocuğun muayenesinin çok iyi yapılması, kayma miktarının ve göz hareketlerinin çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Toplumda görülme sıklığı yüzde 2-4 olan şaşılık zamanında tedavi edilmediğinde, çocuklarda okul başarısızlığından özgüven kaybına dek birçok soruna yol açabilirken, göz tembelliği gibi çok önemli bir probleme neden olabiliyor.
Konjonktivit
Gözlerde yanma, batma, kaşıntı, kanlanma ve çapaklanma gibi şikâyetlerle kendini gösteren konjonktivit, göz yüzeyini ve göz kapaklarının iç kısmını örten ince saydam zarın iltihabı olarak tanımlanıyor. Konjonktivit mikrobik veya alerjik olabiliyor. Mikrobik olanlar çoğunlukla bakteri ve virüslere bağlı olarak ortaya çıkıyor.
Genellikle hijyen koşullarının iyi olmadığı yüzme havuzu veya kalabalık okul, kreş gibi ortamlarda bulaşıcılığın fazla olduğu viral konjonktivitler sık görülebiliyor. Kaşıntı, kızarıklık ve sulanma belirgin şikayetler olarak öne çıkarken, çocukluk çağında görülen bazı alerjik konjonktivitler çok şiddetli seyredip görmeyi dahi etkileyebiliyor. Bu nedenle bir an önce uygun tedavinin başlaması çok önemli.
Gözde sulanma
Doğumu takiben ilk birkaç hafta içinde başlayan tek veya iki taraflı göz sulanmaları genellikle gözyaşı kanallarının tıkanıklığı ile ilgili olabiliyor. Sıklıkla ve özellikle sabahları çapaklanma ile seyreden sorunun mutlaka bir göz hekimi tarafından değerlendirilmesi gerekiyor.
Tedavide sık temizlik ve gözyaşı kesesi üzerine göz hekiminin tarif ettiği şekilde masaj uygulanıyor. Sorun genellikle masaj ile düzelirken, gerektiği durumlarda antibiyotikli damla da kullanılıyor. Eğer sulanma 1 yaşına kadar devam ederse ve çapaklanma sık sık görülüyorsa sondalama işlemi ile kanal açma tedavisi uygulamak gerekebiliyor.
Göz tembelliği
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehdi Süha Öğüt “Normal görme gelişimi için her iki gözün de aynı netlikte ve benzer uyaranlar alması gerekir. Gözden beyine uyarı gidişinde bir aksama olduğunda görme gelişimi istenilen düzeyde olmaz ve göz tembelliği gelişir. Genellikle bir göz etkilenir.
Ancak her iki gözde de olabilir. Göz tembelliğine yol açabilen nedenler; zamanında fark edilip tedavi edilmeyen kırma kusurları, şaşılık ve görme eksenini kapatan hastalıklardır. Göz tembelliği önlenebilen ve erken fark edildiğinde de tedavi edilebilen bir hastalıktır. Tedavisi genellikle 7-10 yaşlarına kadar yapılabilmektedir. Ancak ne kadar erken fark edilip tedavi edilirse başarı şansı o kadar yüksek olur” diyor.