Ataşehir'de Erdal Eren Kütüphanesi açıldı

Abone ol

Ataşehir Belediyesi, idam edilmesinin 38. yıl dönümünde Erdal Eren anısına kütüphane açtı

İstanbul Ataşehir’de bulunan Erdal Eren Kültür Merkezi’nde, 12 Eylül darbecileri tarafından yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren için anma gerçekleştirildi.

Evrensel'de yer alan habere göre, anma öncesi ziyaretçiler, Erdal Eren’in fotoğrafları ile idama giderken, mahpus arkadaşından ödünç alıp giydiği elbisenin de yer aldığı sergiyi gezdi. Anmanın ardından Erdal Eren Kütüphanesi’nin açılışı yapıldı.

Saygı duruşunun ardından Eren’in yaşamı ve mücadelesinin anlatıldığı kısa sinevizyon gösterimi yapıldı. Belgesel gösteriminde, Eren’in idamından hemen önce ailesine yazdığı mektubun okunduğu sırada etkinlik salonundan alkış sesleri yükseldi. Salonda sık sık “Yaşasın, devrim ve sosyalizm”, “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm” sloganları atıldı. Anmadaki konuşmalarda mücadele sözü verildi.

‘ERDAL EREN’İN İSMİ MÜCADELEYLE YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR’

Anma programında Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Kalender Özdemir ve “Erdal Eren’in yol arkadaşları” adına Ali Doğan birer konuşma yaptı. Ataşehir Belediyesine teşekkür ederek sözlerine başlayan Doğan, Eren’in şahsında uğrunda mücadele ettiği dünya görüşünün idam edilmeye çalışıldığını vurguladı. Doğan, “Erdal Eren’in de söylediği gibi işçi sınıfının iktidar mücadelesinde ‘Aman ha adım atmayın, adım atarsanız sonunuz Erdal gibi olur, Denizler gibi olur’ dediler. Ama bunda başarılı olamadılar Erdal Eren’i darağacına götürenlerin isimleri bile anılmıyor. Ama Erdal Eren’in ismi fabrikalarda, iş yerlerinde, üniversitelerde, liselerde, hayatın aktığı her yerde mücadele ile yaşamaya devam ediyor. Erdallar, Denizlerden bir bayrak aldılar. Erdallar da korkmadılar, darağacına giderken o cellatlardan af dilemek akıllarına gelmedi, cellatlarına korku saldılar. Dediler ki ‘biz sınıfsız sınırsız bir dünya için mücadele ediyoruz. Siz bizim canımızı alabilirsiniz ama bizim fikrimiz mutlaka işçi ve emekçilerin içinde hayat bulacak’ dediler. Onların düşleri gerçek olacak. Hayatın olduğu her yerde Erdal Eren’in canını verdiği sosyalizm mücadelesini ilmek ilmek örüyoruz. Erdalların düşünü örgütlemek üzere nefer olacağız.”

Eren’in idam edildiği dönemde Mamak Hapishanesinde mahpus olan Aygün Zerger konuşması için sahneye davet edildi. Zerger, “Erdal asıldığında orada değildim. Ama Mamak Hapishanesinde müthiş bir dayanışma vardı. Hayatın kurutulmasına karşı hayatı yeşertmek çabasında biz de varız” dedi.


‘ERDAL EREN KİTAPLIĞI İNSANIN İNSAN OLMA MÜCADELESİNDEKİ YENİ BİR KAYNAKTIR’

Anmaya, Evrensel Gazetesi yazarı Aydın Çubukçu videolu mesajı gönderdi. Çubukçu, Deniz Gezmiş Parkı’nda Erdal Eren Kültür Merkezi’nin ve kütüphanesinin bulunmasından dolayı bu projeyi hayata geçirenlere teşekkür ederek şunları söyledi: “Erdal Eren ismi bugün daha güzel bir dünya, özgürlük, eşitlik ve barış özlemlerinin bir simgesi olarak yeniden aramızda. Aydınlık geleceği yaratmak isteyen her genç insan onların kararlılık ve cesaretinin, cehalete ve gericiliğe karşı mücadelelerinin ilham kaynağıdır. Özellikle Erdal Eren isminin bir kütüphaneye verilmiş olması çok anlamlıdır. Dünyayı ve insanı anlama tutkusuyla genç yaşında kendisini kitaplardan yükselen ışığa adamış olan bu genç devrimci, şimdi faşizmin yüzündeki maskeyi yırttığı anda yaktığı ateşi bize bir başka biçimde ulaştıracak. Erdal Eren kitaplığı insanın insan olma mücadelesindeki yeni bir kaynaktır. Orası dışardan bakılınca bir binadan ibarettir ona can ve ruh verecek olan başta gençler olmak üzere hepimizin ilgisi ve sevgisi olacaktır. Orada okunacak her satır, her tartışma, yapılacak olan her araştırma yalnızca bizim bilincimizi geliştirmekle kalmayacak, günümüz gericiliğinde, geçmişin karanlık hortlaklarının da gözlerine tutulmuş bir araç olacaktır.”

‘ERDAL EREN HER DAİM KALBİMİZİN ÜSTÜNDE BİR KIRMIZI GÜL GİBİ DURUYOR’

Etkinlikte Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ile yazarlar Aydın Öztürk ve Muzaffer Oruçoğlu’nun gönderdiği yazılı mesajlar okundu.

İlgezdi, TBMM bütçe görüşmeleri nedeniyle Ankara da olduğu için etkinliğe katılamadığını dile getirerek, “Yaşı küçük, ancak fikirleri ve cesareti pek çok kişiyi tedirgin edecek kadar büyük olan Erdal Eren’i idam edilişinin 38. yılında özlem ve hüzünle anıyorum” dedi. Öztürk ise mesajında “ İnsan ömrü işte, zamanın, sonsuzluğun karşısında bir nefeslik duraktır aslında. Uzun da yaşanır. Bazen kısacık bir zamandır. Oysa önemli olan bu uzunluk ve kısalık değildir. Ömrünüze kattığınız anlamdır. Erdal Eren, bu dünyada sadece 16 yıl 2 ay 20 gün yaşadı. Bir suçu yokken yaşını büyütüp darağacına gönderdiler. Yıllar geçtikten sonra o dönemin baş diktatörü Evren, yeşil cenaze arabasında bir şoför, bir imamın eşliğinde gömüldü. Bir yalnızlık da bir kimsesizlik de bu. Oysa Erdal Eren her daim kalbimizin üstünde bir kırmızı gül gibi duruyor” ifadelerini kullandı.

Oruçoğlu’nun mesajı ise şöyle oldu: “Erdal Eren’in benim iç dünyamdaki ilk imajı, dik ve duygu yüklü bir duruş olarak belirdi. 12 Eylül karanlığının en koyu noktasında beliren bu duruş dönemin tüm mahpuslarının ve ezilen aydınlarının direnme cesaretini artırdı. Ölüme yürürken yaşamı en anlamlı yönleriyle yüklenen ve tüm sevecenliğiyle savunan bu güzel devrimci delikanlının adına bir kütüphane açtığınız için tümünüzü sevgiyle kucaklıyorum.”


‘ERDAL HALKININ ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN YAŞADI, YAŞIYOR’

“Dostlar merhaba, Erdal kardeşim merhaba” diyerek sözlerine başlayan Türkiye Yazarlar Sendikası(TYS) Genel Başkanı Mustafa Köz, “Göğsümdeki karanfil Erdal’ın karanfili. O karanfil, solmadı, solmayacak. Yıllar bazı şeyleri unutturmaz. En önemlisi zulmü unutturmaz. Bellek unutmaya ayarlanmıştır ama unutulmayacak şeyler de vardır. Hani diyoruz ‘unutursak kalbimiz kurusun’ bu sadece öylesine söylediğimiz bir söz değil. Çünkü belleği yok etmek istiyorlar, siz unutun biz başka tarih yazalım diyorlar. Tarihi devrimciler yazar. Erdal halkının özgürlüğü için yaşadı, yaşıyor” dedi.

‘ERDAL’I , ERDAL YAPAN O DÖNEM LİSELİ GENÇLİK MÜCADELESİNDE YER ALMASI’

1980 askeri darbesi öncesinde gençliğin işçi sınıfı mücadelesinin güçlenmesinde ciddi bir rol oynadığını söyleyen Erdal Eren’in mücadele arkadaşı Emin Gökturna, yükselen mücadeleyi engellemek isteyen hakim sınıfların cuntayı devreye soktuğunu söyledi. Gökturna, o dönem Ankara’da liseli gençlik mücadelesinin üniversite gençliğinin mücadelesinin de önüne geçtiğini aktararak, “Erdal halkının geleceği, sınıfsız, sınırsız bir toplum oluşturulması için mücadele içerisine girdi. Erdal’ı esas olarak Erdal yapan o dönem liseli gençlik mücadelesinde yer almasıdır” dedi.

‘GENÇLİĞİN VE İŞÇİ SINIFININ MÜCADELESİNDE YAŞAMAYA DEVAM EDECEK’

Türkiye gençliği adına konuşan Elif Ergin, faşizme karşı mücadelede Erdal Eren’in Türkiye ve dünya gençliğinin simgesi olduğunu söyledi. “Erdal Eren, 12 Eylül faşizmini deşifre etmiş, açığa çıkarmış genç bir komünisttir” diyen Ergin, “En karanlık, en baskıcı dönemlerde eşit ve özgür bir gelecek mücadelesi vermenin simgesidir. Bugün üniversiteler, liseler, atölyelerde gençler eşit ve özgür bir geleceğin hayalini kuruyor. Sokaktaki gencin, fabrikada çalışan işçi gencin gözlerine ne zaman baksak biz o gözlerde Erdal’ın da özlemini duyduğu eşit ve özgür bir gelecek özlemini görürüz. Erdal’ın temsil ettiği talepler, temsil ettiği mücadele yalnızca Türkiye gençliğinin değil, emperyalist, kapitalist ülkelerde yaşayan gençlerin de talebidir. Bu vesile ile günlerdir Fransa’da direnen arkadaşlarımıza selam gönderiyoruz. Onların eşit, parasız eğitim talebi bizim de talebimizdir. Erdal’ı anmak bir kez daha onun idama gittiği talepler etrafında mücadelenin bugün gençliği ve geleceği kurtaracak mücadele olduğunu söylemektir. Bu mücadele devam edecek. Onu asanlar tarihin çöplüğündeki yerlerini çoktan aldılar. Ama Erdallar dünya gençliğinin ve işçi sınıfının mücadelesinde yaşamaya devam edecek” diye konuştu.


‘ONUN GÖZLERİNDEKİ O PIRILTIYI VE SEVİNCİ UNUTAMAM’

Erdal Eren’in arkadaşı Zeki Kilim ise bir anısını anlatarak sözlerine başladı, “Erdal çok başarılı bir öğrenciydi. Derslerinin başarısının yanı sıra bizden küçük olmasına rağmen bizlere bile öğretmenlik yapabilecek ruha sahipti. Erdal okuldan uzaklaştırıldığında hep soruyordu ‘neden okuldan attılar’ diyordu. Bir hukuk mücadelesi başlattı ve bir sene sonra kazandı. Onun ilk haberini vermek bana nasip olmuştu. Onun gözlerindeki o pırıltıyı ve sevinci unutamam” dedi.

Anmanın ardından Erdal Eren Kütüphanesi’nin açılışı yapıldı.

Mega ranta imar onayı! İstanbul Yarın bazı yollar ulaşıma kapatılacak İstanbul Necip Hablemitoğlu Ödülleri sahiplerini buldu İstanbul İBB'den Beylikdüzü'ndeki arazi hakkında tartışmalı karar İstanbul