Aydın Ayaydın: Bu acı durumun ekonomiye yansıması yakıcı olacak
Bankalar Birliği Kurucu Başkanı ve CHP eski Milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın, yeni yönetimi ve ekonomi politikaları hakkında açıklamalarda bulundu.
Faiz artışlarının piyasada maliyeti ve enflasyonu artırdığını söyleyen Bankalar Birliği Kurucu Başkanı ve CHP eski Milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın, "Türkiye, dünyada en yüksek faiz ödeyen ilk 10 ülke arasında. Bu acı durumun ekonomiye yansıması ise daha yakıcı oluyor ve olacaktır" dedi
Bankalar Birliği Kurucu Başkanı ve CHP eski Milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın, Merkez Bankası’nın yeni yönetimi ve ekonomi politikaları hakkında açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin geçtiğimiz iki ayda faizleri 675 baz puan artırması ile Sudan, Angola gibi ülkeleri geride bırakarak dünyada en yüksek faiz ödeyen ilk 10 ülke arasına girdiğini ifade eden Bankalar Birliği Kurucu Başkanı ve CHP eski Milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın, “Bu acı durumun ekonomiye yansıması ise şüphesiz daha yakıcı oluyor ve olacaktır. Bu dönemde faizlerdeki artış haliyle daha fazla işsizliği, yüksek enflasyonu da beraberinde getirecektir.
Hele içinden geçtiğimiz bu olağanüstü dönemde faiz artışlarının hasarları daha da fazla olmaktadır. Pandeminin öldürücü etkisi altında kıvranan sanayici, tüccar, esnaf ile hane halkının faiz yükünü artıran bu denli faiz artışları ayakta kalmaya çalışan ülke ekonomisine büyük zarar vermektedir” dedi.
Artan faiz oranlarının işveren için maliyetleri artırdığını vurgulayan Ayaydın, şöyle konuştu:
Merkez Bankası’nın bu faiz artışlarının çok önemli 2 sonucu ortaya çıkmıştır. Birincisi mevduat maliyeti artan bankalar kredi faizlerini yüzde 22-24 bandına yükseltmişlerdir.
Peki, bu faiz oranları ile hangi işletme hangi esnaf ayakta kalabilir? İkinci sonuç da çift hanelerde gezinen enflasyonun bu faiz artışları ile gözünü daha yukarılara dikmesidir.
Ağbal göreve ilk başladığında kendisini dürüst, çalışkan ve maliye politikasını iyi bilen biri diye nitelendirerek, Merkez Bankası Başkanlığı’nın maliye politikasından ziyade para politikası bilgi ve tecrübesi gerektirdiğine dikkat çekmiştim.
Maalesef haklı çıktığımı görüyorum. Merkez Bankası Başkanı, geçen bu sürede tamamen finansal piyasalara göre hareket ettiği izlenimini yaratmış, faiz artışına ilişkin siparişlere piyasanın beklentisinin de üstünde artışla karşılık vermiştir.
Geçmişte faiz arttırılması gerektiği zaman artışın yapılmadığını anlatan Ayaydın, bu nedenle kasım ayında yüklü faiz artışı yapılmasının zaruri hale geldiğini kaydetti.
Bunun kaçınılmaz olduğunu ifade ettiğini hatırlatan Ayaydın, “Ancak piyasa dolar kurunu oynatacak diye faiz artışlarına devam etmek, enflasyonun yüksek çıktığı için hemen o ay piyasa beklentisinin de üstünde faiz artışı yapmak Merkez Bankacılığı değildir. Piyasa dostu yaklaşım da değildir, doğrudan piyasalara teslimiyettir” diye konuştu.
Merkez Bankası başkanının medyada bu kadar ön plana çıkmasının doğru olmadığını ifade eden Aydın Ayaydın, şu ifadeleri kullandı:
Asıl merkez bankacılığı piyasa ile fazlasıyla dost olmak gayreti, faiz artışına odaklanmak yerine sessiz, gösterişsiz bir şekilde ekonomi konjonktürünün durum ve ihtiyaçlarına göre aksiyon almaktır.
Bu konuda gerek geçmişte ülkemizde görev yapmış, gerekse de pek çok yabancı Merkez Bankası başkanları örnek alınabilir.
Deneyimli bir bürokrat olan Naci Ağbal'dan da böyle bir yönetim beklemek de hem elzem, hem de hakkımızdır diye düşünüyorum.
Tüm dünya ekonomilerinde olduğu gibi pandemi ile boğuşan Türkiye ekonomisinin de bugün ihtiyacı olan şey piyasadan alkış almaya ve piyasa tatminine odaklanmış bir Merkez Bankası değil, üretimin ve istihdamın ayakta kalmasını, çarkların döndürülmesini de gözeten bir merkez bankacılığıdır.