AYM’den Muharrem bebek başvurusuna ret
Cenazesi babasının sırtında çuvalda taşınan 2 yaşındaki Muharrem Taş'ın ölümüyle ilgili kararını açıklayan AYM, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle başvuruyu reddetti.
Van'ın Gürpınar ilçesinde 1 Şubat 2014'te hastalanan ve yolların karla kapalı olması nedeniyle hastaneye götürülemeyen 2 yaşındaki Muharrem Taş'ın ölümüyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan başvuru karara bağlandı.
AYM, yaşam hakkı ile kişinin maddi ve manevi varlığının korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiayı, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez buldu.
'YAŞAM HAKKININ İHLALİNE SEBEBİYET VEREBİLİR ANCAK...'
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre AYM kararında, “Şüphesiz somut olaydan bağımsız olarak olası acil tıbbi yardım talepleri için vatandaşların yaşadıkları çevrenin coğrafi durumuna, mevsim şartlarına ve hava koşullarına uygun ambulans hazır bulundurulmaması ve/veya yoğun kar yağışı gibi nedenlerle yılın belirli dönemlerinde kapanan yolların mümkün olan en kısa sürede ulaşıma açılması için gereken tedbirlerin alınmaması (hava koşulları elveriyorsa yol açma çalışmalarının gece de yapılması, yeteri kadar yolların açılmasında kullanılan araçlarla zorlu hava koşullarında çalışabilecek ambulansların hazırda tutulması gibi) yaşam hakkının maddi boyutunun ihlaline sebebiyet verebilir ancak açıklanan nedenlerle başvuruya konu olayda etkili bir yargısal sistem kurma yönündeki pozitif yükümlülük, başvurucuların iddiasının aksine, mağdurlara tam yargı davasının açık tutulması ile de yerine getirilmiş sayılabilir” denildi.
‘OLAĞAN YOLLAR TÜKETİLMEDİ’
AYM, kararın devamında, “Kişinin maddi ve manevi varlığının korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının yanında yaşam hakkının maddi boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddialarını İdare Mahkemesi nezdinde açtıkları tam yargı davasında da dile getirmiş ancak söz konusu yolu tüketmeden bireysel başvuru yapmışlardır. Oysa bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Öte yandan başvurucuların tam yargı davasını tüketmelerinden sonra yapacakları muhtemel başvuruda dile getirecekleri yaşam ve/veya maddi manevi varlığın korunması hakkının ihlal edildiğine yönelik iddiaların değerlendirileceği açıktır” ifadelerine yer verdi.
NE OLMUŞTU?
Van'ın Gürpınar ilçesinde Çeli Mezrası’nda 1 Şubat 2014 gecesi hastalanan 2 yaşındaki Muharrem Taş, kardan kapanan köy yolunun açılması için ailesince yapılan yardım taleplerine karşılık verilmemesi üzerine yaşamını yitirmiş, babası bir çuvala yerleştirdiği oğlunun cansız bedenini kilometrelerce sırtında taşımıştı. Kamuoyunda büyük tepkilere yol açan olayla ilgili 4 kurum hakkında başlatılmak istenen soruşturmaya, Van Valiliği tarafından izin verilmemişti. Ancak Van Barosu'nun Bölge İdare Mahkemesi'ne yaptığı itirazın kabul edilmesi üzerine soruşturma izni verilmek zorunda kalınmıştı.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Muharrem Taş'ın hayatını kaybetmesinde ihmali olduğu gerekçesiyle 112 Acil Komuta Merkezi, jandarma ve dönemin özel idare çalışanları hakkında, "taksirle ölüme neden olmak" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından yürüttüğü soruşturmasını tamamlayarak, şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verdi. Ardından Muharrem Taş'ın aile avukatı Murat Timur, ölümü ile ilgili savcılığın takipsizlik kararına karşı itirazda bulundu Başvuruya cevap veren Van 1'inci Sulh Ceza Hakimliği, itirazı tek cümle ile reddetmişti. Bunun üzerine Timur, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuştu.
Van İdare Mahkemesi’ne açılan davada ise mahkeme aileye tazminat ödenmesine hükmetmiş, ardından manevi tazminat taleplerinin reddedilmesine ilişkin ise Danıştay 15’inci Dairesi’ne başvuru yapılmıştı. Danıştay 15’inci Dairesi’nin de manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermesi üzerine dosya bu kez Danıştay 10. Dairesi’ne götürülmüştü. 10’uncu daire ise manevi tazminat ile ilgili verilen kararı bozarak, dosyayı yeniden görülmek üzere tekrar Van 1. İdare Mahkemesi’ne göndermişti. Yeniden görülen davada mahkeme, Bilirkişi Raporu hazırlanmasını talep etmişti. Hazırlanan Bilirkişi Raporu’nda, Sağlık Bakanlığı’nın yaşanan olayda yüzde 80 kusurlu olduğu tespiti yapılmıştı.