Aysu Bankoğlu'ndan af düzenlemesi eleştirisi: Eşlerine şiddet uygulayanlar 'koşullu' da olsa serbest kalacak

Abone ol

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Meclis'te görüşmesi süren af düzenlemesi hakkında Genel Kurul'da konuştu.

CHP Bartın Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda görüşmelerine bu hafta içerisinde başlanan ve kamuoyunda "Af Kanunu" olarak bilinen, "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" hakkında bir konuşma gerçekleşti.

Bankoğlu, "Corona Virüs" salgını bahane gösterilip bu Kanun Teklifi'nin belirli maddelerinin reklamı farklı biçimde yapılmak istense de gerek kadınlar gerekse de hukukun üstünlüğüne inanan, vicdan sahibi tüm yurttaşlar olarak bu maddeleri onaylayacakları, affetmeyeceklerini vurguladı.

Sözlerine, COVID-19 salgını nedeniyle yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, tedavileri devam edenlere ise acil şifalar dileyerek başlayan Bankoğlu, tüm ülkede ve seçim çevresi Bartın'da fedakârca çalışan sağlık çalışanlarına, eczacılara, emniyet güçlerine ve görev alan herkese gönülden teşekkür etti.

İnfaz düzenlemelerinde değişiklik öngören mevcut Teklif'in, adeta "Corona Virüs" salgınının arkasına sığınmak suretiyle getirildiğini belirten Bankoğlu, böyle bir teklifin hem hukuka, hem de vicdanlara uygun olması gerektiğini ifade etti.

Teklif'teki "yaman çelişkilere" iki temel madde üzerinden işaret eden Bankoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Kanun Teklifi'nin 48. maddesiyle "koşullu salıverilme" oranı, bazı suçlar istisna tutulmak yoluyla 2/3'ten 1/2'ye indiriliyor. Şunu biliyoruz ki, Türk Ceza Kanunu'ndaki "kasten yaralama suçu", istisnalar arasında değil. Bir diğer deyişle, infaz indirimi kapsamında. Böyle bir tercih, sözgelimi, kasten yaralamanın eşe karşı işlenmesine ilişkin nitelikli hâlin, infaz süresini azaltmakta ve kadına yönelik şiddeti adeta meşrulaştırılmaktadır.

Bilindiği üzere, Türk Ceza Kanunu'nda, "kadına karşı şiddet" biçiminde ayrı bir suç kategorisi yer almıyor. Tam da bu sebeple, TCK Madde 86/3'ün (a) bendindeki yaralama suçunun "üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı" işlenmesi hâli de Kanun Teklifi'ndeki istisnalar arasına alınmalıdır. Zira bahse konu Kanun Teklifi, bu şekliyle yürürlüğe girerse, eşlerine şiddet uygulayanlar, onları tehdit edenler, daha az hapiste kalarak "koşullu" olsa da salıverilecek. Böyle bir oldubittiye, infaz indirimine göz yummamız kabul edilemez.

Bizler, "İstanbul Sözleşmesi" tam anlamıyla özümsensin, 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" uygulansın ki, kadınlar yaşasın, yaşatılsın derken bu Kanun Teklifi, kadına karşı şiddete dönük cezaların infaz süresini azaltıyor. Bizler, kadına karşı şiddet davalarında "iyi hâl" ve "haksız tahrik" indirimlerinin uygulanmaması amacıyla uzun süredir uğraş verirken bu Teklif, kadına karşı şiddet hükümlülerinin tahliye edilmesine ön ayak oluyor. Her ne kadar Kanun Teklifi'nin "reklamı", AKP tarafından başka biçimlerde yapılsa da "eşe karşı yaralama suçunu" işleyenler, infaz indiriminden faydalanabilmektedir."

CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, "kadına yönelik şiddet"in, Türk Ceza Kanunu'nda ayrı, müstakil bir suç olarak düzenlenmesinin "çok önemli ve elzem" olduğunu belirtti.

Bankoğlu, Teklif içerisinde değinilmesi gereken bir diğer hususun, açık ceza infaz kurumlarındaki birçok hükümlünün "Corona Virüs" salgını sebebiyle 31 Mayıs 2020 tarihine kadar "izinli" sayılması olduğunu belirtti. Söz konusu sürenin, Adalet Komisyonu görüşmeleri sırasında yapılan değişiklikle beraber toplamda 8 aya kadar uzatılabilmesine dair Adalet Bakanlığı'na yetki verilmesinin öngörüldüğünü ifade eden Bankoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Burada öngörülen, "izinli" sayılma hükmü, tüm suçları kapsamamalıdır. Özellikle de "cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar" mutlak surette istisna edilmelidir. Zira, Teklif'e Komisyon aşamasında ilave edilen düzenlemeyle açık cezaevine geçmeye hak kazandırılacak binlerce "kadına karşı şiddet" ve "cinsel dokunulmazlığa karşı suç" faili, evlere geri dönerek "açık ve yakın" tehlike oluşturacak.

Hepimiz, acı tecrübelerle biliyoruz. Açık cezaevlerindeki izin hakkını kullanarak dışarı çıkan ve akabinde kadınları katleden yüzlerce, binlerce hükümlü var. Hiçbirimiz, Ordu'da Ceren Özdemir'e yapılanları ve onun katilini asla unutmadık. İşte o vahşet ve o caninin yaptıkları, bahsettiğim bu serbestliğin bedelidir.

Unutulmamalıdır ki, hukukun tam manasıyla işlemediği, işletilmediği bir sistemde, Ceren'in katilleri -ne yazık ki- hep rahat olacak. Bu düzenlemelerle böyle caniler, aramızda olmaya devam edecekler. Tıpkı, yalnızca geçen yıl öldürülen 411 kadın gibi, sayılardan ibaret olacaklar. Biz ise böyle bir tabloyu kabul edemeyiz."

Bankoğlu, sözünü ettiği "geçici süreliğine de olsa tahliye" hükmü sonucunda ortaya çıkacak bir diğer tehlikeye de şu şekilde işaret etti: "Bu salıvermelerle, kadınlar, failleri ile tekrar karşı karşıya kalacaklar. Bu tip durumlar, intikam refleksini de oldukça güçlendiriyor. Hatta, hapishanelerden kadınlara yönelik tehditler gelmeye bile başladı. Özellikle dikkat çekmek isterim ki, İstanbul Sözleşmesi'nin 56. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde belirtildiği üzere "failin geçici veya kesin olarak serbest bırakılması hâlinde, mağdurun bilgilendirilmesi" de ayrıca zorunludur. Kadınlara ve çocuklara yönelik "ev içi şiddet"in artmasına göz yumulmamalıdır.

CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, sözlerini sonlandırırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2018 yılının Eylül ayında dile getirdiği ifadelere dikkat çekti ve şunları söyledi:

"Partili Cumhurbaşkanı, bakın 2018'de ne demiş? "Eğer bir suç, devlete karşı işleniyorsa devletin bunu af yetkisi olabilir. Fakat şahıslara karşı işleniyorsa, bunun af yetkisi devlette değildir. Biz, o yetkiyi devlet olarak kendimize alamayız."

Özellikle sormak istiyorum: Nasıl oldu da sadece 1,5 sene geçmişken Devlet, bu yetkiyi "kendine alabildi"? "Corona Virüs" salgını, kesinlikle bir "mazeret" olarak gösterilmemelidir.

Reklamı, AKP tarafından farklı şekilde yapılıyor olsa da bahsettiğim maddelere "EVET" diyecekleri, biz kadınlar ve hukukun üstünlüğüne inanan, vicdan sahibi yurttaşlar, AFFETMİYORUZ VE ASLA DA AFFETMEYECEĞİZ."

TBMM Genel Kurulu, hafta sonu ve pazartesi de çalışacak Siyaset Burhan Kuzu’nun 5 yıl hapsi istendi Siyaset Saadet Partisi'nin acı günü... İlçe başkanı koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi Siyaset AKP ve MHP istedi: Meclis infaz teklifi için hafta sonu mesai yapacak Siyaset