Bacağı kopan kaportacı: İnsanlık ölmüş

Abone ol

Bacağı kopan kaportacı, "İnsanlar yardım etmek yerine cep telefonuyla çekim yapıyor" dedi.

DHA - Olay, 20 Nisan günü saat 10.30 sıralarında, 14 Kasım Mahallesi'ndeki Küçük Sanayi Sitesi'nde meydana geldi.Oksijen tüpü satan bir iş yerinin önünde, kasası oksijen tüpü ile dolu olan park halindeki kamyonda kaynak yapıldığı sırada patlama meydana geldi. Ortalığın savaş alanına döndüğü patlamada, iş yeri sahibi Volkan Çetinyol, çevre dükkanlarda çalışan oto tamircileri Esat Bağcı ve Taner Yıldırım ile kimliği hala tespit edilemeyen 1 kişi yaşamını yitirdi, 2'si ağır tolam 14 kişi yaralandı. Yaralılardan 12'si Iğdır Devlet Hastanesi'nde, durumu ağır olan Gökhan Zorman ile Turan Şavlı da Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yakutiye Araştırma Hastanesi'nde tedavileri devam ediyor.

ORTALIK ŞAVAŞ ALANI GİBİYDİ

Patlama anında kendisine ait kaportacı dükkanında çalıştığını söyleyen evli ve 4 çocuk babası Turan Şavlı (59), "Patlamadan önce bir uğultu duydum. Sonra kendimi iş yerimin önünde otomobilleri tamir etmek için içerisine girdiğimiz kuyuda buldum.

Ayağı kalkmak istedim ama her kalkışımda düştüm o anda bacağım koptuğunu anladım. Ortalık savaş alanına dönmüştü. Çevredekilerden yardım istedim. Ama bir de baktım ki insanlar yardım etmek yerine ellerine aldıkları cep telefonları ile çekim yapıyor. Kimisi de selfie çekiyordu. Patlamada ölenler paramparça olmuş. Benimle birlikte 16 yaralı vardı. İşte o sırada insanlığın da öldüğünü gördüm. İyişelip memleketime gittiğimde o çekim yapan kişilere birkaç sözüm olacak. Hani bir atasözü vardır; Kasap et, koyun can derdinde. Bizimki de öyle oldu. Ambulansla kaldırıldığım Kars'ta kopan bacağım yerine dikildikten sonra, Atatürk Ünivresitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Servisi'ne sevk ettiler. Bacağımdan bir ameliyat daha olacağım. Buna da şükürler olsun. Allah böyle bir olayı kimseye yaşatmasın" diye konuştu.

SOSYAL MEDYA İLE VARLIĞIMIZI GÖSTERİYORUZ

Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yıldız Akpolat, ünlü filozof Rene Descartes'in, "Düşünüyorum öyleyse varım" sözünün 21'inci yüzyılda, "Görülüyorum öyleyse varım" olduğunu söyledi. Akpolat şunları söyledi:

"Daha önce insanlar kamusal alanda yani şehir meydanları, parklar, pazar ve parlemento gibi kamusal alanda görünür olmak esastı. İnsanlar toplumsal alanlarda toplumsallaşıyorlardı, görüş beyan ediyorlardı, kendilerinin var olduklarını, konuşarak birbirlerine anlatıyorlardı. Somut ilişkiler ama 90'lardan itibaren sosyal medya ile birlikte kamusal alan soyutlaştı.

Artık kamusal alan somut mekanlar değil. Kamusal alan artık sanal mekanlar. Facebook, Instagram gibi yerlerde insanlar artık internette yazıyor, görünüyor olarak toplumsal fikirlerini paylaşıyorlar. Aslında toplumsallaşma itibariyle bir değişiklik yok. İnsanların görüşlerini söylemeye, sosyal olmaya ihtiyacı var. Var oluşlarını toplum tarafından onaylanmaya ihtiyacı var. Bu dün de böyle bugün de böyle ama 90'lardan sonra kamusal alan artık sosyal medya olmuş durumda. Artık herkes orada görünür olmak istiyor. Yani, 'Ben varım', 'Ben yaşıyorum', 'Ben sosyal etkinliklerin ve aktivitelerin içerisindeyim', 'Ben her yerdeyim'. Modernleşmeyle birlikte özel alanlarda kamusal alanı kapladı. Biz bunları sosyal medyaya da görüyoruz. İnsanlar yemeklerini paylaşıyorlar. Yemek özel alan ait bir şey ama onun fotoğrafını çekip sosyal medyaya atıyor. İnsanlar onaylandıklarını görmeye çalışıyorlar" dedi.

Makarnayı hayatınızdan çıkardıysanız... Yaşam 'Mezarlıktaki kız' gizeminde yeni gelişme Yaşam İşte Türkiye'deki havası temiz tek kent Yaşam Cep telefonu faciası: Ölümden döndü! Yaşam