‘Bağdadi’nin eşi Hatay’da yakalandı’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı, ABD’nin geçen ay İdlib’de düzenlediği operasyonla ölü ele geçirdiği IŞİD lideri Ebubekir el Bağdadi’nin eşinin yakalanmasıyla ilgili ayrıntılar ortaya çıkıyor.
Alman haber ajansı dpa, bir Türk yetkiliye dayandırdığı haberinde, Bağdadi’nin ilk eşi Esma Feysi Muhammed el Kubeysi’nin 2 Haziran 2018’de beraberindeki on IŞİD zanlısı ile birlikte Hatay’da yakalandığını aktardı.
Esma el Kubeysi’nin kimliğinin kısa süre içinde tespit edildiği ve Bağdadi’nin yönetim çevresiyle ilgili pek çok bilgi verdiği kaydedildi. Yakalananlar arasında Bağdadi’nin kızının da bulunduğu, kızının kimliğinin Irak’tan temin edilen Bağdadi’ye ait DNA örneği ile teyit edildiği de belirtildi. Yakalananların Türkiye’deki bir geri gönderme merkezinde tutulduğu da verilen bilgiler arasında.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili gazetecilere verdiği demeçte, “Türkiye, Bağdadi’nin eşi, kız kardeşi, aile üyelerini yakaladığını söylüyor. ABD’nin bu kişilerin kimler olduğu konusunda bilgisi var mı? Bu kişilerin gerçekten aile üyeleri olduğunu doğrulayabilir misiniz?” şeklindeki bir soruyu, “Hiçbirini doğrulayamam” yanıtını verdi.
‘TÜRKİYE GÜVENCE VERDİ’
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin bugün ve yarın gerçekleştirmesi beklenen Türkiye ziyaretinin gündemine de değinen yetkili, bu temaslarda 17 Ekim’de Türkiye’yle ABD’nin Suriye konusundaki ortak açıklamasında yer alan unsurların hayata geçirilmesi, Suriye politikalarında Türkiye’yle nasıl daha iyi koordine olabilecekleri gibi konuların ele alınacağını belirtti. Yetkili, Türkiye’nin desteklediği güçlerin Tel Tamer’e doğru ilerlediği yönündeki haberlerden endişe duyduklarını ve bu endişelerini Türk yetkililerle paylaştıklarını da belirtirken, “Türkler bize Tel Tamer’i almaya çalışmayacakları yönünde güvence verdi. Hâlâ bu konuyu çok yakından takip ediyoruz” dedi. Suriye’de petrolün yerel yönetimin kontrolünde olduğunu söyledi. ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’nin kuzeydoğusunda SDG güçlerinin kontrolündeki petrol yataklarının Amerikalı şirketler tarafından işletilebileceğini ileri sürmüştü.