Bakanlık ihalesinde pes dedirten skandal zarar: 'Nasıl olsa halk öder diye mi düşünüyor?'
Çiğdem Toker, ikinci kez iptal edilen, davet usulüyle gerçekleştirilmiş Bursa Şehir Hastanesi raylı sistemi ihalesi nedeniyle oluşan 343 milyon liralık kamu zararını köşesine taşıdı.
Sözcü yazarı Çiğdem Toker, ikinci kez iptal edilen, davet usulüyle gerçekleştirilmiş Bursa Şehir Hastanesi raylı sistemi ihalesi nedeniyle oluşan 343 milyon liralık kamu zararını Ulaştırma Bakanlığı’na sordu.
Çiğdem Toker'in "Söğüt-Taşyapı’ya söz mü verildi?" başlıklı yazısı şöyle oldu:
Tam adı, “Bursa Emek Şehir Hastanesi Hafif Raylı Sistemi Hattı İnşaat ve Elektromekanik Sistemler Temin, Montaj ve İşletmeye Alma Yapım İşi”.
30 Ekim 2020'de 21/b usulü, yani acil durumlarda başvurulan pazarlıkla yapılan ilk ihalede, yaklaşık maliyet: 1.787.026.747,90 TL'ydi.
Davetli dört katılan arasında Söğüt-Taşyapı ortaklığının verdiği 1.607.824.000,00 TL teklif kabul gördü. Ulaştırma Bakanlığı bu ortaklık ile sözleşme imzaladı.
Danıştay ihaleyi iptal edince Bursa Şehir Hastanesi raylı sistem işi, 7 Mayıs 2021'de bir daha ihale edildi. Aradan altı ay geçmişti. Yaklaşık maliyet ile verilen teklifin yükselmemesi mucize olurdu.
İkinci ihalenin yaklaşık maliyeti 2.350.180.369,64 oldu.
İkinci kez, yine pazarlık usulüyle yapılan ihaleyi yine Söğüt-Taşyapı ortaklığı kazandı.
Teklif 1.950.628.508,85 TL
YANLIŞTA ISRARIN BEDELİ
Altı ay arayla aynı proje için aynı yöntemle yapılan ve aynı ortaklığın kazandığı iki ihalede:
Yaklaşık maliyet: 563 milyon 153 bin 648 TL, 74 kuruş.
Sözleşme bedeline konu teklif ise 342 milyon 804 bin 508 TL, 85 kuruş arttı.
Buraya kadar paylaştığım projeye ilişkin ihale, iptal, yargı, yeniden ihaleye ilişkin gelişme ve veriler, bu köşenin yanı sıra birden fazla gazeteci meslektaşım tarafından, farklı aşama ve tarihlerde haberleştirildi.
Bugün bu projeyle ilgili verilmiş ikinci bir iptal kararından bahsedeceğim. Bursa Şehir Hastanesi raylı sistemi ihalesinin yargı kararına rağmen ikici kez aynı usulle yapılmasının hukuka aykırılığını belgeliyor.
SÜRE 4 YILSA, İHALE “ACİL” OLAMAZ
Günfalt İnşaat'ın açtığı dava üzerine Ankara 3. İdare Mahkemesi'nin 31 Mart 2021 tarihli kararında, işi bitirme süresinin 1460 gün olduğu yazıyor.
1460 gün 4 yıl demek. Ankara 3. İdare Mahkemesi özetle ve mealen diyor ki: 21/b acil durumlarda başvurulması gereken bir usuldür, 1460 günde bitecek bir iş ivedi olamaz. Bu proje, açık usulle ihale edilmeliydi.
Ulaştırma Bakanlığı'nın ne yaptığını yazdık. İkinci kez ihale ama yine 21/b ile ve yine Söğüt-Taşyapı'nın teklifiyle sözleşme.
Peki 1460 günlük yani 4 yıllık iş bitirme süresine ne oluyor?
Olay Gazetesi yazarı Ahmet Emin Yılmaz'ın yazısına göre, “Söğüt-Taşyapı ortaklığı bu kez 700 günde bitirmeyi taahhüt ederken, 24 ay olarak hedeflenen yeni ihalenin süresini biraz daha kısaltıp 23.3 aya indirdi.”
★★★
Neresinden tutacaksınız şimdi bu ikinci ihaleyi ve sonuçlarını?
İlk ihalede 4 yıl olan bitirme süresi, ikincide nasıl olup yarıya düşebiliyor?
İki yılda bitebilecek bir iş idiyse, neden altı ay önceki ihalede 4 yıl süre verildi?
Yargı kararına rağmen Ulaştırma Bakanlığı neden açık ihale usulü yerine 21/b'de ısrar etti?
Eğer yargı kararına tam uyulup açık, şeffaf, her şirkete açık bir ihale yapılsaydı, ikincisini de Söğüt-Taşyapı'nın kazanma ihtimali aynı mı olurdu?
Yoksa Söğüt-Taşyapı'ya bir söz verildi bu sözden dönülemediği için mi yargı kararına rağmen aynı yanlış usulde ihale edildi?
Ulaştırma Bakanlığı, bu ihale kendi hatası nedeniyle yargıda iptal edilip tekrarlandığı için 343 milyon TL birden artan kamu zararı için herhangi bir açıklama yapmayı düşünüyor mu?
Yoksa Söğüt-Taşyapı'nın enflasyon, döviz kuru, çelik fiyatları vb. gibi sayısız nedenle arttırdığı faturanın bedelini “nasıl olsa halk öder” diye mi düşünüyor?