Bankalar hükümetin hizmetinde... Kârları azalıyor
İktidarın krizin etkisini yumuşatmak amacıyla sıklıkla başvurduğu kamu bankalarının kârı, 2019 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 59 azaldı.
İktidarın krizin etkisini yumuşatmak amacıyla sıklıkla başvurduğu kamu bankalarının kârı, 2019 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 59 azaldı. Ekonomist Mustafa Sönmez, “Bankalar, rejimin hedefleri ve politikalarına alet edildi” diyerek durumun sürpriz olmadığını söyledi
AKP iktidarının seçim yatırımları ve politikalarının finansmanı için kullandığı kamu mevduat bankalarının kârı, 2018 yılının ilk çeyreğine oranla bu yıl yüzde 59 azalarak 5,2 milyar TL’den 2,1 milyar TL’ye geriledi.
Kamu bankalarının gelirlerindeki düşüş, bankacılık sektörünün tümüne de yansıdı. Buna göre, sektörün bu yılın ilk dört aylık dönemindeki net kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,2 azalarak 16,2 milyar TL’ye indi.
Yerli özel bankaların kârı 2019 yılının Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında yüzde 12,3 azalırken yabancı özel bankaların aynı dönemdeki kârında yüzde 29,2 oranında artış gözlendi. Yerli özel bankalar ilk çeyrekte 5,8 milyar TL kâr elde ederken yabancı özel bankaların aynı periyottaki kârı 6,6 milyar TL oldu. Böylelikle, yabancı özel bankalar ilk kez hem kamu hem de yerli özel bankaların kârları toplamından daha fazla kâr elde etti.
BANKALARI İKTİDAR YÖNLENDİRİYOR
Zararın sürpriz olmadığını söyleyen Ekonomist Mustafa Sönmez, Birgün gazetesinden Volkan Ateş'e konuştu. Sönmez, Türkiye’deki kamu bankalarının özellikle son yıllarda krizin etkisini yumuşatmak amacıyla kullanıldığını ifade etti. Sönmez, bankaların “ticari banka” gibi hareket edemediğini belirterek “İktidarın yönlendirmeleriyle iş yapıyorlar. Bu bazen, rejimin işaret ettiği projeleri kredilendirmek ve satın almalara aracı olmak şeklinde olabiliyor” dedi.
REJİMİN POLİTİKALARINA ALET EDİLDİLER
Üçüncü havalimanının kredi ihtiyacının Ziraat Bankası ve Halk Bankası tarafından kârşılandığını anımsatan Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kredilerin tahsilatında durum nedir bilmiyoruz. Demirören’in Doğan Medya’yı alması için gereken kredi de Ziraat Bankası tarafından sağlandı. Kurumdaki dalgalanmalar da söz konusu olunca yine bu bankalar kullanıldı. Bankalara, ‘Döviz satma’ talimatları verildi. Bütün bunların sonucunda da bu bankalar ciddi bir sermaye erozyonuna uğradı. Önce İşsizlik Sigortası Fonu’ndan, ardından ise Hazine’den sermayelendirme yoluna gidildi. Kamu bankaları mülkiyetleri kamu olmakla birlikte tamamen rejimin hedefleri ve politikalarına alet edilerek zarar etmelerinin önü açıldı.”
Yerli özel bankaların kârlarının eskiye göre azalmasını da değerlendiren Sönmez, şunları söyledi:
“Özellikle kurdaki oynamalar bankaların iş hacmini daralttı. Türkiye ekonomisi küçüldüğü için bankalar para satamadı. Bir banka para sattığı zaman kâr eder. Bununla birlikte, kredi kullanımı düştü ya da bankalar kredi kullandırmaktan imtina ettiler. Dolayısıyla kârları da düşmüş oldu.”