Barış Pehlivan: Kimin tutuklandığını biliyor musunuz?

Abone ol

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşe yazısında Erdoğan'ın yeğeni tarafından tehdit edildiğini iddia ettiği için tutuklanan Nuri Başkapan'ın menzil tarikatını eleştirmesinin ardından da bir polis tarafından tehditler aldığını yazdı.

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, "Arka Bahçe" adlı köşesinde "Kimin tutuklandığını biliyor musunuz?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Barış Pehlivan bugünkü yazısında, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeğeni tarafından tehdit edildiğini söyleyerek suç duyurusunda bulunmasının ardından tutuklanan Nuri Başkapan'dan bahsetti.

Pehlivan, Erdoğan için “Ona çok büyük hayranlık besliyorum, canımı bile veririm” diyen Nuri Başkapan'ın, Menzil tarikatını eleştirmesinin ardından neler yaşandığını anlattı.

Pehlivan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

Ertuğrul Bilda’nın Çöpçüler Kralı’ndaki unutulmaz repliğidir: “Yaza yaza düşürdüm hükümeti!” Bir tutuklama haberini okuyunca, filmdeki o karakter geldi aklıma. “Yaza yaza hapse düştü” dedim kendi kendime.

Nuri Başkapan’dan bahsediyorum. Erdoğan’ın yeğeni tarafından tehdit edildiğini söyleyerek suç duyurusunda bulundu. Sonuç alamadı. Kendisine karşı ağır küfürlerin olduğu bir ses kaydı yayımladı, tutuklandı. Garip mi? Cezaevi koğuşunun anahtarı yine “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıydı.

Halbuki bir zamanlar Erdoğan için “Ona çok büyük hayranlık besliyorum, canımı bile veririm” diyecek kadar AKP’liydi. Öyle ya, çok eskiden beri tanışıyorlardı, Rize’den hemşeriydiler.

Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın referansıyla İBB’ye girdi. Ancak ne zaman ki İmamoğlu’nun kampanyasına 50 TL bağış yaptı, kendisini kapının önünde buldu. Gelin görün ki belediye CHP’ye geçip işe geri alınınca, Başkapan da CHP’ye üye oldu. Pek hatırlanmaz, zamanında Kılıçdaroğlu hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu.

Menzil’i eleştirince polisten tehdit
Evet, Nuri Başkapan demek dilekçe demekti. Gün gelir, Erdoğan’a ihtarname çekmek ister, noterde gözaltına alınır. Gün gelir, SADAT’ın ve Diyanet’in “darbe planı yaptığını” iddia eder, savcıyla kavgaya tutuşur. Gün gelir, AKP kongresine “insan öldürmeye tam teşebbüs” soruşturması açılmasını ister, soluğu adliyede alır.

Sadece bu kadar mı? Değil. Sedat Peker’in insanları ölümle tehdit ettiğine dair ihbarda bulunur, “ifade hürriyeti” denir. Osman Öcalan’ı yayına alan TRT’ye terör soruşturması ister, “basın özgürlüğü” diye karar çıkar. Ama o yılmaz ve hatta bazı suç duyurularından sonuç da alır.

Örnek mi?

Nuri Başkapan bir gün Facebook’tan Menzil tarikatını eleştirdi. Yorum geldi altında; “Azrail’in olur, canını alırım” yazıyordu. Ölüm tehdidinde bulunan Ahmet Eker adlı biriydi. “Sivas’ta komiserim” diye de ekliyordu. Başkapan ise en iyi bildiğini yaptı, suç duyurusunda bulundu.

Polis memurunu, “telefonumu başkası karıştırmış” savunması kurtaramadı. Hakkında hapis kararı ve disiplin cezaları verildi. En son “Sıra sana da gelecek” diyen ve kendisinin Cumhurbaşkanlığı’nda çalıştığını iddia eden bir başka polisle davalıktı. O dosya sonuçlanmadan sırası geldi, hapse girdi.

Yani, demem o ki... Birkaç satırlık tutuklanma haberlerindeki isimlerin çarpıcı hayat öyküleri olabiliyordu. Onlardan birini okudunuz.

Koronavirüsü atlatanları bekleyen tehlike: 'Ciddi düzeyde saç dökülmesi olabilir' Güncel Van'da deprem! Güncel Maganda kurşunu 13 yaşındaki Pınar'ı hayattan kopardı Güncel Kırtasiyecilerden kısıtlamadan muaf tutulma talebi Güncel