Başakşehir A.Ş.: Yeşil sahalarda yeşil sermaye
TÜRKİYE Futbol Ligi tarihinin 6’ncı şampiyonu Başakşehir Futbol Kulübü, diğer 5 şampiyondan hem ekonomik hem de politik olarak ayrışıyor.
TÜRKİYE Futbol Ligi tarihinin 6’ncı şampiyonu Başakşehir Futbol Kulübü, diğer 5 şampiyondan hem ekonomik hem de politik olarak ayrışıyor.
Birgün'den Ozan Gündoğdu'nun haberine göre; ekonomik olarak ayrışıyor çünkü diğer 5 şampiyon dernek statüsündeyken, Başakşehir Futbol Kulübü bir şirket.
Aradaki fark ise yalnızca hukuki statünün farklı olmasından ibaret değil. Dernek statüsündeki kulüplerin başkanları derneğin parasını harcıyor, kulüp zarar ettiğinde ceketini alıp çıkıyor, kulübün borçları ise yeni yönetimin sırtına kalıyor. Ta ki yeni yönetim de çekip gidene kadar…
Ancak Başakşehir Futbol Kulübü kuruluşunda 7 milyon lira sermaye konulan Göksel Gümüşdağ’ın ana ortağı olduğu 7 ortaklı bir sermaye şirketi. Gümüşdağ’ın 14 Şubat 2018’de İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuya ilişkin yaptığı açıklama şöyle:
“İBB Spor Kulübü'nün mal varlığı yok sadece Süper Lig hakkı vardı… Değerlemesini yaptırdık, hiçbir mal varlığı olmamasına rağmen aktif-pasif bütün borçlarıyla birlikte o günün parasıyla 16 milyon 550 bin TL civarında, kurduğumuz şirket o parayı İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü derneğine ödedi”
Yani sıfırdan bir şirket kuruldu ve İBB’den Süper Lig hakkı olan kulübü satın aldı. Kulübün de ismi değiştirilerek Başakşehir Futbol Kulübü yapıldı.
Buraya kadar izaha muhtaç tek bir gelişme bulunuyor. O da kulübü satan İBB’nin ihaleyi açık ihale yöntemiyle yapmaması, ihaleye Gümüşdağ ve ortaklarından başka herhangi bir kişinin girmemiş olması. Kaldı ki Gümüşdağ’ın kulübü satın alırken aynı zamanda İBB meclis başkanvekili olması da şaibeleri güçlendiriyor.
Başkanvekili olması da şaibeleri güçlendiriyor. Ancak Süper Lig’e bomba gibi giren, en flaş transferleri yapan, bunları yaparken taraftar desteği de olmayan kulübün etrafındaki ticaret ve siyaset ağı sadece kulübün satın alınmasına ilişkin olmayan soruları da beraberinde getiriyor.
TAKIMIN BAŞKANI VE SAHİBİ: GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ
Çoğu kulüp başkanında olmayan “kulübün sahibi” sıfatı Gümüşdağ da var. Kendisi aynı zamanda Emine Erdoğan’ın abisi Hasan Gülbaran’ın kızı Müge Gülbaran ile evli. Göksel Bey böylece takımın “en önemli” taraftarlarından olan Bilal Erdoğan’ın eniştesi pozisyonunda.
Başakşehir’in sahibi olan Göksel Bey, aynı zamanda 2004’ten itibaren 16 yıl boyunca İBB Meclis Başkanvekilliği görevini de üstlendi. Bu görevi ise Gümüşdağ’ı sermaye çevreleriyle kurulan ilişkilerin merkezine taşıdı.
Örneğin kulübün 2014’te şirketleştikten sonra da ev sahibi pozisyonunda oynayacağı Başakşehir Stadyumu İBB tarafından Kalyon İnşaat’a yaptırıldı. Üstelik ihale açık ihale değil, belli isteklilerin çağrılması usulüyle 1 Ağustos 2012’de yapıldı.
Kalyon’a verilen ihaleler bununla sınırlı değil, örneğin Avrupa Bölgesi İçme Suyu Tünel İnşaatı, tartışmalı Melen Barajı ihaleleri de yine Kalyon İnşaat’ın oldu. Kalyon İnşaat aynı zamanda ATV-Sabah, Ahaber, Aspor ve Fotomaç gibi medya organlarını da bünyesinde barındıran Turkuvaz Medya’nın da 2014'ten beri sahibi konumunda.
Görev yaptığı sürede AKP üyesi de olan Gümüşdağ 2011’de Mehmet Ali Aydınlar döneminde TFF Başkanvekili oldu ve daha sonra Aydınlar’la beraber istifa etti. 2014- 2017 arasında Kulüpler Birliği Başkanlığı’nı yürüttü. Bu vb. ilişkiler ise onu aynı zamanda sermaye çevreleri dışında futbol bürokrasisi içinde de ilişkiler ağının merkezine oturttu. Örneğin, TFF'nin en üst hukuk kurulu olan Tahkim Kurulu Başkanı Murat Balcı 2010’da Göksel Gümüşdağ’ın avukatlığını üstlendi. Murat Balcı ile aynı avukatlık ofisini işleten ve ortağı olan Aytaç Yüksel ise Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) Başkanı oldu.
TAKIMIN SPONSORLARI
Başakşehir bu ilişki ağını arkasına alarak önemli sponsorluk anlaşmaları da imzaladı. Takımın isim sponsoru olan Medipol Hastaneleri’nin sahibi aynı zamanda Sağlık Bakanı da olan Fahrettin Koca. Takımın şirket olduktan sonra ilk asbaşkanı ve şirketin de Gümüşdağ dışındaki 6 ortağından biri Mehmet Nuri Ersoy.
Kendisi şu an Turizm Bakanı. Takımın ana sponsorlarından Mall of İstanbul’un sahibi Aziz Torun, Tayyip Erdoğan’ın imam hatipten arkadaşı. Aziz Torun, aynı zamanda Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na 8 milyon dolar gönderen BaşkentGaz’ın da sahibi. Takımın diğer bir ortağı 1981 doğumlu AKP üyesi Kağan Şahin aynı zamanda İBB meclis üyesi. Takımın profesyonel futbol takımından sorumlu asbaşkanı Ahmet Ketenci ise Tayyip Erdoğan’ın dünürü Osman Ketenci’nin oğlu. Başakşehir AKP'nin öz evladı gibi... AKP çevresinde konumlanan sermaye çevreleri takımla birlikte anılmak için adeta yarışıyor. Ancak takımın Bilal Erdoğan'dan başka bir taraftarı bulunmuyor...
BU İLİŞKİ AĞININ MURADI NE?
Peki her şey bir futbol aşkı için mi? Spor basınında konuyu takip eden isimler böyle olmadığı görüşünde uzlaşıyor. AKP, endüstriyel futbolu dernek statüsündeki kulüpler yerine Başakşehir gibi şirketlerle idare etmek istiyor ve bu meseleyi önemsiyor. Top yuvarlak gibi görünse de siyasi köşeler belirmeye başlıyor. Milyarlık dev pastadan aslan payını ise endüstriyi bugünden kuranlar yiyecek. Örneğin yine şirket statüsündeki Alanyaspor’u Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kardeşi Hasan Çavuşoğlu işletiyor. Kasımpaşa’nın sahibi Show TV ve HaberTürk’ün de sahibi olan Turgay Ciner. Aynı modelle işletilen Osmanlıspor ise Gökçekler’in şirketi konumunda… Proje başarılırsa takımlar alınıp satılabilen hisseler haline gelirken taraftarların müşterileşme süreci de tamamlanmış olacak.
***
Kenan Başaran: Başakşehir kaynakları doğru yönetti
KONUYU Ajansspor yazarı Kenan Başaran’la da konuştuk. Başaran Başakşehir’in İBB ile olan ilişkileri yüzünden antipatiyle karşılandığını söyledi ancak takımın başındaki Gümüşdağ’ın Erdoğan ile organik ilişkisini saklamadığını da ekledi.
Başakşehir’in bir şirket olduğunu vurgulayan, kulübün temel amacının para kazanmak olduğunu ifade eden Başaran şunları söyledi: “Başakşehir’in sadece şampiyonluktan elde ettiği gelir 300 milyon TL. Şampiyonlar Ligi’ne de gidecek ve oradan da yaklaşık 30 milyon avro gelecek. Takımın bu sezonki bütçesinin 25 milyon avro olduğu düşünülürse Başakşehir ciddi anlamda kâr eden bir şirket”
Başaran, Süper Lig’in tümünün şirketleşmesinin istenip istenmediğine ilişkin olarak ise şu yorumu yaptı:
“Süper Lig’e Başakşehir Modeli dayatılıyor. Zaten Gümüşdağ da Kulüpler Birliği başkanıyken LİG A.Ş. adında bir şirket kurmak ve Süper Lig’i doğrudan bir şirketin yönetmesi projesi için uğraşmıştı. Bu durumda Süper Lig’in kontrolü büyük oranda TFF’nin de kontrolünden çıkmış olacaktı”
Öte yandan arkasındaki hükümet desteğine karşın Başakşehir Süper Lig’in en kaliteli takımlarından biri. Başaran bu kaliteyi 2 temel gerekçeyle şu şekilde bağlıyor: “Şampiyonluğun arkasında bir yanda büyük kulüplerin kötü yönetimi var, diğer yanda ise Başakşehir’in bir biçimde elde ettiği kaynakları doğru yönetmesi bulunuyor. Sonuç itibariyle diğer bütün takımlar borç batağındayken, Başakşehir para kazanıyor.”