Bekir Ağırdır: Muhalefet seçim sürecini bu amaca uygun tasarlayabilir

Abone ol

Bekir Ağırdır, muhalefet partilerine "Kendi bildiklerini söylemeye ve iktidardan şikâyetlerine odaklanan propaganda, kampanya yerine yurttaşı 'dinlemeyi' esas aldıkları bir seçim süreci toplumsal uzlaşmanın başlangıç adımları olabilir" diye seslendi.

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine bir yıldan az süre kala kamuoyunda gözler, hem iktidar kanadının hem de muhalefetin atacağı adımlara çevrildi.

Uzun yıllar KONDA çatısı altında kamuoyu araştırmaları yürüten araştırmacı - yazar Bekir Ağırdır, Gazete Oksijen'deki yazısında Türkiye'nin kadim meseleleri yanı sıra bir yandan iktidarın bozduğu tüm yönetsel ve hukuki mekanizmalar, diğer yandan toplumsal değişim nedeniyle yeni bir hikayeye ihtiyacı olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"Üstelik hem çağ değişimini bizatihi yaşayan bir ülke ve toplum olduğumuz için hem de küresel ölçekteki yeni bölüşüm kavgalarının ve yeni denge arayışlarının öznesi ve sahnesi olduğumuz için bu hikâyenin aynı zamanda evrensel de olması gerek.

'BİR DE DEVLETLE TOPLUMUN UZLAŞMASINA İHTİYAÇ VAR'

Toplumsal uzlaşının yanı sıra bir de devletle toplumun uzlaşmasına ihtiyaç var. Bunun için devleti, yönetim mekanizmalarını, hukuku ve yargıyı yeniden inşa etmeliyiz. Kapsayıcılık, katılımcılık, şeffaflık gibi temel ilkeler bir yana yeniyi hangi temel ilkeyi esas kabul ederek inşa edeceğiz? Bu ilkenin aynı zamanda yeni çağın da evrensel ölçekteki ilkesi olacağını, olması gerektiğini bilerek tartışmamız lazım. Elbette bu tartışmanın ön koşulu, güncelin siyasi gerilim ve kutuplaşmalarının ürettiği zihni esaretten ve şehvetten kurtularak konuşabilmek, tartışabilmek.

'SEÇİM SÜRECİ BU BAŞLANGICI SAĞLAYABİLİR'

Başlangıç noktamızın toplumun ihtiyaç ve taleplerinden yola çıkmak olacağı açık. Seçim süreci bu başlangıcı sağlayabilir, eğer böyle düşünülebilir, kurgulanabilir ve yürütülebilirse. Altılı Masa bir araya geldiklerini ilan ettikleri 12 Şubat 2021 deklarasyonunda söylediklerinde samimi ve kararlıysa bunu sağlayabilir. Demişlerdi ki o deklarasyonda, 'Türkiye’nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber ‘biz’ düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye’yi inşa etmektir.'

'MUHALEFET BELKİ DE ARTIK DİNLEMELİ'

Muhalefet seçim sürecini bu amaca uygun tasarlayabilir. Kendi bildiklerini söylemeye ve iktidardan şikâyetlerine odaklanan propaganda, kampanya, mitingler yerine yurttaşı 'dinlemeyi' esas aldıkları bir seçim süreci toplumsal uzlaşmanın başlangıç adımları olabilir. Toplum ekonomik buhranın ürettiği geçim derdi ile kadim meselelerinin tekrar tekrar yaşanıyor oluşundan beslenen bıkkınlık ve karamsarlık içinde. Çilekeş bir dönemden geçiyoruz. Herkes, toplumun tüm kesimleri umut yorgunluğu, tedirginlik, karamsarlık içinde. Bu duygu hali toplumun ikircikli tutum ve davranışlarını besliyor. (...)"

Yazının tamamı.

'Bahçeli'nin mesajı, sarayda huzursuzluk yaratacak' Siyaset Kulis: Bir konu Erdoğan'a bırakıldı Siyaset Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'ın 'pas attı, gole çevirdik' sözlerine tepki Siyaset Polisin sert müdahalesinde yaralanan HDP milletvekiline ilişkin HDP'den açıklama Siyaset