Beyaz Saray'daki tarihi fotoğraf hakkında çarpıcı yazı! İşte Afganistan krizinin sırrı
Milliyet yazarı Güneri Cıvaoğlu Taliban'ın yükseliş sürecini ve 1983 yılında Beyaz Saray'da çekilen fotoğrafı köşesine taşıdı.
Güneri Cıvaoğlu Afganistan'da yaşanan gelişmeleri, Taliban'ın yükselişini, 83'te Beyaz Saray'daki o meşhur fotoğrafın hikayesi ile birlikte Milliyet'teki köşesinde anlattı.
Güneri Cıvaoğlu'nun yazısının ilgili bölümü şöyle oldu:
Yıl 1996...
Bill Clinton Amerika Birleşik Devletleri Başkanı...
Zengin petrol ve gaz rezervlerine sahip Orta Asya’dan Afganistan’ı geçerek güneye uzanacak “boru hatları -gizli- projesi” Clinton tarafından onaylanmış.
Planın gerçekleşmesi için Taliban yönetimine “cömert bir pay” önerilir.
Taliban “savaş ağları” Washington ve Teksas’a davet edilirler.
“Devlet sırrı” olarak düzenlenen bu geziden medyanın hiçbir şekilde haberi olmaz.
Taliban’ın önde gelenleri Amerika’da kraliyet mensupları gibi muamele görürler.
NASA Uzay Merkezi ve 4 ABD Başkanı’nın heykellerinin oyulduğu Rushmore Dağı gibi turistik yerlere götürülürler.
Yerler, içerler, alışveriş yaparlar, gezerler.
SIR
........
“Soğuk savaşın en iyi korunan sırlarından biri” olarak nitelenen bu olay ünlü televizyon gazetecisi John Richard Pilger’in 1.5 saatlik belgeselinde yer aldı.
Aslında Afganistan’dan geçecek boru hatları projesi ve Afgan savaş ağlarına ABD desteği çok daha eski.
Aralık 1979’da, Sovyetler Birliği’nin işgalinden altı ay önce temmuz ayı... Başkan Jimmy Carter “Afgan mücahitlerin bir terör örgütü kurmaları” için 500 milyon dolarlık bütçe ayırmıştı.
Operasyonu ABD istihbaratı, İngiliz gizli servisi MI6 ile birlikte yürütecekti. MI6, Usame Bin Ladin de dâhil olmak üzere radikal İslam savaşçılarını eğitmeye ve finanse etmeye başlamıştı.
Amaç...
Daha o zamandan taslak halindeki “Orta Asya gaz ve petrol boru hattı projesi” için Afganistan’da zemin kazanmaktı.
Ancak...
Yılın sonunda Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal etti. Kabil’de kendine bağlı bir yönetim kurdu.
Petrol ve gaz boru hattı projesi böylece engellenmiş oluyordu. Sonrasını değerli gazeteci Murat Yetkin’in “analizinden” yararlanarak yansıtayım.
Sayfaya koyduğum fotoğraf 1983’te Beyaz Saray’da çekilmiş.(*)
Başkanların çalışma odası “Oval Ofis’te” Ronald Reagan savaş ağlarını (o zamanki söylemle, Afgan Özgürlük Savaşçıları’nı) ağırlıyor.
Gündem “Afganistan’daki Sovyet işgaline karşı birlikte mücadele...”
...........
ABD Başkanı Reagan’ın Oval Ofis’teki konukları soldan sağa Mir Nimetullah, Habib Urrahman Haşemi, Gül-Mohammed, Ömer Babrakzai, Muhammed Suaffor Yusufzai.
Tercüman ise Feride Ahmevi.
Reagan’ın yanındaki takım elbiseli kişi Gust Avrakotos.
Amerikan istihbaratı CIA’nın Afganistan masa şefi.
CIA içindeki lakabı “Dr. Dirty (Doktor Kirli).”
Lakabı gibi “kirli işlerin” adamı.
Köktendinci aşiret liderlerini toplayıp Beyaz Saray’a getiren kişi.
Sonrasında “mücahit direnişi” adı altında Afganistan’daki “kasırga harekâtı” sürecinde silahlanma ve saha örgütlenmesini yürüten de o.
Yetkin de aslında “milat için” Başkan Carter dönemini işaret ediyor.
Sovyetler’i güneyden İslami bir “Yeşil Kuşak ile çembere almak” projesi, İran’daki Humeyni devrimiyle sakatlanmıştı.
Ardından Afganistan’ın da Sovyet etkisine girmesi, Başkan Carter’a göre “kabul edilemezdi.”
Pakistan’ın başındaki General Ziya ül-Hak ile temas kuruldu.
Pakistan ordu istihbaratı ISI, Hizb-i İslami lideri Gülbettin Hikmetyar’ı CIA ile temasa geçirdi.
İlerleyen yıllarda Afganistan’da iki kez başkanlık yapacak Hikmetyar, Amerikan kayıtlarında “en fazla CIA fonu kullanan mücahit lideri” olarak yer aldı.
Suudi Arabistan ve Aramco petrol şirketi de Rabıta’yı, Müslüman Kardeşler’i destekledi.
Bunlar ve diğerleri Afganistan’a aktılar.
Yani ABD, İngiltere, Körfez ülkeleri üçgeni “Afganistan’daki köktencilerin miladında ve sonrasında” vardır.
Sovyetler’in Afganistan’dan sökülüp atılması için Çin de onları desteklemiştir.
Tam da “Bugün yediğin hurmalar yarın ..... tırmalar” söylemini hatırlamanın/hatırlatmanın yeri.
.........
ABD’nin Fox TV’sinde yayınlanan, eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la bir röportajdan alıntılar.
..........
Bu arada hatırlayalım...
20 yıl savaştığımız insanları daha önce biz finanse etmiştik.
Bunu Sovyetler Birliği ile mücadeleye odaklandığımız için yapmıştık.
İyi(!) bir fikrimiz vardı.
ISI (Pakistan Ordu İstihbaratı) ve Pakistan ordusuyla anlaşalım.
Gidip bu mücahitleri eğitelim, silahlarla donatalım.
Harika!..
Sovyetler Birliği’ni yenebilmeleri için Suudi Arabistan’dan “Vahabi İslam markalarını ithal etmelerine izin verelim.”
Tahmin edin ne oldu?
Sovyetler Afganistan’dan geri çekildi ve bu çekiliş Sovyetler Birliği’nin çöküşünü başlattı.
Yani...
“Sovyetler Birliği’nin işini bitirmek” için yaptığımız hiç de kötü bir yatırım değildi.
Ancak...
“Ne ektiğimize” dikkat edelim.
Çünkü...
Onu “hasat ettik.”
Sonra ayrıldık.
“Tamam” dedik.
“Ülkenizin her yerine bıraktığımız Stinger’larla, mayınlarla siz uğraşın.
Biz sizinle yürümek istemiyoruz.
Hatta, aslında biz ciddi “yaptırımlar da yapmaktayız.”
Gazetecinin bu yorumundan sonra söz Hillary Clinton’da:
Sovyetler, Afganistan’ı işgal ettiğinde, Pakistan’a gidip mücahit kuvvetleri oluşturmak, onları Stinger füzeleri ve modern silahlarla donattık.
Çünkü...
Böylece onların Sovyetler’i Afganistan’dan kovacaklarına inanmıştık.
Bu parlak fikrimiz başarılı oldu.
Sovyetler Afganistan’dan çekildi.
Ve sonra Afganistan ve Pakistan’da bu savaş eğilimli fanatik insanları iyi silahlanmış halde bırakarak “hoşça kal” dedik.
Sovyetler’in düştüğünü görmekten çok mutluyduk.
“Tamam, şimdi iyiyiz, her şey daha iyi olacak” diye düşünüyorduk.
Şimdi geriye bakıyoruz.
20 yıl savaştığımız insanlar ve onların yaptıklarının, yapacaklarının kökeninde biz varız.