Bilim Kurulu üyesi uyardı: 30 santimden fazla yaklaşmayın

Abone ol

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, maymun çiçeği virüsüne karşı izlenmesi gereken yolu anlattı.

Cumhuriyet'ten Birol Güger, Türkiye’nin maymun çiçeği virüsüne karşı hazırlığını; bir önceki salgından alınan derslerle, devletlerin virüsle mücadelede izlemesi gereken yol haritasını ve bölgelere göre değişiklik gösterebilecek virüsle mücadele yaklaşımlarını, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara ile konuştu.

NASIL BULAŞIYOR?

Maymun çiçeği için “yüksek risk taşıyan bir enfeksiyon değil. Koronavirüsle kıyasladığımızda bulaş riski çok daha düşük” diyen Kara’ya göre, “İnsanlar virüsü iki yolla bulaştırabiliyor. Bunlardan ilki, solunum yollarından çıkan damlacıklar, ancak bu damlacıklar konuşurken veya nefes alıp verirken oluşan damlacıklardan daha büyük ve teması önleyebilmek için birbirimize 30 santimden yakın olmamamız gerekiyor. Ayrıca bulaş, uzun süreli maruz kalma neticesinde gerçekleşiyor. O bakımdan, pek de kolay değil. İkinci bulaş şekli ise ciltte çıkan içi su dolu kabarcıkların patlaması ve kabarcığın içimdeki mikrop dolu sıvıyla temas edilmesi şeklinde gerçekleşiyor...”

Virüse karşı gerekli hazırlıkların yapıldığını belirten Kara’ya göre, “Hastane enfeksiyonları kontrol programları çerçevesinde Türkiye'de uzun yıllardır düzenli eğitimler veriliyor. Ayrıca, bakanlığın da bu konuda hazırladığı bir rehber mevcut. Hastane içerisinde bulaşma riski çok düşük, ancak yine de sağlık çalışanlarının korunması amacıyla önlemler alınıyor...”

BİLGİ PAYLAŞIMININ ÖNEMİ

Koronavirüs salgını döneminde, devletlerin insanlığın ortak düşmanına karşı ortak mücadele yürütmek yerine, virüsün kaynağı olarak birbirlerini suçladıkları uzun bir süreç yaşandı. ABD Başkanı Trump açıkça, Çin’i, “virüsü dünyaya yaymakla” suçladı. Trump yönetimindeki ABD, Almanya ve Fransa'nın; Fransa ise İspanya ve İtalya'nın maskelerine el koydu. Salgının şiddetinin düşüp aşılama sürecine geçildiğinde ise ülkeler arasında işbirliğinden çok yıkıcı bir rekabetin öne çıktığı görüldü.

Salgınla mücadelede en önemli noktalardan birinin de “bilgi paylaşımı” olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ateş Kara, Cumhuriyet’e demecinde, “Temaslı kişilerin bilgileri dünya ile daha hızlı paylaşılırsa, virüsü kontrol altına almak çok daha kolay olabilir” ifadelerine yer verdi.

Kara sözlerine şöyle devam etti:

“Dünyanın bilgi, tıbbi malzeme ve tıbbi tecrübe paylaşımında eksiklikleri olduğu aşikâr. Dünya Sağlık Örgütü, belli uygulamaları hayata geçirmeye çalıştı, ancak başarısı sınırlı oldu. Örneğin, dünyanın bir bölümünde aşı çok yaygınken, diğer bazı bölgelerde aşının sağlık çalışanlarına bile uygulanamadığını görüyoruz. Genel anlamda dünyayı etkileyen, enfeksiyona neden olan bir virüsten bahsediyorsak buna karşı tüm dünya ortak mücadele yürütmeli. Salgın, bir yerde kontrol altına alınmış olmasına karşın, başka bir yerde insanların yaşamlarını etkilemeye devam ediyorsa burada bir başarıdan söz edilemez...”

“STANDARTLAR YERELE ADAPTE EDİLMELİ”

“Virüsle mücadelede sabit uluslararası bir yaklaşım mı olmalı yoksa her ülke kendi özgün koşullarına göre bir mücadele rotası mı belirlemeli” sorusunu yönelttiğimiz Prof. Dr. Ateş Kara’ya göre, “Dünyanın ortak kararlar alıp uygulaması gerekiyor, ancak bu kararların ilgili ülkede uygulanabilirliği veya ilgili ülkelerin koşullarına uyumluluğu da göz önünde bulundurulmalı. Uluslararası standart ve kriterler belirlendikten sonra en uygun şekilde hedef ülkelerin koşullarına adapte edilmeli.”

Uluslararası standartlara atıf yapmasına karşın, virüsle mücadelenin, ülkelerin özgün koşullarına göre farklılık gösterebileceğini belirten Kara, sözlerini şöyle noktaladı:

“Aşı uygulamasını ele alacak olursak; bir ülke, tüm operasyonu tek bir merkezden yönetebilir, fakat başka bir ülke, aşılama için evlere sistem kurup, aşıyı kişilerin ayağına götürebilir. Mücadele biçiminin, esasen o ülkenin kültür özellikleri ile uyumlu olması gerekir. Fakat sonunda amaç, aşıyı o ülkede yeterli sayıda insana ulaştırıp daha fazla hayat kurtarmak olmalı. Kısıtlamalar konusunda da bilimsel gerçeklere bağlı kalınmalı...”

Uzmanından kurban etleri için 'rigor mortis' uyarısı: 'Hemen yemeyin...' Sağlık Ataşehir Belediyesi'nden öğrencilere LGS tercih desteği Sağlık Böbreklerinize düşman olmayın: Bilinçsiz ilaç kullanımının az bilinen zararları Sağlık Yaz alerjilerine dikkat! Korunmak için nelere dikkat edilmeli? Sağlık