Bin Ladin'in annesi suskunluğunu bozdu
El Kaide terör örgütünün lideri Usame bin Ladin'in annesi ilk kez konuştu.
The Guardian Gazetesi'ne konuşan Usame Bin Ladin'in annesi Alia Ghanem, saçlarını örten kırmızı başörtüsüyle oğlunun çerçeveli bir fotoğrafı, aile yadigarı ve değerli eşyaların arasında gururlu görüntüsüyle ilk kez açıklamalarda bulundu. Alia Ghanem'e röportaj sırasında hayatta kalan oğulları Ahmed ile Hasan ve ikinci eşinden olan Muhammed El Attaş eşlik etti.
Ülkenin en etkili ailelerinden oldukları için, hareketleri ve bağlantıları takip edildiğinden Ghanem ile röportaj talebine onay ise, Suudi Arabistan'ın veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'dan geldi. Suudi hükümetinden bir muhafız ile çevirmen de görüşmede yer aldı.
Bin Ladinlere nesiller boyu ev sahipliği yapan Suudi Arabistan'ın Cidde kentindeki bir konağı paylaşan aile, krallığın en zengin ailelerinden biri olmaya devam ederek, modern Suudi Arabistan'ın oluşumuna büyük katkı sağladı.
Ailede herkesin, küresel terörizmin yükselişiyle bağlantısı olan bin Ladin ile ilgili hikayesi vardır; ama röportajın yapıldığı gün mahkemeye çıkmış olan Ghanem, her annenin yaptığı gibi sevgi dolu, bir şekilde yolunu kaybeden 'kıymetli' oğlunu anlattı. Kendinden emin bir şekilde konuşan Ghanem, "Hayatım çok zordu çünkü benden çok uzaktaydı. Çok iyi bir çocuktu ve beni çok sevdi." diyor. Şimdi 70'li yaşların ortasında olan Ladin'in annesi, Attaş'ı gösterekek, "Usame'yı üç yaşından sonra o büyüttü. İyi bir adamdı ve Usame için de iyiydi" diyor.
Ghanem, büyük bir ailesi olduğu için, 20 yıl boyunca El Kaide liderliğini üstlenen Usame hakkında konuşmaktan kaçınmıştı.
"İNSANLAR ONU DEĞİŞTİRDİ, FARKLI BİRİ OLDU"
Usame'nin üvey kardeşleri arasında oturan Ghanem, ilk çocuğundan akademik olarak başarılı, utangaç bir çocuk olarak bahsederken, 20'li yaşların başlarında güçlü, kararlı, dindar bir figür haline geldiğini söylüyor. "Cidde'deki Kral Abdulaziz Üniversitesi'nde ekonomi okurken radikalleştirildi. Üniversitedeki insanlar onu değiştirdi. Farklı bir adam oldu." diyor.
Orada tanıştığı adamlardan biri, daha sonra Suudi Arabistan'dan sürülen ve Usame'nin manevi danışmanı olan 'Müslüman Kardeşlerin' bir üyesi olan Abdullah Azzam idi. "20'li yaşlarının başında beyinlerini yıkayan insanlarla tanışana kadar çok iyi bir çocuktu. Ona 'inanç' diyebilirsin. Amaçları için paraları var. Her zaman onlardan uzak durmasını söylerdim ama asla bana ne yaptığını söylemezdi, çünkü o beni çok sevdi." diyor.
Kardeşi Hasan ise, 1980'lerin başında, Usame'nin Rus işgaline karşı savaşmak için Afganistan'a gittiğini belirterek, "Tanışan herkes ilk zamanlar ona çok saygı duyuyordu. Başlangıçta onunla çok gurur duyuyorduk. Suudi hükümeti bile ona çok asil ve saygılı bir şekilde davranırdı. Sonra mücahit Usame geldi." diyor.
"En büyük kardeşim olduğu için kendisiyle gurur duyuyorum" diye devam ediyor. "Bana çok şey öğretti. Ama onun bir erkek olarak onunla gurur duyduğumu düşündüğünü sanmıyorum. Küresel bir sahnede süperstarlığa ulaştı ve tüm bunlar bir hiç içindi."
Ghanem, "Çok düzgündü. Okulda çok iyiydi. Öğrenmeyi gerçekten çok severdi. Bütün parasını aile işleri bahanesiyle gizlice kaçtığı Afganistan'a harcadı. Bir cihatçı olabileceği aklımdan hiç geçmedi. Çok üzüldük. Bunlardan herhangi birinin olmasını hiç istemezdim. Neden böyle davranmıştı ki?" diyerek şaşkınlığını ve üzüntüsünü gizlemiyor.
Ailenin Usame'yi son görüşü, 1999 yılında Afganistan'da Kandahar'ın hemen dışındaki üste bir yıl içinde iki kez ziyaret ettikleri zamandı. Ghanem, "Havaalanına yakın bir yerde Ruslardan ele geçirdikleri bir yerdi" diyor. "Bizi gördüğü için çok mutlu oldu. Her gün bize etrafı gösteriyordu. Bir hayvan öldürdü, bir bayramımız vardı ve herkesi davet etti." diyerek son görüşmelerini anlatıyor.
Ghanem, Usame'nin 1957'de Riyad'da doğduğundan ve üç yıl sonra babasıyla boşanarak, 1960'ların başında yeni Bin Ladin imparatorluğunda yönetici olan El-Attas ile evlendiğinden, Usame'nin babasının en az 11 eşinden 54 çocuğa sahip olduğundan söz ediyor.
ANNESİ USAME YERİNE, ETRAFINDAKİLERİ SUÇLUYOR
Üvey kardeşi Ahmed, Ghanem odadan çıkınca, "17 yıl oldu, Usame hakkındaki gerçekleri reddetmeyi sürdürüyor. Onu çok severdi ve suçlamayı reddederdi. Bunun yerine, etrafındakileri suçluyor. Sadece Usame'nin 'iyi çocuk' tarafını, hepimizin gördüğü tarafı biliyor. Cihadçı tarafını asla bilmiyor" diyerek bir annenin duygularına tarafsız yaklaşıyor.
New York'tan gelen ilk raporlar hakkında ise, "Şok oldum, hayrete düştüm. Çok tuhaf bir duyguydu. Başlangıç anından itibaren ilk 48 saat içinde bunun Usame olduğunu biliyorduk. En küçüğümüzden en büyüğümüze, hepimiz ondan utanıyorduk. Hepimizin korkunç sonuçlarla yüzleşeceğini biliyorduk. Yurtdışındaki ailemiz Suudi Arabistan'a geri döndü. Suriye, Lübnan, Mısır ve Avrupa'ya dağılmışlardı. Suudi’de seyahat yasağı vardı. Ailenin kontrolünü ellerinde tutabildikleri kadar tutmaya çalıştılar. Ailenin yetkilil tarafından sorgulandığını ve bir süreliğine ülkeden ayrılmalarının engellendiğini anlatıyor Ahmed. Yaklaşık 20 yıl sonra Bin Ladinler, krallığın içinde ve dışında nispeten özgürce hareket edebilmeye başladılar.
Aile, geçtiğimiz yıl ABD tarafından "küresel terörist" listesine alınan ve El Kaide’nin yeni lideri Afganistan'da olduğu düşünülen Bin Ladin’in en küçük oğlu 29 yaşındaki Hamza hakkındaki sorulara, Hasan, "Herkes bunun olacağını biliyordu. Hamza şöyle diyordu, 'Babamın intikamını alacağım.' Eğer Hamza şimdi burada olsaydı, ona, 'Allah seni korusun. Yaptığın şeyi iki kere düşün. Babanın adımlarını tekrarlama. Ruhunun korkunç kısımlarına giriyorsun.' derdim" diye konuştu.