Bir zamanlar herkesin dilinde marştı: Kemal Sahir 'Büyü' şiirinin müziğe dönüşmesinin hikayesini yazdı
12 Eylül Darbesi’nin neden olduğu birçok acı var. Ancak çok güçlü izler bırakan bazı acılar toplumsal hafızada daha çok hatırlanıyor. Onlardan biri de hiç şüphesiz yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren.
Hayatı 17 yaşında dar ağacında son bulan Erdal Eren hakkında şiirler yazıldı, o şiirler bestelere dönüştü.
2015 yılında kaybettiğimiz şair Gülten Akın’ın Büyü şiiri de Erdal Eren’in idamını anlatan çok güçlü şiirlerden biriydi.
Cumhuriyet gazetesinde Büyü şiirinin yayınlanması beste sürecini başlatıyor
Eren’in ölümünün 41. yıldönümünde sanatçı Kemal Sahir Gürel, Grup Yorum’un unutulmaz albümü Sıyrılıp Gelen’de yer alan ve Gülbahar Uluer’in sesiyle dillerde marş olan ‘‘Büyü’’nün hikayesini yazdı.
‘‘1986 yılında aklımdan melodiler geçiyor. Ama henüz tam oturmamış. Bağcılar-Parsellerdeki evimizin salonunda bağlama çalarken, Ahmet Naim (Gürel) abim elinde Cumhuriyet gazetesiyle odasından çıkıp bana gazeteden bir şiir gösterdi. ‘Bunu besteleyebilir misin? diye sordu. ‘Bakayım, zerine çalışayım’ dedim. Evden çıkarken gazeteyi yanıma almıştım. Birkaç gün üzerimdeki gazete ile gittim her yere. Hem melodilere bakıyor, hem de arada bir gazetedeki şiire göz atıyordum. Eve dönüşlerden birinde, bindiğim minibüs (Margirus) Topkapı’da arızalandı. Ben de en ön koltuktayım. Arıza giderilinceye kadar gazeteyi tekrar açıp mırıldandım. Bir iki denemeden sonra bulduğum melodinin söz ile beraber oturması hoşuma gitmişti: ‘Acılar alacak, yokluklar alacak Büyü de baban sana’ Melodi beni içine çekiyor, üzerine gitmemi istiyordu. Durmuyor, giriş kısmını örmeye çalışıyordum minibüste mırıldanarak. ‘Büyü de baban sana Büyü de büyü’…’’
Ahmet Kaya: ‘‘Senin besten güzel olmuş, ben artık bestelemekten vazgeçiyorum’’
Kemal Sahir Gürel’in anlattığına göre dönemin en popüler protest sanatçısı 2000 yılında kaybettiğimiz Ahmet Kaya da aynı şiir üzerinde çalışıyormuş:
‘‘O yıl Selda Bağcan’ın Plak şirketinde karşılaştığım Ahmet Kaya’ya yeni bestemi gitarla çalarak dinlettim. ‘Kemal sana bir şey söyleyeyim mi; ben de bu şiir üzerine çalışıyordum. Ama senin besten çok güzel olmuş. Ben artık bestelemekten vazgeçiyorum’ dedi. Gülten Akın’ın Büyü Yavrum şiirinin müziğe dönüşmesinin öyküsü kısaca böyle.’’
‘‘Ahmet Naim abim Erdal Eren’in aynı siyasetten yoldaşıydı ama ikisi de hayattayken hiç tanışmamışlardı’’
Kemal Sahir Gürel, bu şiirin bestelenmesinde büyük rolü olan abisi Ahmet Naim Gürel’in de Erdal Eren’den 29 yıl sonra aynı gün öldüğünün de altını çizdi:
‘‘Ama daha önemlisi de şu: Ahmet Naim abim Erdal Eren’in aynı siyasetten yoldaşıydı ama ikisi de hayattayken hiç tanışmamışlardı. Bugün iki insanın ölüm yıldönümü. Erdal Eren, 13 Aralık 1980’de aslında 17 yaşında ama yaşı büyütülerek idam edildi. Büyük ağabeyim Ahmet Naim Gürel’i ise 13 Aralık 2009’da kaybettik ama sadece abimizi değil, yol göstericimizi ve büyük bir dostumuzu, yoldaşımızı aynı zamanda. Ahmet abim politik yaşamını çevresine hiç anlatmadı. Hava atmadı veya onun kimliğine dayanmadı. Çünkü çok mütevazı idi. Herkese sevgi ile yaklaşan, kol kanat geren müthiş bir yüreği vardı. Bu dünyaya kattıkları ve etkisi çok derindi. Yıldızlar ikisinin de yoldaşı olsun.’’
Gülten Akın’ın Büyü şiiri
Büyü de baban sana
Büyü de
Acılar alacak
Büyü de baban sana
Büyü de
Yokluklar alacak
Büyü de baban sana
büyü de
Bitmez işsizlikler açlıklar alacak
Büyü de büyü de baban sana
Baskılar işkenceler alacak
Kelepçeler gözaltılar zindanlar alacak
Büyü de
Büyüyüp on yedine geldiğinde
Büyü de baban sana
İdamlar alacak