'Bu, hükümetin konkordato ilan etmesidir'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, haftalık grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
GERÇEK GÜNDEM - Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
3 Aralık Dünya Engelliler GÜnü'ydü. Bugüne kadar 16 yıl geçti bütün engelli kardeşlerime sesleniyorum 16 yılda sizin hangi sorununuzu çözdüler. Neden engelliler için yaşanamaz hale geldi bu iller ama Mart ayında tabloyu değiştireceğiz. Aldıkları bütün kararlarla Türkiye'nin aleyhine sonuçlar doğuran... haklarını kaybeden vatandaşlarımızın haklarınızı savunacağız.
Bakınız bütün dünyada engelli vatandaşlar korunur, bizim de yasamızda var. Sadece 11 bin 313 kadrosu devlette boş. Neden devlet parlamentonun ve yasaların gerektirdiğini yapmıyor. Kendi yandaşları olunca bütün kapıları açık, engelli vatandaş olunca kapalı. şimdi siz Mart ayında o kapıları açacaksınız.
4 Aralık bugün Madenciler günü. Çalışma şartlarının en ağır olduğu alan yer altında çalışan madencilerimizin çalışma şartlarıdır. Emek verirler, alınteri dökerler. Şu garip duruma bakın maden kazalarında Türkiye Avrupa birincisi neden?Soma'yı, Zonguldak'ı düşünün bütün bunların nedeni tedbir alınmadan işçinin yeraltına indiilmesidir. Elin oğlu her türlü önlemi alır öyle yollar işçisini. daha geçen gün Kuzey Marmara Otoyolu'nda 30 metre yüksekliğinden bir blok işçilerimizin üzerine düştü.Hayatlarını kaybeden 3 kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum.Sizin emek harcadığınız her saniyeden itibaren biz sizin yanınızda olacağız.
Siz ne istiyorsunuz servis sorunun çözülmesini istiyorsunuz, yatakhanelerde tahtakurusu olmasın istiyorsunuz, maaşlarınızın bankaya tam olarak yatırılmasını istiyorsunuz, maaşlarını alamayanların maaşları ödensin istiyorsunuz. Yani haklarınızı istiyorsunuz. Siz hak istediniz diye polis geldi, TOMA'lar geldi, biber gazları geldi. Niye hak arıyorsunuz diye geldiler Yarın onların davaları görülecek, CHP'li vekiller de hazır bulunacak.52 işçi hayatını kaybetti, 52 kişinin ölümünü gizlediler. Sayın Ali Şeker'in verdiği soru önergesine gelen yanıtta söylediler. 52 aile, 52 can...Deniyor ki CHP bizim hakkımızı savunuyor mu? Sizlerin hakkını savunmak için elimden ne geliyorsa yapacağım yeter ki isteyin.
Daha bu davalara çok bakacağız. Baskı dönemlerinde olur bu davalar. Hak aramanın suç olduğu ortamlar dikta yönetimlerinin olduğu ortamlardır. Hak aramak bir erdemdir. Hak aramak diktatöre boyun eğmemektir.
Daha bu davalara çok bakacağız. Baskı dönemlerinde olur bu davalar. Hak aramanın suç olduğu ortamlar dikta yönetimlerinin olduğu ortamlardır. Hak aramak bir erdemdir. Hak aramak diktatöre boyun eğmemektir.Biz sadece işçinin hakkını savunmuyoruz, esnafın da, sanayicinin de, memurun da hakkını arıyoruz. bizim görevimiz halkın çıkarlarını savunmaktır. sarayı değil halkı savunuyoruz biz. Saray'dan değil halktan yana tavır alıyoruz biz.
ENFLASYON ve EKONOMİ
Ekonomiden hepimiz şikayetçiyiz, Saray ve çevresi hariç, tefeciler hariç. Onların dışında herkes geçim derdinde. Eti gramla alan bir noktaya getirdiler bizi.
Enflasyon düştü diye bugün havuz medyası manşet atmış. Bakın toplumu nasıl kandırmak istiyorlar. Düşen ne? Yüzde 39'u dizel otomobil fiyatları düştü. Yüzde 21'i benzinli otomobil fiyatlarındaki düşüş nedeniyle enflasyon da düşüyor.
Bizim işçi arkadaşımız her gün otomobil mi yiyor. Zeytin yiyor, peynir yiyor. Bunlar düştü mü hayır tam tersi artıyor. Vergileri düşürdüler otomobilde fiyat düştü. Bizim derdimiz asgari ücretli, iş bulamayan vatandaş, asgari ücretin altında maaş alanlar . Bir de kayıtdışı çalışanlar var.
Vatandaş borç batağında borç. 520 milyar lira vatandaşın bankalara borcu var. Ne kadar faiz ödüyorlar bu yılın ilk 10 ayında 55,5 milyar lira...
Vatandaşım oturup bi düşünsün kime çalışıyor? Bankalara çalışıyor, faize gidiyor.
Çiftçi de borç batağında... Konya'dan küçük bir devlet var Hollanda. Hollanda'nın tarım ihracatı Türkiye'den 6 kat fazla. Niye türkiye'de çiftçi üretmiyor. Niye küstürdüler.
Şeker pancarı üreticileri CHP vekilleri özelleştirmelere karşı direnirken orada olmalıydı. Canı yandı, AKP'ye oy vermeyeceğim diyor. İlla canınızın yanması mı gerekiyordu. Çiftçi de borç batağında çiftçi de geçinemiyor
Kayseri'de hayvan ithal eden bir vatandaşımız "Ben yüzde 25 vergi ödedim hayvan ithal ettim, benden sonra birileri vergi ödemeden ithal etti" diyor.Bunların yönetim anlayışı cebimi nasıl doldururum, köşeyi nasıl dönerim anlayışı. Bir de bunların havuz medyası var. Geçen bir iş insanı ile görüşüyorum. Nasıl dedim durum, felaket dedi. E dedim biraraya geliyor musunuz, birşey yapıyor musunuz? Hayır diyor, "Moralim bozulunca A Haber'i açıp rahatlıyorum" diyor
BBC'ye bir çiftçimiz konuşuyor. Diyor ki bir televizyon kanalı geldi, söyleşi yaptık. Bir de dediler ki kapatın depoyu öyle çekelim dedi. İzin verdik. Bir de akşam baktık ki bizim depoyu gösterip, "Soğanları depolayıp kaçtılar" diye haber yapmışlar. Bu kadar yalan olur muEt ithal ettiler, depolar doldu. Şimdi de çıktılar et ihraç edeceğiz diyor. Böyle plansızlık olur mu? böyle devlet yönetilir mi? Birisi geliyor et yok diyor ithal ediyorlar. Türkiye savruluyor. Freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz
Bu düzenden vatandaş memnun değil, kimler memnun Saray. Onların mutfağı dolu. Sarayın çevresi de çok memnun. Sana dolar üzerinden ihale vereceğim diyor. Bir de tefeciler var onlar da mutlu. Tefecilik soygun düzeni demek. Türkiye'nin nasıl soyulduğuna bir örnek vereceğim.
Doların kurunu alıyorum 13 Ağustos'ta bir milyon dolar alan birisi 6 milyon 883 bin tl aldı. Götürdü bu parayı tahvile yatırdı. 3 Aralık'a geldik parasını çekti.Parasını çektiği zaman 7 milyon 384 685 lira aldı gitti.
Yani 114 günde bu parayı kazandı. Götürüyor aynı gün dolar alıyor. 1 milyon 406 524 dolar alıyor. 13 Ağustos'ta 1 milyon dolar. Kaç lira kazandı yüzde 40 dolar bazında kar etti. Boşuna tefecilik demiyoruz. Dünyanın hangi ülkesinde bir devlet tefecilere 114 günde böyle bir kar elde eder
Yalvarıyorsun para getir para geldikçe soyuluyorsun, çıktıkça soyuluyor. Üretim yok. Bunlar ülkeyi gerçekten de perişan ettiler
Biliyorsunuz firmalar konkordato ilan ediyor. Şimdi bir kanun teklifi getirdiler. Diyor ki "Devlete ait üniversitelerin işletmelerine devletin borcu var. Biz bu borcu ödeyemiyoruz. Cumhurbaşkanı bir oran belirleyecek kabul edene ödeyeceğiz. Yani devletin 100 bin lira borcu var, Cumhurbaşkanı 50 bin ödeyeceğim diyecek kabul eden alacak. Bu hükümetin konkordato ilan etmesidir
Bu şartları kabul ederseniz öderiz diyorlar. Fakülteler diyecek ki biz alacağımızdan feragat edeceğiz. Davalardan feragat edecekler, hak ve alacakları hiçbir şekilde dava açamyacaklarına dair imza atacaklar. Böyle bir örnek yok. Dişçilik fakültelerinin borcunu ödeyemeen bir devlet olabilir mi? Ve bunu zorla yapacaksınız.
Ekonomik krizi hepimiz yaşıyoruz, daha yaşayacağız. Biz 13 madde halinde krizin nasıl çözüleceğini açıkladık. O maddelerden biri de devletin tasarruf etmesiydi. Vatandaştan aldığın vergiyi doğru dürüst harcayacaksın dedik.
Bunlar tasarrufu nereden yapıyorlar bakın. Hastanelerde stajer öğrenciler vardır, öğrenciler yemeklerini hastaneden yer. 2011'de bir genelge çıkardılar yemek yesinler dediler. Geldik 2018'e dediler ki bir dakika memlekette kriz var tasarruf yapmamız lazım, Saray'dan olmaz, Saray'ın mutfağından asla olmaz. Uçan saraydan elbette olmaz. Ve diyorlar ki sağlık tesislerinde mesleki eğ3itim ve staj yapan öğrencilere ücretsiz yemek verilmesine imkan bulunmadığına karar verilmiştir diyor.
Şimdi ben bütün anne babalara seslenmek istiyorum. Suriyelilere ilaç da bedava, hastane de bedava bizim çocuklarımız ikinci sınıf vatandaş mı? Tasarruf yapa yapa bu öğrencilerin yemek parasını mı buldunuz! Tam bir rezalet. Lüks araçlardan vazgeçin, yazlık saraydan, kışlık saraydan vazgeçin. Hala yandaş dolar üzerinden para alıyor. Hala...
Bunlardan kim sorumlu.? Erdoğan 15 Mayıs'ta bir konuşma yapıyor "İNsanalr para politikaları yüzünden zor duruma düşünce kimi sorumlu tutacaklar Cumhurbaşkanı'na hesap soracaklar. Bu yüzden ekonomi konusunda daha etkili bir Cumhurbaşkanı olmak lazım. Devleti yönetenler bundan sorumludur. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçtiğimiz andan itibaren herşey çok farklı olacak. " Kim diyor Erdoğan diyor yani bütün sorumluluk onda. Ben üstleniyorum diyor, evet o üstlendi. Bütün yetkileri ona verdiniz. Şimdi konkordato ilan etme hakkı da aldı. Bugün dişçilik fakülteleri yarın başka yerler
KAŞIKÇI CİNAYETİ
G20 toplantısına gidildi. Suudi Arabistan yetkilileri de oradaydı. Cinayeti Kanada Başkanı dile getiriyor, Erdoğan konuşmuyor. Ben konuşacaktım, olmadı diyor. Ne oldu senin one minutelerin vardı. Bizim havuz medyasının gazetecileri orada. Suudi üst yönetimine Kaşıkçı'nın cesedi nerede açıklayın dedim diye demeç veriyor. Bu havuz medyasının gazetecileri çıkıp da "Bu Kılıçdaroğlu denen bir adam var, bu 20 kişi cinayeti işledikten sonra sizin haberiniz vardı diyor. Siz bunların ellerini kollarını sallayarak çıkmasına izin verdiniz diye soramıyorlar. Siz gazeteci değil, medyanın yüz karasısınız.