Buldan: Mahkemeler derhal AİHM kararına uymalı
Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Türkiye'nin, AİHM'in Selahattin Demirtaş için verdiği karara uymasını istedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis Kadın Grubu toplantısında gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'Nin Selahattin Demirtaş kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Buldan, "Mahkemeler derhal bu karara uygun davranmalı ve Demirtaş sebest bırakılmalı" dedi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü nedeniyle bu haftaki grup toplantılarını Kadın Grubu olarak gerçekleştirdiklerini belirten Buldan'ın AİHM'in Demirtaş kararına atıfla konuşmasına "Biraz önce aldığımız bir haber var" diyerek başlaması üzerine salondan alkış ve zılgıt sesleri yükseldi.
'HUKUKA UYGUN DAVRANILSIN, DEMİRTAŞ SERBEST BIRAKILSIN'
AİHM’in Demirtaş kararını değerlendiren Buldan şunları söyledi:
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sevgili Selahattin Demirtaş'ın kararını bugün lehte sonuçlanmak üzere açıklamış bulunmaktadır. Bu karardan dolayı duyduğumuz memnuniyeti, sevinci tüm kamuoyu ile paylaşmak isteriz. AİHM'in kararı önemli bir karar. Sevgili Selahattin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması kararı bizler tarafından memnuniyetle ve coşkuyla karşılandı. Hukukun üstünlüğünün gereği olarak yerel mahkemelerin bir an önce karar vermesi gerekiyor. Başta sevgili Selahattin Demirtaş olmak üzere tüm tutuklu arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
'TUTUKLU KALMASI ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI'
Sevgili Selahattin Demirtaş'ın şu andan itibaren tutuklu bulunması hem ulusal hem de uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade ediyoruz. Sevgili Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve siyasi düşüncelerinden dolayı cezaevinde rehin tutulan diğer tüm arkadaşlarımız iki yıldır özgürlüklerinden yoksunlar.
AİHM kararı önemli. Gerekçeli kararında 'Tutukluluğun devam etmesini haklı kılan yeni kanıtlar ve gerekçeler ileri sürülmedikçe, tutukluluğun en kısa sürede sona ermesini talep ediyoruz' demiştir. Biz de bu kararın gereğinin yerine getirilmesini istiyoruz ve yerel mahkemelere arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması çağrısını yapıyoruz. Tüm arkadaşlarımız, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sabahat Tuncel, Aysel Tuğluk tüm arkadaşlarımız bizlerin, sizlerin vermiş olduğu mücadele sonucunda mutlaka özgürlüklerine kavuşacaklar, mutlaka bizlerle birlikte olacaklar."
'TÜRKİYE'DE YARGI ERKEKTİR'
Türkiye'de kadına yönelik şiddete değinerek hem hükümetin hem de yargının bu konudaki tavrını eleştiren Buldan sözlerine şöyle devam etti:
"Her gün en az 5 kadının öldürüldüğü Türkiye’de kadınlar toplumsal ve siyasal yaşamdan dışlanmakta, ekonomik hayattan koparılmaktadır. Kadına yönelik şiddet evdedir, sokaktadır, tarladadır, adliyededir, Meclis’tedir ve iktidardır. AKP iktidarı döneminde kadına yönelik şiddetin katlanarak artması her şeyi ortaya koymaktadır.
Erkeklerin kadına karşı işledikleri suçlar çoğu zaman cezasız kalmakta, cezalar da indirimlerle ortadan kaldırılmaktadır. Ama öz savunmayla kendilerini koruyan kadınlar cezalandırılmaktadır. Örneğin Nevin Yıldırım kendini korumak için öz savunma hakkını kullandığı için müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Kimse kadın cinayetlerinde devletin payı olmadığını söylemesin. Türkiye'de yargı da erkektir. Erkek egemenliğini güvence altına alan bir kurum haline gelmiştir.
'KRİZDEN EN ÇOK ETKİLENEN KADINLAR'
Kadın mücadelesi hedefte ama biz kadınların gözlerinde korku yoktur, korkmayacağız. Ekonomik krizin kadınlar için de çok önemli bir boyutu var. Krizden en çok etkilenen kadınlar. İşten atmalar ilk kadınların çalıştığı alanlarda oluyor. Bütçede kadına yer yok. Bütçe, kadınların eşit yurttaş olarak görülmediğinin kanıtı.
Bu korku krallığı, muhalif gördüğü kim varsa tutukluyor, çünkü onlar da biliyor ki bu diktatörlük rejimini yıkacak olan kadın direnişidir. Yaşamını özgürlük mücadelesine adayan Leyla Güven yoldaşımız milletvekili seçilmesine rağmen tam da bu nedenle rehindir. Leyla Güven arkadaşımız tecride karşı açlık grevindedir. Tecrit aynı zamanda kadının siyasetteki kazanımlarına da bir müdahaledir. HDP kadın özgürlüğünün merkezi, kadın kazanımlarının garantisidir. Milletvekilleri, belediye eş başkanları, parti çalışanları kadınlar olmak üzere HDP’de siyaset yapan binlerce kadın rehin olarak tutulmaktadır.
'TEHDİTLERİNİZDEN KORKMUYORUZ'
Geçen hafta bir bakanları çıktı kadın milletvekilimizi 'sen görürsün' diye tehdit etti. Bu faşist rejimin yıkıldığında asıl siz göreceksiniz. Bu yaptıklarınızın hesabını hukuk önünde vereceksiniz. Tehditlerinizden korkmuyoruz. Biz barış iklimini yaşayacağız Recep Bey, sen gittikten sonra yaşayacağız. Kadınların mücadelesi özgürlükleri getirecek."
'AKP-MHP İTTİFAKI, KADIN DÜŞMANI İTTİFAKTIR'
Konuşmasının devamında yerel seçimlere değinen Buldan, "Dişimizi tırnağımıza takarak, seferberlik ruhu ile çalışacak, korku imparatorluğunu yıkacağız. Umut, sevgi, barış kampanyası yürüteceğiz. AKP-MHP'nin saldırı konseptini derinleştirmek için en fazla kadınlara saldırıyor. Bunların ittifakı kadın düşmanı bir ittifaktır. Bizler kadın ittifakımızı güçlendiriyoruz. Bizim yerel seçim başarımız tüm kadınların başarısı olacaktır" dedi.
Şimdiye kadar bütün belediyelerde kadın yanlısı politikalar izlediklerini belirten Buldan, "Şimdi bu politikaları nasıl geliştireceğimizi kadınlarla birlikte tartışıyoruz. Kayyım politikasının en büyük nedenlerinden birisi de budur. Kadın kurumlarını tek tek kapatarak, belediyelerimizi gasp ederek açıkça şiddet uygulayanların yanında yer aldılar" şeklinde konuştu. "31 Mart'ta o kayyımcıları sandıklara biz kadınlar gömeceğiz ve bir daha oradan asla çıkmayacaklar" diyen Buldan, kadınları yerel seçimlerde aday adayı olmak için HDP’ye davet etti.
Buldan konuşmasına şöyle devam etti:
"Kadının gücünün farkında olmayanlar, kadın haklarını gasp edenler asla bizim kapımızı çalmasınlar. Bizim kapımızı direnen kadınlara, kendi kentini ve kendi kendini yönetmeye aday olan tüm kadınlara açıktır ve yerel yönetimler bizim işimizdir. Yerel yönetimler kadınların işidir. Yerel seçimlerde kadınların rengini yerele yansıtmak bizlerin görevidir. Kadınlar 7 Haziran’da, 1 Kasım ve 24 Haziran’da güçlü bir temsiliyetle parlamentoda yer aldı ve şimdi önümüzde yerel seçimler var. 31 Mart’ta ülkenin hem HDP hem de kadının rengine dönüştürelim."