'Buna 'dengelenme' denmez, 'çakılma' denir'
Sözcü Gazetesi yazarı Murat Muratoğlu, Türkiye ekonomisinin 2. çeyrek büyüme oranlarını değerlendirdi.
Sözcü Gazetesi yazarı Murat Muratoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı Türkiye ekonomisinin 2. çeyrek büyüme oranlarını değerlendirdi.
Murat Muratoğlu'nun "Tersten büyüdük!" başlıklı köşe yazısı şöyle:
"İstatistik Kurumu'nun tüm iyi niyetli hesaplama çabalarına karşın Türkiye yine küçüldü! Hadi küçüldük demeyelim de “Eksi büyüdük” diyelim. Üzmeyelim.
Genelde “daralma” diyorlar. Acımızı hafifletiyorlar. Sağ olsunlar…
Normal şartlarda Türkiye'yi zayıf göstermek için çalışan iç ve dış fesat odaklarına en güzel cevap büyüme rakamlarıyla verilirdi.
Bize söylenene göre biz büyüdükçe onlar kahroluyorlardı… Neden bu kadar umursadıklarını kimse sormadı!
★★★
Peki, küçülme açıklansa dahi, İstatistik Kurumu'nun açıkladığı rakamlar inandırıcı mı? Olmasa ne fark eder? Kime hesap verecekler? Küçülme yerine yüzde 10 büyüdük deyiverse, kime ne?
Haliyle İstatistik Kurumu klasik olarak geçmiş verilerle kimsenin ilgilenmeyeceğini düşünüp düzeltmeye gitti! Nasıl olsa herkes son veriye odaklanacaktı!
★★★
Milli gelire çaktırmadan geçmişten gelen bir 5 milyar dolar ekledi. Yine de kişi başı milli gelirin 8 bin 800 dolara düşmesini engelleyemedi.
Bundan 6 yıl önce 12 bin 480 dolar olan gelir, son verilere göre 3 bin 680 dolar azaldı. Şişirilmeyi de hesaba katarsanız, kimsenin cebinde para kalmadı!
★★★
Kurum ne kadar bağımsız? Ülkede bağımsız kurum kaldı mı ki? Bu büyümeyi 2016 yılında değiştirdiği yöntemle hesaplıyor.
Bize bir de eski yöntemle kaç büyüdüğümüzü söylese de karşılaştırma yapsak. Açıklayamıyor! Neden?
Mesela tarım sektörü… Yüzde 3.4 oranında büyümüş! İçerisinde neler var? Çiftçilik ve hayvancılık, balıkçılık, ormancılık… Büyüme nereden geliyor? Yok! Büyümüş işte! Fazla karıştırmayın.
★★★
Sabit sermaye yatırımları ilk çeyrekte yüzde 12.4 daralmışken, ikinci üç aylık dönemde yatırımlardaki daralma yüzde 22.8 gibi dikkat çekici derecede küçüldü…
Sanayici, imalatçı Türkiye'nin halini gördü. Yatırım yapmaya ürktü!
Buna “dengelenme” denmez, “çakılma” denir. Açıklanan veriler sanayi tarafında üretimin ve yatırımların durduğunu, hatta yatırım tarafının hiç olmadığını ispatlıyor.
★★★
Böyle hesaplamaya bile Türkiye küçüldüyse düşünün durumun vahametini… Küçülmenin daha fazla olmasını engelleyen yüzde 3.3 artan devlet harcamaları…
Peki, devletin geliri mi arttı? Hayır! Demek ki borçlandı. Harcadıkça harcadı!
Sahi devlet kimin adına borçlandı? Ülke küçülüyorsa gelirler daralır, gelirler daralıyorsa vergiler azalır.
★★★
Gelir azalırken harcama nasıl artıyor? Millet cayır cayır harcamaları keserken devlet paraları nereye aktardı? Kemeri vatandaş sıktı. Vergi vatandaşa bindi.
Ya devleti yönetenler? Harcamalarını hiç kısmayacak mı? Türkiye ekonomisinin bu hale düşmesinde sorumluluk kimde? Yine kimsenin üzerine yapışmayacak mı?"