Bursa için korkutan uyarı: Binaların yarısı depremde risk taşıyor
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Engin Er ile İnşaat Mühendisleri Odası (IMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, kentteki deprem riskini anlattı.
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Engin Er ile İnşaat Mühendisleri Odası (IMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, kentteki deprem riskini anlattı.
Er ve Albayrak binaların yüzde 50'sinin mühendislik hizmeti almamış olduğunu belirterek "Kaybedecek vakit yok" dedi.
İzmir'de 114 kişinin öldüğü depremin ardından riskli bir bölgede bulunan Bursa’da da gözler çürük binalara çevrildi. 2012 yılında devletin açıkladığı haritaya göre merkez ve ilçelerinden birçok fay hattı geçiyor.
'ÜÇ İLÇE HARİÇ, İLÇELERİN KENDİ ADIYLA ANILAN FAY HATLARI VAR'
Harmancık, Keles ve Büyükorhan ilçeleri hariç diğer bütün ilçelerin tamamının kendi adıyla bir fay hattına sahip olduğunu söyleyen TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Engin Er, kentin depremsellik haritasını anlattı.
Gazete Duvar'dan Pelin Akdemir'in haberine göre; Bursa olası bir depreme olması gerektiği gibi hazır olmadığını söyleyen Er, “Marmara Denizi’nin içerisinden geçen, kamuoyunda beklenen İstanbul depremi olarak bilinen 7’nin üzerinde bir depremden Bursa etkilenir. 1999 depreminde bunu gördük. Kuzey Anadolu’nun fay hattının orta kolu, İznik’ten başlayıp Gemlik’te birkaç kola ayrılan, Orhangazi, Mudanya ve Karacabey’e doğru devam eden fay hattı. Güney kolu ise İnegöl’den Bursa’nın merkez ilçelerinden Yıldırım, Osmangazi, Nilüfer, Uluabat Gölü’nün güneyinden devam eden bir fay hattı” dedi.
'BÖYLE BİR DEPREM 1700’ÜN ÜZERİNDE BİNAYI GÖTÜRÜR'
1855’de Kuzey Anadolu fay hattının Güney kolunda meydana gelen depremi hatırlatan Er, “Bu deprem yaklaşık bin kişinin ölümüne sebep olmuştu. Bursa’da sadece deprem değil sel ve taşkınlar da yaşanmakta. Can ve mal kayıplarına sebep olan doğal afetler Bursa’nın bir gerçeği. 1855’de meydana gelen depremin, bilimsel bir çalışmaya tabi olmamakla birlikte, sismolojik çalışmalarla tekrarlanma süreci kayıtlarda 150 ile 180 yıllık periyodu gösteriyor. Yani bu deprem için önümüzde birkaç yılın kaldığını görüyoruz” dedi.
Bursa’yı bekleyen en büyük riskin bu fay hattı üzerinde olduğunu kaydeden Er, Bursa’da yapılan deprem çalışmalarının eksik olduğunu vurguladı. “İzmir’de 17 bina yıkıldı. Böyle bir deprem olursa ne 17’si 1700’ün üzerinde binayı götürür” diyen Er, “99 depreminden sonra merkez ve ilçelerinde zemin özellikleri dikkate alınarak bir çalışma yapıldı. Fakat fay hatlarına yönelik bir çalışma yapılmadı. Devletin resmi kurumları fay hatlarını açıklamış olsa da yapılaşma planlarında bunların herhangi bir karşılığı yok. Bursa’da binaların kayıtları tutulmuş değil. Envanter, tektonik, jeolojik, jeoteknik bazda çalışmalarda eksiklerimiz devam ediyor” şeklinde konuştu.
'BİRÇOK İLÇENİN ZEMİNİ BAYRAKLI’YA BENZİYOR'
Bursa’nın birçok ilçesinde Bayraklı’nın zeminine benzer alüvyon zemin özellikleri gösteren yerler olduğunu belirten Er, “Mühendislik hizmeti almış binaların daha güvenli binalar olduğunu söyleyebiliriz. Yapılaşma, fay hatları ve zeminde sıvılaşma dikkate alınarak yapılmalı. İzmir’de de enerjinin çıktığı kaynağa 30 km mesafede Seferihisar’da tsunamiden bir can kaybı varken, 70 km mesafedeki Bayraklı’da can kayıpları yaşandı” diye konuştu.
Bursa’da imar barışından yararlanmak isteyen 110 bine yakın bina için müracaat edildiğini söyleyen Er, “Kentte mühendislik hizmeti almayan yüzde 50’nın üzerinde bina var. Bunlar imar barışıyla veya bir şekilde ruhsatlandırılmış binalar. 2019’da başlayan yönetmelik farklı şekilde yorumlanmadan uygulanırsa güvenli bir şehir, güvenli bir yapılaşmadan bahsedebiliriz. Mevcut binaların yüzde 60’ının değerlendirilmesi, yeni yapılacak olan binalarında kontrollerinin mutlaka yapılması gerekir” uyarısında bulundu.
'ENVANTER ÇALIŞMASI BURSA’DA YAPILMADI AMA YAPILMALI'
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (IMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, İzmir’de yaşanan can kayıplarının nedenini şu sözlerle ifade etti: “İzmir’de deprem 27 km uzaklıktaki Seferihisar’da değil, 70 km uzaklıktaki Bayraklı’da hasara yol açtı, can kayıpları yaşandı. Sebebi alüvyon zemin üzerine imara açılmış olan Bayraklı’nın zemin yapısı. Oradaki zemin depremin etkisini büyütmüş ve büyüterek binaların yıkılmasına etki etmiş. Bu öngörülebilecek bir durum. Bugünkü teknolojiye göre yapılmış olsalardı bu binalar hasar görebilirdi ama çökmezdi”
2000 yılının deprem çalışmaları açısından bir milat kabul edilebileceğini söyleyen Albayrak, “2000’den sonra yapılan çalışmalar depreme hazırlık adı altında eksik tarafları olsa da olumlu çalışmalar. Devlet bu yıldan önce yapılan binalarda bir envanter çalışması yapsaydı bu binaların depremden önce boşaltılmaları gerektiğini söylenirdi. Bu nedenle eski binaları elden geçirmek gerekiyor. Envanter çalışmasını yapacak olan yetkili kurumlar belediyelerimizdir. Bu çalışma Bursa’da yapılmadı ama yapılmalı. Belediyelerimizin bu çalışmayı teknik olarak yapabilecek sayıda çalışanı yok. Bizim kaybedecek vaktimiz de yok. Bu çalışmayı yapabilecek olan kurumlar kesinlikle İnşaat Mühendisi Odaları’dır” dedi.
'DEPREME HAZIRLIK İÇİN MEVCUT YAPI STOKU DENETLENMELİ'
Vatandaşın inisiyatifine bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Albayrak, “Kentsel dönüşüm Yasası’nın yetersiz olduğu artık anlaşıldı. Bu yüzden meclisten yeni bir yasa çıkmak zorunda. AFAD’ın ortaya attığı Fay Yasası çıkarılarak depreme hazır hale gelinemez. Depreme hazırlığın tek ve temel noktası mevcut yapı stokunun elden geçirilmesidir. Bursa’da yapı stokunun yüzde 50’si mühendislik hizmeti almamış binalardır. Olası bir depremde bu bölgenin hasar görme ihtimali çok yüksek” ifadelerini kullandı.