Çavuşoğlu: Rum kesimi hariç bütün ülkelerle anlaşma yapabiliriz
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalya'da düzenlenen 5. MED - Akdeniz Diyaloğu Forumu'ndaki konuşmasının ardından düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalya'da düzenlenen 5. MED - Akdeniz Diyaloğu Forumu'ndaki konuşmasının ardından düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye – Libya arasındaki mutabakata dair sorulan soruya Çavuşoğlu, “Bu gizli bir şey değil. Bizim meclisimizden geçen bir mutabakat zaptının gizli kalması mümkün mü? Adam gibi isteselerdi biz de verirdik Libya da verirdi” şeklinde yanıt verdi.
Roma’da basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, “Uluslararası hukuka uygun bir şekilde iki egemen ülke bir mutabakat zaptı imzalamıştır. Dışişleri Bakanları olarak biz bunu yine İstanbul’da imzaladık, Cumhurbaşkanımızın huzurunda imzaladık. Meclisimizden dün geçti. Şimdi Doğu Akdeniz’de biz başından beri hep şunu söylüyoruz. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) hariç tüm ülkelerle bu konuda ikili ya da çok taraflı anlaşmaya hazırız. Bazı ülkeler bölgede tek taraflı adımları tercih ettiler ve Türkiye’yi eleştirmeyi tercih ettiler. Şimdi hep aynı şeyi söylüyoruz, bugün ve yarın tüm görüştüğümüz Doğu Akdeniz etrafındaki ülkelerin yetkilileriyle bunu gündeme getiriyoruz. Biz hazırız” dedi.
İngiltere’nin başkenti Londra’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’i kabulü sırasında gayet net bir şekilde Yunanistan’la da benzer bir mutabakat zaptının imzalanabileceğini söylediğini belirten Çavuşoğlu, “Biz Rum kesimini tanımıyoruz. İlerde Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm olursa, onlarla da yani Kıbrıs’ın geneliyle de Türk tarafının içinde olduğu, tabii ki yapabiliriz. Ama Rum kesimi hariç bölgedeki tüm ülkelerle, buna Mısır da dâhil buna Lübnan da dâhil hepsiyle biz, zaten Suriye’nin şu an böyle bir derdi yok bu tür anlaşmaları ikili ve çok taraflı yapabiliriz. Çünkü biz bölgede işbirliğinden yanayız” dedi.
YUNANİSTAN’IN LİBYA BÜYÜKELÇİSİNİ SINIR DIŞI ETME KARARI
Yunanistan’ın, Libya’nın Atina’daki büyükelçisini sınır dışı etme kararıyla ilgili de konuşan Çavuşoğlu, “Yaptıkları çok yanlış. Diplomatik nezakete de sığmaz. Bir ülkeyi tehdit etmek doğru mu? Bu gizli bir şey değil. Bizim meclisimizden geçen bir mutabakat zaptının gizli kalması mümkün mü? Eğer ülkenin güvenliği bakımından gizli bir belge değilse ben bunu rahatlıkla paylaşırım. Bu Libya için de geçerli. Libya’ya telefon açıp da o belgeyi derhal bana göndermezsen büyükelçini sınır dışı edeceğim diye tehdit edersen, Libya belki şu anda kendi içinde ve dışında çok sorunlar yaşıyor olabilir ama gururlu bir ülke ve millettir ve böyle bir tehdide boyun eğmez. Adam gibi isteselerdi biz de verirdik, Libya da verirdi” dedi.
"SURİYE'DE REJİMİN ÜLKEYİ BİRLEŞTİREBİLECEĞİNE İNANMIYORUZ"
İtalyan Dışişleri Bakanı’nın İtalyan medyasına ‘Esad ile diyalog kurmanın zamanının geldiği’ yönündeki açıklaması ve Barış Pınarı Harekâtı’na dair İtalya’nın Türk elçiyi çağırmasının hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, “Bunları çok net bir şekilde söyledik. Yani, tutumlarının yanlış olduğunu ve bu konuda en sert tutum sergileyen Fransa’nın bile Londra’da bizimle çalışmaya hazır olduğunu. Dolayısıyla, İtalya’nın bu atmosferden etkilenerek, yanlış yorumlarda bulunduğunu net bir şekilde söyledik. Kendisi de zaten çok açık bir şekilde tüm konuları konuştuğumuzu daha sonra basına da söylemiş. Ama samimi bir ortamda iki dost gibi bunları konuştuk ve bazı ziyaretleri ertelemişti. Bu ziyaretlerin gerçekleşeceğini ve yine Türkiye-İtalya forumunun düzenleneceğini kendisi söyledi. Normal şartlarda Kasım’da bu gerçekleşecekti. Bundan sonra birlikte atabileceğimiz adımları, ziyaretleri, toplantıları görüştük. Son derece müspetti ve iyi geçti. Tabi, Esad ile ilgili görüşlerine ben bağımsız, egemen bir ülkenin Dışişleri Bakanının görüşlerini sorgulamak için bir şey söylemek istemiyorum. Ama bizim açımızdan, şöyle görüyoruz; bu rejim, bugüne kadar 500 binden fazla insanı öldürmüştür. Bizzat rejimin öldürdüklerinden bahsediyorum. Toplam 1 milyon insan öldü. Bu rejimin, bu ülkeyi birleştirebileceğine de inanmıyoruz. Bir geçiş süreci var şu anda, o da nedir; siyasi süreç. Siyasi süreç neticesinde, sonuçta ülke seçime gidebilirse, bırakın o zaman Suriye halkı karar versin, Suriye’yi kim yönetecek. Suriye halkı kimi seçecek. Anayasayla beraber ülkede nasıl bir yönetim sistemi olacak. Neler olacak, ne zaman seçime gidilecek. Bunlara Suriyeliler kendi kendine karar versin diye anayasa komisyonunun kurulmasını biz çok destekledik. Şimdiden bir ülkeyi ya da bir rejimi, bir kişiyi güçlendirmek, meşrulaştırmak için adımlar atılırsa, bu Suriye’nin yararına olmaz diye düşünüyoruz biz Türkiye olarak” dedi.