CHP, FETÖ sanığının 'Çerçioğlu ve İmamoğlu' ifadesini Meclis'e taşıdı
FETÖ’nün ‘belediyeler imamı’ olduğu iddia edilen Erkan Karaarslan’ın ‘Çerçioğlu ve İmamoğlu aleyhinde beyan ver, serbest bırakalım’ dediler sözlerini Meclis'e taşıdı.
Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinde ihaleye fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma ve sahtecilik suçlamasıyla yargılanan 17 FETÖ sanığın davasında sanık Erkan Karaaslan’ın, “Bazı bakanların Ekrem İmamoğlu ve Özlem Çerçioğlu aleyhinde konuşması halinde cezaevinden çıkarılacağını teklif ettikleri” iddialarında bulunduğu basına yansımıştı.
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül konuyu Meclis’e taşıdı.
CHP’li Bülbül Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Sanık Karaaslan’ın iddiaları doğru ise, devlet hükümet eliyle siyasete alet edilmiş, sandık demokrasisi ve seçmen iradesi hiçe sayılarak her türlü kirli ilişki içine girilmiş demektir. Ayrıca bu iddialar FETÖ’nün kirli siyasi oyunlarını, CHP’li belediyelere yönelik yapılan kumpasları bir kere daha hatırlatmıştır” dedi.
Süleyman Bülbül'ün soru önergesi şöyle:
Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinde ihaleye fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma ile sahtecilik suçlamasıyla yargılanan 17 sanığın davasında sanıklardan Erkan Karaaslan, 14.05.2019 tarihinde yapılan üçüncü duruşmada “14.03.2019 tarihinde avukat görüşü adı altında cezaevinde beni görüşmeye çıkarttılar. Bu görüşmeye çıkartmadan önce psikoloğa götürdüler.
Bir baskı olup olmadığını sordular, Bir baskı olmadığına dair beyanda bulundum. Avukat görüşüne girdiğimde ceza evinde girmesi mümkün olmayan Aydın ilinde gazetecilik yapan Serhan Seyhan isimli gazeteciyi gördüm, bu kişi avukat değildir. 14.03.2019 tarihli kendisinin bana yaptığı görüşmede başta Özlem Çerçioğlu ve Ekrem İmamoğlu hakkında CHP başkanları hakkında beyanda bulunmam halinde o gün itibariyle tahliye olacağımı, bu duruşma dahil başka duruşmalarda da tahliye olacağımı, aksi takdirde hüküm giyeceğimi bana beyan etmiştir.
Bu görüşmenin ardından yargılanmamın belediye başkanları ile ilgisinin olmadığı söyledi. Kendisine faks göndereceğini belirttim. 15.03.2019 tarihinde Ankara Cumhuriyet Savcısı beni odasına davet etti. Çektiğim faksın devlet kurumlarından çıkmasının mümkün olmadığını, istediğim kişi ile beni görüştürebileceğini söyledi.
Tutanaklara ismini geçmesini istemediğim bakanlar bana ve aileme ulaşarak belediye başkanları aleyhinde beyanlarda bulunmamı istediler. Davalardan beraat etmemi ve tahliye olmamı da bu beyanlar ile ilişkili olacağını söylediler. Bu süreç devam etmiştir. 18-19-20-27 Mart'ta cezaevine talebim olmaksızın gelenler olmuştur. Bunlarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru yaptım” şeklinde ifade vermiştir.
Sanık Karaarslan 25 Nisan 2019’da yapılan ikinci duruşmada da benzer şekilde ifade vermiş, "Ben 17 Ocak 2019 tarihinde tutuklandım. Yerel seçimler öncesinde cezaevine benimle görüşmeye Aydın'dan gelen kişiler oldu. Benim bu dosyalarla ilgili olarak başta Özlem Çerçioğlu ve bazı CHP'li belediye başkanları aleyhine olmak üzere ifadelerde bulunmam karşılığında tutuklu bulunduğum dosyadan beraat edeceğime dair söylem ve tehditlerde bulundular.
Benim ailem benimle görüşemezken, bu kişiler sürekli cezaevinde ziyaretime geldiler. Ailemi bakanlarla görüştürdüler. Avukatımı da bakanlarla görüştürdüler. Bunlarla ilgili yazılı beyanlarımın hepsini hazırladım ilgili mahkemelere tek tek göndereceğim; ayrıntıya girmek istemiyorum. Ben bütün bunlara direndim ve gerçekleri söylemeye devam ettiğim için halen cezaevinde tutuklu olarak bulunuyorum” demiştir.
Sanık Karaaslan’ın iddiaları doğru ise, devlet hükümet eliyle siyasete alet edilmiş, sandık demokrasisi ve seçmen iradesi hiçe sayılarak her türlü kirli ilişki içine girilmiş demektir. Ayrıca bu iddialar FETÖ’nün kirli siyasi oyunlarını, CHP’li belediyelere yönelik yapılan kumpasları bir kere daha hatırlatmıştır.
31 Mart yerel seçimlerinde CHP Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu yüzde 48,80 ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını, Sayın Özlem Çerçioğlu ise yüzde 53,94 ile Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığını alarak seçimlerden büyük bir başarı ile çıkmışlardır.
Ancak YSK, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini yasaya aykırı, somut deliller olmadan iptal etmiş, yenilenmesine karar vermiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin en azından yukarıda bahsedilen şaibelerden uzak yapılabilmesi için bu iddialar bir an önce soruşturulmalı ve sonuç kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Bu bağlamda;
1- Sanık Erkan Karaaslan’ın mahkeme heyete karşısında, davanın ikinci ve üçüncü duruşmalarında, verdiği bu ifadeler sonrası sanık Karaaslan’ın dile getirdiği isimler ve iddialarla ilgili yeni bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmışsa hangi tarihte başlatılmıştır?
2- Yüksek güvenlikli bir ceza infaz kurumuna, avukat olmayan ya da tutuklu olan sanığın isim olarak bildirdiği kişilerden biri olmayan ve sanık Erkan Karaaslan ile görüştüğünü kabul eden Serhan Seyhan isimli şahıs nasıl girmiştir? Bu görüşmeye kimler aracı olmuştur? Cezaevlerine tutuklu ve hükümlü ziyareti ve görüşmeleriyle ilgili yasal düzenlemelerde bir değişiklik yapılmış mıdır?
3- Tutuklu ve hükümlülerle avukat, tutuklu yakınları, soruşturmayla yetkili ve görevli yargı mensupları dışında yapılacak görüşmelerin iznini hangi makam vermektedir?
4- Sanık Erkan Karaaslan’ın cezaevinde görüştüğünü iddia ettiği kişiler kimlerdir? Hangi makam bu görüşmelere izin vermiştir?
5- Bir ihmal ya da görevi kötüye kullanma suçu olduğu düşünülüyorsa, bu konuda yetkililer hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?
6- Tutuklu sanık Karaaslan, avukat görüşünden önce neden cezaevi psikoloğu ile görüştürülmüştür? Görüşe çıkmadan önce her tutuklu sanık cezaevi psikoloğuna götürülerek “Baskı altında olup olmadığı” şeklinde görüşmeye tabii tutulmakta mıdır?