CHP: İktidar kamusal emeklilik sistemini ortadan kaldırmaya hazırlanıyor

Abone ol

Hükümetin kamusal emekliliğe alternatif aradığı uyarısını yapan Ağbaba, 2020 bütçesi için ise ‘Halkın değil, Saray’ın bütçesi’ ifadelerini kullandı.

CHP İşçi Sendikları, Meslek Odaları ve Sivil Toplum Kuruluşları’dan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 2020 bütçesinin “emekçinin bütçesi olmadığını, iktidarın kamusal emekliliğe alternatif yaratmaya çalıştığını” belirtti.

Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, Ağbaba, “Bireysel Emeklilik Sistemi ve Tamamlayıcı Emeklilik sistemi gibi tartışmalar aslında iktidarın kamusal emeklilik sisteminin yerine alternatif yaratma hazırlığıdır” uyarısında bulundu.

Ağbaba’ya 2020 bütçesine ilişkin yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

‘SARAY’A BÜTÇE’

- 2020 yılı için öngörülen merkezi bütçeyi çalışanların hakları açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yeni bütçe 1 trilyon TL’yi aşarak, ülke tarihinin en maliyetli bütçesi durumuna geldi. Bu kadar büyük bir miktara ulaşmasına rağmen bütçe halkın ve emekçilerin bütçesi olmaktan uzak. Bütçe açığının 2020’de yüzde 72 artışla 139 milyar TL olması bekleniyor. Bu da yüksek vergiler ve zamların bu süreçte hız kesmeden devam edeceğini gösteriyor. Bütçeyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 74 bin 500 TL olan maaşını 81 bin 250 TL’ye çıkardı. Böylece, asgari ücrete 161 TL zam yapan, memura yüzde 4’lük zammı reva gören Cumhurbaşkanı, kendi maaşına 7 bin TL zam yapmış oldu. Cumhurbaşkanı’nın kendi maaşına yaptığı zam göz önüne alındığında bütçenin kim için hazırlandığı ortaya çıkmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 434.4 milyar TL ile ödenekten aslan payını alması, ülkenin adeta bir aile şirketi mantığı ile yönetildiğinin de bir diğer kanıtıdır. 2020 bütçesi halkın ve emekçinin değil, Saray’ın bütçesidir.

- Bir yandan kıdem tazminatı tartışmaları da yaşanıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hükümetin son zamanlarda kıdem tazminatı ile ilgili planlarına dikkatle bakmakta fayda var. Bakan Berat Albayrak, kıdem tazminatının Bireysel Emeklilik Sistemi ile ortak fona devredileceğini söylüyor. İktidar sadece kıdem hakkına değil, bu şekilde mevcut kamusal emeklilik sistemini de ortadan kaldırmaya yönelik hamleler yapmaya hazırlanıyor. Bireysel Emeklilik Sistemi ve Tamamlayıcı Emeklilik sistemi gibi tartışmalar aslında iktidarın kamusal emeklilik sisteminin yerine alternatif yaratma hazırlığıdır. Kıdem tazminatı tartışmalarında Güney Kore modeli denen uygulamanın kendisi tam bu yöndedir. Yani Türkiye’de Güney Kore’de olduğu gibi kıdem hakkı emekli olunca elde edilecek bir hakka dönüştürülmek isteniyor. Yani iktidar hem kıdem hakkını hem de mevcut emeklilik hakkını aynı anda hedef alıyor.

- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve TİSK’in esnek çalışmanın yaygınlaştırılması önerisi, çalışma yaşamı için ne anlam ifade ediyor?

Türkiye’de çalışma hayatına dair en önemli sosyal diyalog yapısı olan ve anayasal statüye kavuşturulan Ekonomik ve Sosyal Konsey, 10 yıldır toplanmıyor. Çalışma yaşamına dair alınan kararlar iktidarın kendi tercihleri veyahut iktidara yakın sermaye kuruluşlarının inisiyatifi ve isteği doğrultusunda şekilleniyor. Buna en iyi iki örnek toplumsal uzlaşma yerine KHK ile bir gecede geçirilen taşeron yasası ve işverenlerin isteği üzerine hayata geçirilen zorunlu arabuluculuk uygulamasıdır. Şimdi hem TİSK’in hem de Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın çalışma yaşamında esneklik talebini de bu noktadan değerlendirmek gerekiyor. Emekçileri ilgilendiren birtakım talepler dile getiriliyor; hatta birtakım çalışmalar değerlendirmeler yapılıyor ama bunda işçilerin ve sendikaların görüşleri dikkate alınmıyor. Ayrıca esnek çalıştırmanın yaygınlaştırılması ile istihdamın artacağına yönelik söylemlerin gerçeklikle bir ilgisi yoktur. Aksine esnek çalıştırmanın yaygınlaştırılması demek daha fazla emek sömürüsü demek, daha fazla iş güvencesinin ortadan kalkması demektir. Bu bakımdan esnek tartışmaları yerine güvenceli çalışmanın kapsamının genişletilmesi, çalışanların haklarının daha da ileriye taşınması gerekmektedir.

‘İŞSİZLİK FONU’NUN İŞSİZE FAYDASI YOK’

- İşsizlik Fonu’nda biriken para 140 milyar TL’ye yaklaşırken, 2020 yılında 8 milyar lira ödeme yapılmasının planlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle şunu söylememiz gerekir: İşsizlik Sigorta Fonu’ndan işsiz kalan yurttaşlarımızdan ziyade hemen herkes yararlanmaktadır. Hatırlayım, fonda kamu bankalarına 11 milyar TL aktarılmış ve bunu Bakan Albayrak da itiraf etmişti. Ayrıca geçen yıl kasım ayında yayımlanan genelgeye göre işçilerin maaşlarının 3 ay ve gerektiğinde daha fazla bir döneme tekabül etmek üzere İşsizlik Sigorta Fonu’ndan ödenmesi kararlaştırılmıştı. Bu karar ile iktidar kabul etmediği ekonomik krizi bir bakıma kabul etmiş ve yine bu karar ile işverenlere dolaylı bir şekilde destek olmuştu. İşsizlik Sigorta Fonu’nun işsizlere ödenek olarak verilmesinin bir diğer kanıtı ise son 3 yıldan bugüne İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı artarken, işsizlik ödeneğinden yararlananların oranının ise aynı oranda artmamasıdır. Türkiye’de kayıtlı işsizlerin ortalama yüzde 80’i işsizlik ödeneğinden yararlanamamaktadır.

'Demiryolları zarar rekoru kırdı' iddiası Ekonomi 'Şehir hastaneleri hemen bakanlığa devredilmeli' Ekonomi MEB bütçesinden para aktarılan vakfın giderleri dudak uçuklattı Ekonomi Ünlü ekonomist: 'Peki, battıklarından İskandinav ülkelerinin haberleri var mıydı?' Ekonomi