CHP seçimden sonra da sabaha kadar ayakta!
CHP , oylarına sahip çıkıyor; YSK ilçe seçim kurullarından ayrılmıyor.
"Gecenin bir yarısı; yer TCDD Haydarpaşı Garı’nın İlçe Seçim Kurulu’na çevrilen deposunun tam önü. Her yaş grubundan yurttaşlar toplanmış. Kimi ısınmak için saat başı yoldan geçen seyyar çaycının termosuna umudunu bağlamış, kimi yanında getirdiği battaniyelere sarılmış."
Cumhuriyet'ten Arif Kızılyalın'ın izlenimi şöyle:
“Ne bitmez martmış, nisan ayına girdik, ‘baharı getirdik’ hâlâ havayı ısıtamadık” diye dert yanıyorlar tir tir titrerken. Grubun amacı, “Ekrem İmamoğlu’nun emaneti” dedikleri oya ‘bu kez’ sahip çıkmak.
Her ne kadar oy nöbeti CHP Kadıköy İlçe Örgütü tarafından tutulsa da asıl kalabalığı partiyle pek ilgisi yok. Üstelik kadınların, gençlerin, çoluğun çocuğun sayısı bir hayli fazla. Anne ve babasıyla oy nöbetine gelenlerle söyleşiyoruz. Yaşı 11, bilemediniz 12. Elinde Türk bayrağı, İmamoğlu’nun rap tonundaki propoganda şarkısını mırıldanan Ege, “Ekrem İmamoğlu için, geleceğimiz için..” diye tempo tutuyor. Ege’nin anne ve babası, 24 Haziran küskünleri olduklarını, ancak 31 Mart gecesi Ekrem İmamoğlu’nun üst üste yaptığı 5. açıklamasını dinlerken birden CHP ile barıştıklarını söylüyorlar. “Ekrem İmamoğlu’nun, ‘ne hak yerim, ne hakkımı yediririm’ lafı içlerine oturmuş, 2 gündür nöbete geliyorlarmış. “AKP’liler TRT’de Diriliş Ertuğrul izliyor, biz Diriliş İmamoğlu dizisini oynuyoruz” diyorlar. O sırada CHP İlçe Başkanı Ali Narin ve Meclis üyeleri, oyların mühürlü olduğu hangarın kapısına gidip, kontrolleri yapıyorlar ve alkış tufanı kopuyor.
Haydi Ümraniye’ye
Derken polisin de yoğun güvenlik önlemi aldığı bölgenin önünden bir araç geçiyor, ‘Dombra marşı’ çala çala. CHP’liler ve halk gülümsüyor. Gecenin bir yarısı siyah renkli bir araçtan inen 4 gencin, “Biz İzmit CHP gençlik örgütünden İstanbul’a desteğe geldik” demesi ise nöbettekilere moral veriyor. Kısa sohbetin ardından, 4 gence, Kadıköy’de asayişin berkemal olduğu, mümkünse, sıkıntı yaşanan Sancaktepe ve Ümraniye’ye gitmeleri söyleniyor.
Bu kez rotamızda Ümraniye Haldun Alagaş Spor Salonu var. Oyların mühürlü torbalarının bulunduğu salonda CHP’li vekil Mahmut Tanal’a rastlıyoruz. Başkan adayı Cafer Aktürk’le bir an olsun salonu terk etmediklerini söylüyor. “Bize oy verenlerin yüzüne bakamayız bu saatten sonra bu oylara sahip çıkamazsak” diyorlar. Üsküdar’da Akif Hamzaçebi nöbette, Oğuz Kağan Salıcı, Gamze Akkuş İlgezdi, Sera Kadıgil, Gökhan Zeybek, Özgür Karabat, Turan Aydoğmuş İstanbul’un iki yakası arasında nerede sorun varsa oraya koşan grupta.
CHP’nin sorun yaşadığı Sancaktepe’ye grup başkanvekili Özgür Özel Manisa’dan yetişiyor. Fethi Açıkel, Seyit Torun ve İbrahim Kaboğlu ile salonda kuş uçurtmuyorlar. İlçeyi alamayan ancak tarihinin oy rekoru kıran Sultanbeyli’de ise Atilla Sertel, Mehmet Ali Çelebi, Özcan Purcu var.
Mola kısa, nöbet uzun!
İstanbul seçiminin kalbi Seyrantepe’deki 2. Koordinasyon Merkezi ise soluklanma alanı. “İstanbul’u CHP’ye kazandıran ilk Kadın İl Başkanı” unvanını alan Dr. Canan Kaftancıoğlu, hem ıslak imzalı sayım belgelerini denetliyor, hem 39 ilçeden gelen asıllı, asılsız ihbarları başkan yardımcıları ile ilçelere aktarıyor. CHP’nin İstanbul karargâhına peşi sıra gelen ilçe belediye başkanları ise bölgelerindeki sıkıntıları aktarıyorlar Ekrem İmamoğlu ve kurmaylarına. Seçim gecesi ve bir sonraki günü ayakta geçiren yeni seçilmiş belediye başkanları Şerdil Dara Odabaşı, Muammer Keskin, Rıza Akpolat, Battal İlgezdi bir tarafta partinin ağır topları Engin Özkoç, Erdoğan Toprak, Engin Altay, Sibel Özdemir öteki tarafta, alınan önlemleri birbiriyle paylaşıp, ‘oy çalınma ihtimali’ne set çekme telaşındalar. Çay ve kandil simidi eşliğindeki kısa bir soluklanmanın ardından 18. saatteki 13. açıklamasını yapan İstanbul’un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, “Tüm Belediye Başkanlarım, MYK üyelerim, PM üyelerim ve eskisiyle yenisiyle milletvekillerimden ricam, halkımızın o kutsal oyuna sahip çıkmaları” sözü üzerine belediye başkanları ve partililer yeniden görev bölgelerine dönüyorlar telaşla.
Evet, öyle ya da böyle Ekrem İmamoğlu’nun, “Ben kazandım, hakkımı da yedirmem” sözü galiba CHP’nin iç dinamiklerini harekete geçirmiş ve galiba 24 Haziran’da, oluşan ‘küskünlük’ sisi her kademede iyice dağılmış.
İlerleyen günlerde ne olur bilinmez ancak, bir gerçek var ki PM’siyle, MYK’siyla İstanbul örgütüyle sokağa inen CHP, bundan sonra ‘bedel ödemek’ pahasına da olsa İmamoğlu’nun hakkını yedirmez.