CHP Sözcüsü Faik Öztrak: THY yandaşların arpalığına dönmüş
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Öztrak, THY'deki yandaş atamalara tepki gösterdi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, bugün düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Öztrak, THY'deki atamalara ilişkin konuştu. Öztrak, "THY yandaşların arpalığına dönmüş. Eş dost akraba buralara doluşmuş" diye konuştu.
Öztrak'ın açıklamaları şu şekilde:
Saray bilim kurulunun önerilerine göre hareket ettiğinde vaka sayısı düşmüştü. Normalleşme sürecine beraber başladığımız üleklerde vaka sayıları düştü.
Bu hafta sonu, 1 milyon 670 bin öğrencimiz LGS'ye gelecek hafta sonu da 2 milyon 433 bin öğrencimiz YKS'ye girecek. 2 hafta önce bilimin sesi yerine gönlünün sesini dinleyen Erdoğan, anlaşılan ortaya çıkan sonuçtan ürktü. Bu defe bilim kurulunun kararına uydguğunu, sınav günlerinde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağı kararını açıkladı. Bunu da yaparken yandaş medya kararı abartlı bir şekilde açıkladı.
BU KARAR YETERLİ DEĞİLDİR
Algıyı değiştireyim ve sorumluluktan kaçayım. Bu karar yeterli değildir. Salgının yayılım hızının arttığı şu günlerde milyonlarca öğrenci sınavda ter dökecek. Öğrenciler ve aileleri de son derece tedirgin. Ne ailelerin, ne bilim insanların sesi Saray'a ulaşmıyor.
Almanya Türkiye'yi riskli bölgeler listesine aldı. Test yaptırmak zorundalar. Aksi halde karantinaya girecekler. Şahsım devleti Merkel'den Putin'den medet umuyor. Turizm sektöründe binlerce işsiz var. Bu vatandaşlarımız yazın kazanıyor kışın yiyordu. Bu vatandaşlarımız yazın bir şey kazanamzsa, bırakın kışı yazın bile geçinemez. En azından bu insanlarımız için kısa çalışma ödeneğinden yararlanma kolaylığı sağlanmalı. Turizmciyi rahatlatmak için kesintileri tamamen kaldırın. Bu zor günlerde insanlarımız yanında durun.
KAYINPEDER VE DAMADIN MİLLETİMİZE ATMAYA HAZIRLANDIĞI KAZIK SADECE BU DEĞİL
Kayınpeder ve sosyete damadı iktidarlarının 21. paketini açıklamaya hazırlanıyorlar. Bu pakette işçinin kıdem tazminatını gaspetmeye hazırlanıyorlar. Sendikalarla görüşüyorlar ama oraya DİSK gibi büyük sendikaları çağırmıyorlar. Bu kayınpeder ve damadın milletimize atmaya hazırlandığı kazık sadece bu dğeil.
Erdoğan 25 altı gençlerimize ve 50 yaş üzerinden vatandaşlarımıza esnek istihdam getirmekten bahsediyor. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi iş hukukunun sağladığı pek çok güvence olmadan onları çalıştıracaklar.
Saray hükümetinin işçiye emekçiye bu düşmanlığı neden?
Mart 2020 itibarıyla her yüz gençten ancak 27 kişisine iş bulabildi. Biz bu güne kadar gençler arasındaki işsizlik dönemine hiç rastlamadık. 20-29 yaş arasından her yüz gençten 38'i ne bir işte çalışıyor ne de eğitim alıyor. Halan annesinin babasının eline bakıyor. Ne eğitimde ne istihdamda olan en kötü ülke Türkiye. Gençlerimize ne iş ne eğitim verebilyorlar. Saray beslemelerine iş de çok para da çok.
Hafta başında bunlar yaptıkları rezillikleri Hamza Yerlikaya'nın arkasına saklamaya çalışıyorlar demiştim. Bir AKP'li vekil çıkıp, "Hamza'dan rhatsız oluyorsanız vatan sevginizden şüphe ederim" dedi. Beyefendi biz Hamza'dan rahatsız değiliz, Hamza'yı devletin bankasına atayıp milletin diline pelesenk edenlerden rahatsızız. Saray'ın senin altın adını bakıra çıkarmasına izin verme, o bankanın yönetiminden derhal istifa et.
THY YANDAŞLARIN ARPALIĞINA DÖNMÜŞ
THY yandaşların arpalığına dönmüş. Diğer ülkelerin varlık fonları, atadan kalanlara gümüş koyarlar. Kendilerinden sonra gelecek nesillerin yararlanacağı kaynakları korurlar. Bunların kurduğu varlık fonu ise, milletin atasından dedesinden kalan gümüşün ayarıyla oynar.
Eş dost akraba buralara doluşmuş. Yabancıların bir an önce kaçıp gitmek istediği şirketler Varlık Fonu'na satılıyor. Devlet bütçesini bitirdiler. Bütçenin gelirleri ancak maaş ücret ve faize yetiyor. Şimdi de paralel bütçe olan Varlık Fonu üzerinden eski düzeni nasıl sürdürürüz ona bakıyorlar.
Dün, T.C.'nin İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişi bu ülkede 40 yıldır gazetecilik yapmış birine alenen hakaret etti. Bağımsız basın mensuplarına karşı iktidarın uyguladığı baskı tahammül edilemez seviyelere ulaşıyor. Bağımsız basına bu tahammülsüzlük, aslında iktidarın koltuğu bırakma noktasına geldiğinin kendilerinin de gödüğünün göstergesi.
Saygı Öztürk'ün yazdığı iddialar yanlış mı soruyorum... Diğer taraftan aynı yazıda Trabzon'da yapılan kamulaştırma bilir kişiler üzerinden devletin zarara sokulduğu yönünde iddialar da var ama İçişleri Bakanı bu iddialara hiçbir tepki göstermiyor. O zaman bu iddialar doğru mu?
Kamunun gücüne yaslanıp sağa sola racon kesmek hangi kitapta var? Küfür etmek, hakaret etmek nereden çıktı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde devlet kurumlar hiç bu kadar çürümemişti. Bu ucube rejimin ne devlet adamlığı kaldı ne devlet ciddiyeti.
Trump yönetiminin eski ulusal başdanışmanının yazdığı kitapta Erdoğan'ın talebi üzerine Trump'ın halkbank davasında savcıları değiştirme sözü vermiş. Aslında savcıları değiştirmişmiş, dolayısıyla değişen eden olmamış. Trump da burda Erdoğan'ı aldatmış. Trump'ın sevdiği diktatörlere kişisel iyilikler yapmaya istekli olduğu için yazılmış.
Bu iddiaların Türkiye'deki muhataplarına soruyorum Trump'tan böyle bir şey istediniz mi? Kitapta adı geçen damat kanalı nedir?
Okul çağındaki gençlerin sağlığını tehlikeye atmaktan çekinmeyen, emekçinin alkın terine göz diken, akraba ve yandaşlarını ballı görevlere atayan, kabadayılık taslayan, iftira atanlardan geçilmiyor. Ama Saray'ın politikası ile borca batırdığı, koronada yapayalnız bırakıp perişan ettiği milletimizin sesini duyan, kimse yok.
Saray TBMM'ye yeni bütçe getirmek yerine parti grubuna özel tertip dips çıkarma yetkisinin artırılmasını istiyor. Siz bana ilave borç yetkisi verin demek.
1000 lira verdik diye övünüyorlar. Eğer övüneceksiniz, 4 kişilik bir ailenin her öğün simit çay yiyebileceği bir para verin. Her yerde övünüyorsunuz, en düşük emekli maaşını 1500 lira yaptık diye. Milletin sesini duyun, ağustos böceği gibi kendiniz çalıp kendiniz dinlemeyin. Milletin derdine derman olun, olamıyorsanız da çekip gidin.
Saray'ın tüm yanlış kararlarına rağmen gençlerimizin sınavdan alın teriyle çıkacaklarından eminim.
BAROLARIN YÜRÜYÜŞÜ
İktidar maalesef meslek kuruluşlarına, meslek kuruluşlarının seçim biçimlerine, meslek kuruluşlarının görüşlerini almadan müdahale ediyor. Müdahale ederken de, bu kuruluşların içinde kendi yandaşlarını yönetime getirecek bir takım düzenlemeler yapmaya çalışıyor. Bular son derece yanlış uygulamalar. Baroların yaptığı yürüyüş Anayasa'da yer alan barışçıl protesto hakkının kullanılmasıdır.
EREN ERDEM VE SELAHATTİN DEMİRTAŞ KARARI
İlk bakışta Ankara'da da AKP'liler varmış dedirtecek bir karar gibi gözüküyor. Ama kararın tamamına baktığımız zaman, aynı itirazın içinde bulunan birçok hususun uluslararası kabul görmüş hukuk normlarına uygun olmasına rağmen dikkate alınmadığı ortaya çıkıyor. Hep söylüyoruz, Türkiye'de eğer işimiz olsun istiyorsak, aşımız olsun istiyorsak, cebimiz boşalmasın istiyorsak hukuk devleti olması lazım, hukuk olması lazım. Hukukun olmadığı, yargıçların idarenin vesayetinin altına girdiği kuvvetler ayrılığının hiçe sayıldığı ülkelerin vatandaşlarına refahı zenginliği veremediği, elinden aldığı görüyoruz. Çünkü o ülkelerde kimse yatırım yapmak istemiyor. Yarın öbür gün başıma bir şey gelirse, mahkemeler benden yana dğeil yönetenler yana karar verecektir diye düşünüyor.
MECLİS BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Her zaman olduğu gibi CHP grubu da bir aday gösterecetir. Bu konuyu meclis grubumuz açıklayacaktır.