CHP'de 'sansür yasası' mesaisi: İbrahim Kaboğlu'ndan çarpıcı tespitler

Abone ol

TBMM Anayasa Komisyonu üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Sansür Yasası'nın 29. maddesiyle ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu.

Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7418 sayılı “Sansür” Yasası’nın 29. maddesini aynı gün Anayasa Mahkemesi’ne götüren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), kanunun diğer maddelerindeki aykırılıklara ilişkin başvuru hazırlıklarına da başladı.

AKP ve MHP tarafından "dezenformasyon ile mücadele" iddiasıyla kamuoyuna sunulan 'Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' başlığıyla TBMM'ye gelen yasanın 29. maddesi kamuoyunun geniş kesimlerinden de tepki çekti.

Anayasa hukuku uzmanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa Komisyonu üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kabaoğlu, sansür yasasının 29. maddesi üzerine dikkat çeken tespitlerde bulundu.

İşte sansür yasasının tam metni...

AYM’NİN GÖREVİ

Kaboğlu, Kanun’un belirsiz ve öngörülemez kapsamlı 29. maddesinin, ilk olarak düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünü demokratik toplumda gerekli olmamasına karşın, ölçüsüz şekilde sınırlandırması, hakkın özüne dokunması ve anayasal nedensellik gerekliliğini karşılamaması bakımından Anayasa’nın 2., 13., 25., 26. ve 28. maddelerine; ikinci olarak suçta yasallık ilkesini ihlal etmesi açısından Anayasa’nın 38. maddesine; üçüncü olarak ise Anayasa Mahkemesi’nin (pilot niteliğinde olanlar dahil) kararlarını yok sayması açısından Anayasa’nın 153. maddesine aykırılığı nedeniyle, AYM’nin önce yürürlüğü durdurması, ardından da iptal kararı vermesi gerektiğini ifade etti.

OLAĞAN DÖNEME SAVAŞ HUKUKU

Kaboğlu, Cumhur ittifakının seçim yasası değişikliği sonrasında yürürlüğe giren sansür yasasıyla demokratik siyaset alanını iyice daraltıp, yurttaşı hapis cezası tehdidi ile karşı karşıya bıraktığını vurguladı. Kanun için savaş halinde dahi dar şekilde uygulanabilecek bir TCK maddesinin, olağan hukuk dönemine belirsiz ve öngörülemez şekilde aktarılmasının seçime giderken iktidarın gerçekleri saklamak, toplumu sindirip susturmak ve oto sansüre zorlamak için başvurduğu bir sopa olduğunu ifade etti.

YARGISIZ İNFAZLAR KIYIMI

Cumhur İttifakı’nın suçun gerçekleşmesini beş koşula bağlamasına da değinen Kaboğlu, bunun bir güvence oluşturmayacağını; zira mahkemelerin karar verme süreleri fazla uzadığından, geçen süre içerisinde yurttaşların ceza tehdidi altında yargılanmanın başlı başına yaptırım oluşturma, hukuksuz tutuklama kararları ile ceza infaz kurumlarının dolup taşma ve yargısız infazlar kıyımının kitleselleşme tehlikelerine dikkat çekti.

Kılıçdaroğlu'ndan şehit polis Sedat Gezer'in ailesine ziyaret Siyaset Bilime 'gerek yok' denildi, kasa dine açıldı Siyaset Meral Akşener 'göreviniz' dedi talimatı verdi Siyaset Kulis: Sarayı sarsacak sürpriz isimler, İYİ Parti'ye katılacak Siyaset