CHP'li Altay'dan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a: '70 milyonu açlığa mahkûm ettin'
CHP Grup Başkanvekili Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tepki gösterdi. Altay, "85 milyonun 70 milyonunu açlığa ve yoksulluğa sen mahkûm ettin" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. CHP’li
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'yi eleştiren Altay, "Erdoğan 40 milyonu aç bırakmışsın, aç. 40 milyon insan açlık sınırının altında bir ücretle geçinmeye, yaşamaya çalışıyor. Türkiye’nin tamamını yoksullaştırmışsın. Sonuçta 85 milyonun 70 milyonunu açlığa ve yoksulluğa sen mahkûm ettin. Çıkıp da pişkin pişkin ‘Türkiye’de aç ve açık kimse yok’ diyorsun ya, buna dayanamıyoruz” dedi.
Altay, gündeme ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
“AK Parti’nin gündemini belirlediği Genel Kurul’da sansür yasası var. Bu yasanın ne getirip ne götürdüğünü enine boyuna konuşmuştuk. Tek kelimeyle bir şey söylemek gerekirse ‘eleştirenler, karşı olanlar, beni beğenmeyenler kodese’ diyen Tayyip Erdoğan bakımında bir ucube yasa; TBMM Genel Kurulu’nda, bugün kaldığı yerden görüşmelerine devam edilecek.
CHP’nin gündeminde Meclis Genel Kurulu’nda gündeme getireceğimiz üç mesele var. Birincisi bugün genel kurula getireceğimiz, Sermaye Piyasası Kurulu ekseninde dönen kirli rüşvet ilişkileri. Yarın vatandaşlık verilen yabancıların ikametgah skandalı; Göç İdaresi ve Nüfus idaresinin paydaş olduğu. Kime? TC vatandaşlığı verdikleri yabacılar muhtelif adreslere yerleştirilmişler. Bunun bir güvenlik skandalı olduğunu da söyledik. CHP bunu da bu hafta gündeme getirecek.
Üçüncüsü beyefendinin dün söylediğini tam tersine millet inim inim inlerken, biz 134 CHP’li milletvekili şu sorunun cevabını bulamıyoruz. Asgari ücretin altında emekli maaşı alan kaç kişi var? Basit bir soru. Maliye Bakanı ve Erdoğan’ın çok rahat cevap verebileceği bir soru. Hatta TÜİK’in rahat cevap verebileceği soru. Bunu cevabını da aramaya devam edeceğiz.
“DÖN DE KENDİ ÜLKENE BİR BAK”
Türk insanlarının içinde bulunduğu ekonomik durum, kabul edilebilir sınırın çok çok üstüne çıktı. Dün Erdoğan, ‘Yolsuzlukların, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun Allah’ın izniyle olmayacağı Türkiye’yi biz hallederiz. Onun hazırlığı içindeyiz’ demişti…
Sanıyorum gene dün, ‘Zengin daha zenginleşirken tüm dünyada yoksulluk yaygınlaşmakta. Farklı toplum kesimleri arasındaki uçurum büyümektedir’. Doğru. Erdoğan bunu güya dünyanın başka ülkelerini adres göstererek söylemiş. Erdoğan önce dön kendi ülkene bir bak. Milletin haline bir bak. Milletin çektiği ızdırap ve sıkıntıya kulağını, gözünü tıkama. Türkiye’deki derin yoksulluğu Avrupa ve ABD’de yaşanıyor gibi anlatmak da büyük marifet. Helal olsun sana. Yoksulluğu yaşayan Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Beyefendi çıkıp, Türkiye güllük gülistanlık, Avrupa ve ABD ızdırap içinde diye anlatabiliyor.
“40 MİLYON AÇLIK SINIRININ ALTINDA GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR”
Asgari ücret 5 bin 500 lira, Erdoğan. Açlık sınırı 7 bin 245 lira. Bu durumda Türkiye’de 10 milyon asgari ücretli olduğunu ve her hanede dört kişi olduğunu var sayarsak, Erdoğan 40 milyonu aç bırakmışsın aç. 40 milyon insan açlık sınırının altında bir ücretle geçinmeye, yaşamaya çalışıyor. Yoksulluk sınırı ne? 23 bin lira. Üst düzey askeri yetkililer, genel müdür, daire başkanı vs. Üst düzey kamu yöneticileri dışında Erdoğan 23 bin lira aylık geliri olan kaç kişi var? Maliyecinin, ormancının, öğretmenin, hemşirenin, polisin, mühendisin, infaz koruma memurlarının, imamın, doktorun 23 bin lira aylık geliri var mı? Türkiye’nin tamamını yoksullaştırmışsın. Bu rakamlar devletin resmi rakamları. Bu hesaba göre biraz önce saydığım meslek gruplarında hiç kimse ayda 23 bin lira kazanmıyor Erdoğan. Çiftçiyi saymıyorum bile. Çiftçi ayda 23 bin lira kazanırsa şükreder hale gelmiş. Orman köylüsü 7 milyon, saymıyorum bile. 7 milyon orman köylüsünün aylık geliri 1000 lira, 1200 lira. Erdoğan, orman köylülerini saymıyorum bile. Sonuçta 85 milyonun 70 milyonunu açlığa ve yoksulluğa sen mahkum ettin. Çıkıp da pişkin pişkin ‘Türkiye’de aç ve açık kimse yok’ diyorsun ya, buna dayanamıyoruz.
Ücretlilerin milli gelirden aldığı pay 2021’de yüzde 33’tü. Bir sene önce eylülde. Şimdi kaç, ücretlilerin milli gelirden aldığı pay yüzde 33’ten yüzde 25’e düşmüş. Benim rakamım değil Erdoğan senin bürokratlarının rakamı. Başka ne olmuş? Bir avuç banka patronu ve müteahhit yüzde 49, milli gelirden aldıkları pay Erdoğan, şimdi yüzde 54 olmuş. Geçen sene pastadan yüzde 49 alan banka patronu, müteahhit pastanın 54’ünü şimdi yiyor. Geçen sene pastanın 33,5’ini alabilen milyonlar, ücretliler ki onun iddiasıyla 30 milyon istihdamda, 25’ini alıyor. Senin bu yeni ekonomik modelin zengine yarıyor Erdoğan.
Erdoğan’a bir iki bilmediği konuyu hatırlatalım. Erdoğan yatılı liseler var. Yatılı lisede okuyan bir çocuğun sabah kahvaltısı, öğlen ve akşam yemeği için, üç öğün için devletin ayırdığı paradan haberin var mı? 29 liraya bir yatılı lise öğrencisinin sabah, öğle ve akşam yemek yediği bir Türkiye’desin. Devlet olarak ayırdığın para 29 liraya. Bunu peyniri, zeytini, çayı, eti, nohudu, tatlısı şunu ve bunu. Biri hesabını yapsın. 29 liraya bir lise talebesi gerektiği gibi beslenebilir, pedagojik olarak da alması gereken gıdayı alabilir diye biri bana söylesin Erdoğan.
Yüksek öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda sabah kahvaltısı ve akşam yemeği veriliyor. Ayırdığın para kaç lira? 60 lira. Bu çocukların 60 liraya beslenmesi için gerekli gıdayı alması mümkün değil.
Sadece son 7 günde mazot ne oldu, Erdoğan haberin var mı? 5 gün önce 23 lira olan mazot, şimdi 28 lira 66 kuruş. Beş günde dört zam yaptın ya. Allah’tan kork. Hangi açığı, hangi kara deliği kapatmak için yapıyorsun? Banka patronlarını daha zengin etmek için, beşli çeteye daha çok para aktarmak için bu zulmün kabul edilebilirliği var mı?
3 bin 500 lira ile kaç hane geçiniyor, biliyor musun? Bunun da cevabını alamıyoruz. Asgari ücretin altında kaç tane tüten bir bacaya para giriyor? Bunun cevabını alamıyoruz. Bu bilgiler saklanıyor. Soru önergesi veriyoruz, cevap alamıyoruz.
“AK PARTİ REFERANSLI GENÇLERE PARA DAĞITACAĞIM DİYE HAVA ATMAK AYMAZLIKTIR”
CHP Gençlik Kolları evvelki bayram, annesinin ve babasının bulunduğu yerde değil de başka yerde eğitim ve öğretim gören çocuklar için bayramda aile ile buluşma kampanyası açtı. Askıda bilet kampanyası başlattı. CHP Gençlik Kolu Genel Başkanımız ve TÜLOV Vakfı bunu birlikte yaptılar. Çok da güzel oldu. Sevap oldu. Çocuklar anne ve abanın yanında bayram geçirdi. Beyefendi bunu da kopyaladı bizden. Yapsın tek yapsın da. Bizim hesaplarımıza göre anne ve babasını yaşadığı yerin dışında eğitim gören 4 milyon genç var. Beyefendi 150 bin gence yol haçlığı vereceğim diyor. Bizim CHP Gençlik Kolları’nın yaptığı işi şimdi beyefendi yapacak. Yap, 4 milyon içinde 150 bini neye göre seçeceksin Erdoğan? Ben söyleyeyim. AK Parti ilçe başkanlıklarından referans alan, TÜGVA, TÜRGEV’den referans alan çocuklara yol harcırahı verecek bayramda ailesine gidebilsin diye. 4 milyon da 150 bin. Seçilmiş, AK Parti referanslı gençlere para dağıtacağım diye hava atmak aymazlıktır.
Bugün Merkez Bankası ödemeler dengesini açıkladı. Cari açık geçen senin ilk dokuz ayında 12,8 milyarken, şimdi 39,8 milyar olmuş. Dolar. Şimdi cari işlemler fazlası vereceğiz, bu yolla önce döviz ve sonra enflasyonu düşüreceğiz demelerinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu sözü 2021’in Eylül ayında söylediler. Dediler ki ‘Cari işlem fazlası vereceğiz’. Neye göre? Türkiye ekonomi modeline göre. Sonra önce döviz sonra enflasyon düşecek. Bunu dediklerinde Merkez Bankası’nın rezervi 37 milyar eksiydi, dolar. Aradan bir yıl geçti, Merkez Bankası’nın eksi rezervi 37 milyar dolardan eksi 59 milyar dolara çıktı. Çık bunu yalan de bakayım, Erdoğan, Maliye Bakanı, Hazine Bakanı. Sayın Nebati de bunu ABD’de G20 ülkelerinin maliye bakanlarına anlatacak. Türkiye ekonomi modeli diye. Herhalde bu resmi finansal ekonomik toplantıdan ziyade komedi şov olacaktır.
Sen bu lafı dediğinde Erdoğan enflasyon, Eylül 2021’de 19,6’ydı. Tam bir yıl önce. Aradan bir yıl geçti. Erdoğan enflasyon senin TÜİK’in makyajlı ilan ettiği, 83,5. Ne oldu Erdoğan enflasyon? Düşmemiş, düşmek şu yana dursun dört kat artmış. Sen bu lafı söylediğinde, dolar ne kadarmış? 8 lira 57 kuruş. Bir yıl önce bugün. Sen bu işleri yaptın, şimdi dolar 18 lira 50 kuruş. İki katından fazla.
“MİLLETÇE BÖLÜŞMEK NOKTASINDA BİR İRADE OLUR”
Vergi dilimleri diye bir meselemiz var. Yıllardır konuşulur, bir türlü çözülemez. Çözülemeye bilir de. Devletin imkanları sıkıntıyı milletçe bölüşmek noktasında bir irade olur. Zorluklarda fedakârlık yapalım, anlarız. Kardeşim sen banka patronlarının servetine servet katıyorsun, banka patronlarının servetine kattığının maliyetini de çalışanlardan alıyorsun. Nasıl alıyorsun? Vergi dilimleri var. 32 bin liraya kadar yüzde 15. 32 bin lira arası liranın üstü yüzde 20. 70 bin liranın üstü yüzde 27. Bu düşsün, dengelesin diyoruz. Bunların sebebi enflasyon. Enflasyonu sanki çalışanlar artırdı. Enteresan, bunun maliyeti bize 200 milyar lira dedi, Sayın Maliye Bakanı Nebati. Buradan toplanan verginin hepsi 150 milyar zaten. Hiç almasan, 150 olacak. Biz hiç alma demiyoruz, biz de alacağız ama makul alacağız. Milletin kanını emer gibi vergi almayacağız. Bunun maliyeti 40 milyar lira. Bir avuç kur korumalı mevduat sahibine, ey Nebati sadece Hazine'den 75 milyar TL verdin ya. Merkez Bankası'nın dövizden geçenleri de hiç söylemiyorsun. En az bir 75 milyar da öyle var. 2 milyon mevduat kur korumalı mevduat sahibine 150 milyar lira parayı verirken sorun yok. 30 milyon yaklaşık ücretliye 40 milyarı verirken, verirken değil 40 milyarı almayacaksın. Bir şey istemiyoruz. 30 milyon ücretliden abartılı, fahiş vergi alma. Maliyeti 40 milyar. Sen kimin devleti, kimin bakanı, kimin Cumhurbaşkanısın sen?
KILIÇDAROĞLU'NUN ABD ZİYARETİ
Tayyip Erdoğan 2002'den önce de sonra da fırsat bulduğunda ABD'ye gider. Sonra da ABD ile ilişkilerini en iyi düzeyde tutmak ister. Tutsun, ona da bir şey demem. Adaylık, icazet ve işaret almaya gittin demiş Bahçeli. Bahçeli dün söyledim. Bay Kemal adaylık icazetini ya altılı masadan alır ya da milletten alır. ABD'ye bizim ihtiyacımız yok. Ama adaylık siyasete girme noktasında ABD'ye kimlerin gittiğini de en iyi sen biliyorsun. Bir aralar bu konuda esip gürlüyordun. ABD' gezisi densizlik demiş. Sanane kardeşim, Bay Kemal nereye gideceğini sana mı soracak? Ben sana bir kaç densizlik örneği vereyim, Sayın Bahçeli. Mal varlığı ile tehdit edilen bir Cumhurbaşkanı, bir siyasi parti genel başkanına arka çıkmak densizliktir. Süleyman Şah Türbesi'ni ve o şanlı al bayrağımızın direğini ters düz edip, vatan topraklarından kaçıranlara destek vermek densizliktir. Sözde terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın mektubuna, HDP'yi dinlemeyin Abdullah Öcalan'ı dinleyin demek densizliğin dik alasıdır.
BAHÇELİ'NİN 'CEMEVLERİ İBADETHANE OLMALIDIR' AÇIKLAMASI
Ne güzel? Biz de söylüyoruz. Cemevleri ibadethanedir. Erdoğan kabul etse de etmese de. Erdoğan'ın sonra cemevlerini kültür evi olarak tanımlamasını ve Kültür Bakanlığı'ndan cemevlerine başkanlık kurulmasını reform olarak görmüş. Bu ne yaman çelişki ya. Bu ne densizlik ya. Hani cemevleri ibadethaneydi. Erdoğan da diyor ki 'İbadethane değildir. Kültür Bakanlığına bağlarım, kültürlerine yaşasınlar'. Sanki folklör kulübü. Bunu reform diye niteliyorsun. Karar ver Sayın Bahçeli, cemevleri ibadethane midir, değil midir?
“ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NİN 9 MİLYAR LİRALIK PARASINA ÇÖKME OPERASYONUDUR BU”
Ankara Büyükşehir Meclisi su paralarıyla ilgili ciddi bir indirim yaptı. Meclis üyelerini suçlamıyorum, onlar Erdoğan'dan aldıkları talimatın gereğini yapıyorlar. Şöyle söylemek mümkün. 1 metreküp suyun maliyeti şu anda Ankara için 24 lira 12 kuruş. ASKİ şu anda 1 metreküpü kaça satıyor? 12 lira 47 kuruşa satıyor. Zaten büyük bir sübvansiyon var. Şimdi AK Parti diyor ki 'Ankara'ya suyu 12 liradan değil de 6 liradan sattırın. Mecliste bunu kararını alın. Ankara Büyükşehir Belediyesi 300 milyon metreküp su sağlıyor vatandaşa. Bunun karşılığında sadece 1 milyar 800 milyon lira tahsilat yapabiliyor. Ama Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının elektrik faturası 2 milyar 300 milyon lira. 1 milyar 800 vatandaştan topluyor, üstüne 500 milyon daha koyup elektrik faturası ödüyor zaten ASKİ. Önümüzdeki yıl 9,1 milyar ek sübvansiyon gerekecek bu karar çerçevesinde. Mansur Yavaş'a diyor ki Erdoğan, sen suda sübvansiyon etme, suyu bedavaya dağıt. Suyu düşürdüm, sen suyun maliyeti belli, bu parayı millete sosyal destek olarak verme, yol ve köprü yapma, metroya niyetlenmişsin, sakın başlama, kırsal kalkınma desteklerini kes diyor. Mansur Yavaş'a. Tıpkı Ekrem İmamoğlu'na yaptığı gibi şimdi de Mansur Yavaş'ın sosyal yardımlarını, yol, köprü, metro gibi altyapılarını engellemek için; yani Ankara Belediyesi'ni bir mali açmaza sokmak için su üzerinden Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 9 milyar liralık parasına çökme operasyonudur bu.
Erdoğan suyu yüzde 50 düşürdün ya talimat verdin ya, geçen sene mazot 7 lira 27 kuruştu, şimdi 28 lira 66 kuruş. Hadi yüzde 50'sini düşürelim, gel. Geçen sene 200 gram ekmek 2 liraydı. Şimdi 200 gramı neredeyse 5 lira. Hadi gel yüzde 50'sini düşürelim. Elektriğe vatandaş en düşük tarifeden 90 kuruş ödüyordu, şimdi olmuş 1 lira 85 kuruş. İki katından fazla. Hadi gel bunun yüzde 50'sini düşürelim. Düşürelim de ben senin içinde zerre millet ve insan sevgisi olduğuna inanayım.”
“RTÜK'TE BİR KOLTUK KAZANMAK İÇİN ERDOĞAN, BÖYLE BİR SİYASİ ETİK DIŞI BİR İŞ YAPTI”
Altay, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bağımsız Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin AKP’ye katıldığını açıklaması ile ilgili soru üzerine Altay, şunları söyledi:
“Burada iki ayıp var. Temmuz ayında RTÜK'ün bir üyesi başka bir görev nedeniyle istifa etti. Temmuz, ağustos, eylül, ekim. Dört ay geçti. RTÜK bu boşalmayı Meclis'e bildirmedi. Bu bir ayıp. Bildirmese bile geçmişte örnek var. Meclis Başkanı resen seçim yapabilir. Yapmadı, bu ikinci ayıp. İkinci siyasi ahlak dışılık.
Çok minik bir farkla, binde 38'lik farkla İYİ Parti'ye düşerken, AK Parti bir milletvekili transfer etmek suretiyle yeni bir koltuk kazanmış gibi görünüyor. RTÜK'te bir koltuk kazanmak için Erdoğan, böyle bir siyasi etik dışı bir iş yaptı. Sayın Çelebi için söyleyeceğim şudur, tamamen duygusaldır. Bir yıl içinde üç siyasi parti değiştirmiş bir arkadaşımızdan bahsediyoruz. Herhalde çok duygusal ilişkiler nedeniyledir.”