CHP’li Emre, 'Sizi 2002 yılına götürmek istiyorum' diyerek konuştu: 'Sizin Genel Başkanınız akşam yemeğinde Henri Barkey'le buluşuyor'

Abone ol

CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, ''Sizin Genel Başkanınız 2002 yılında ABD ziyaretinde sabah kahvaltısında Graham Fuller'la, akşam yemeğinde Henri Barkey'le buluşuyor'' açıklamasında bulundu.

CHP İstanbul Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Üyesi Yunus Emre, TBMM Genel Kurulu'nda konuştu.

Emre, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Lübnan'daki görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkere üzerine yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretinde dile getirilen çarpıtmalara değindi.

CHP’li Emre konuşmasında şunları söyledi:

''Sayın Genel Başkanımızın ABD'de önemli toplantıları, temasları oldu. Ben de o heyette bulunuyordum.

Değerli arkadaşlar, temel olarak Genel Başkanımız orada özellikle Boston şehrinde bulunan Harvard Üniversitesi, MIT Üniversitesindeki uzmanlarla ve ağırlıkla da Türk uzmanlarla temaslar yaparak bir program oluşturmuştu. Ardından da Washington'da sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle temaslara dayanan bir program vardı. Daha havalimanındayız; efendim, Genel Başkanımızı güya FETÖ'cü bilmem kim karşıladı diye Yeni Şafak gazetesinde ve sosyal medyada paylaşımlar yapılmaya başladı.

Arkasından, New York'un en pahalı yerinde bulunan, Manhattan'da bulunan 35 katlı ve güya adına da "öğrenci yurdu" dediğiniz inşaatın önüne gitti Genel Başkanımız, Boston'dan New York'a, Manhattan'a oradan da Washington'a geldi. Efendim, yok "Arada kimlerle görüştü?" yok efendim, "Pensilvanya'ya mı gitti?" Bir harita yayınlıyorsunuz, eyaletlerin ismini değiştiriyor sizin gazeteleriniz, eyaletlerin ismini değiştiriyor. Allah'tan araya İmralı'yı, Kandil'i falan eklemeyi unutmuşlar yani, onları da ekleyebilirlerdi.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bunları yapıyorsunuz, Türkiye'nin menfaatlerini savunan insanları bu şekilde suçluyorsunuz ama size bakın, birkaç olayı hatırlatmak istiyorum. Sizi 2022 yılına götürmek istiyorum. AK PARTİ'nin daha yeni kurulduğu, iktidara henüz gelmediği 2002 yılına götürmek istiyorum. 2002 yılının Ocak ayında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve heyeti ABD'ye gidiyorlar. Değerli arkadaşlar, bu seyahat hakkında yine Yeni Şafak gazetesinden size birtakım bilgiler vermek istiyorum.

''KAHVALTIDA GRAHAM FULLER AKŞAM YEMEĞİNDE HENRİ BARKEY’LE BULUŞUYOR''

Yeni Şafak gazetesinde 29 Ocak 2002 günü yayınlanan habere göre Sayın Cumhurbaşkanı, o dönemdeki sıfatıyla AK PARTİ Genel Başkanı sabah kahvaltısında Graham Fuller'la buluşuyor arkadaşlar. Kim Graham Fuller?
Kim Graham Fuller? Yirmi yıl Amerikan gizli servisinde çalışmış, Türkiye'de hakkında dizi filmler falan sizin kanalarınız tarafından çekilen bir kimse. Sabah kahvaltısında Graham Fuller'la buluşuyor, akşam yemeğinde Henri Barkey'le buluşuyor.

Şimdi, Henri Barkey ile Osman Kavala aynı lokantada bulundular diye İstanbul'da Karaköy Lokantası'nda -beraber yemek yemiyorlar ha, Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sizin Genel Başkanınız 2002 yılında ABD ziyaretinde sabah kahvaltısında Graham Fuller'la buluşuyor, akşam yemeğinde Henri Barkey'le buluşuyor. Ya, ben size sormak istiyorum: Yani bunları yapan bir parti olarak siz insanları nasıl bu şekilde suçlayabiliyorsunuz? Kendinizde bu cesareti nereden buluyorsunuz Allah aşkına? Sayın Cumhurbaşkanının ziyaretleri sırasında unutmadığı bir kurum daha var, onu da hatırlatayım, özel olarak ziyaret ettiği bir kurum daha var: RAND Corporation.

RAND Corporation'a gitmeyi ihmal etmiyor çünkü o günkü gazetelerde de bu kuruluşun Amerikan gizli servisiyle irtibatlı olduğu haberleri falan var ve Tayyip Erdoğan'ın böyle bir kuruluşla mutlaka görüşmesi gerekir diye danışmanları tarafından da RAND Corporation programa konuluyor. Yani şimdi, bunları yapan bir parti olarak, Türkiye'ye bunları yaşatan bir parti olarak çıkmışsınız "Kılıçdaroğlu sen sekiz saat ne yaptın?" diyorsunuz. Ya, kardeşim, bir taneniz de... Harita uygulamaları var hepinizin telefonunda, bir girin bakalım, yazın oraya "Boston" diye, "New York" diye yazın, bir durak daha ekleyin "Washington" diye yazın, e, oradan göreceksiniz, bu yol sekiz saat, sekiz buçuk saat süren bir yol.

''DÜNYADA YURT YAPACAK BAŞKA BİR YER BULAMADINIZ MI?''

Orada başka bir soruyu sorun, orada, Genel Başkanımızın gittiği Manhattan'da bir bina var, 35 katlı bir bina var, o bina hangi parayla yapıldı, bir defa onu sorun. Ayrıca, dünyada yurt yapacak yer olarak metrekare fiyatının en pahalı olduğu yeri mi buldunuz diye bir sorun bakalım. Bunları soran insanlar olsanız, tabii ki bizim sizin sorularınıza yanıt vermek gibi bir durumumuz olabilir ama bu soruların hiçbirini soracak cesarette değilsiniz. Çünkü hepiniz aslında bu soruların yanıtlarını biliyorsunuz. Genel Başkanınınız kahvaltıda niye Fuller'le buluştuğunu, akşam yemeğinde Henri Barkey'le buluştuğunu biliyorsunuz. Vicdanınız olsaydı "Ya, sen bu adamla aynı yerde telefonu çekti diye Osman Kavala'ya müebbet ceza veriyorsun, olacak iş mi?" diye sorardınız.''

“Toplu işçi cinayetleri işleniyor. Cinayet bir türlü çözülemiyor, oysa failler ortada” Siyaset Kılıçdaroğlu Azerbaycan’ın Bağımsızlık Günü’nü kutladı Siyaset Kılıçdaroğlu: Yanına 17-25'i gösteren saatini de al, ABD'ye gidelim Siyaset Kılıçdaroğlu'ndan tweet yağmuru: Eleştirilere yanıt verdi, 'Kasım ayını bekleyin, Bay Kemal'i bekleyin' dedi Siyaset