CHP'li Engin Altay'dan Erdoğan'a: Hırs başta karar eyleyince, akıl baştan firar eder

Abone ol

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, yeni Anayasa tartışmalarının gündem değiştirme amaçlı olduğunu vurguladığı açıklamasında Erdoğan için "Eski azimli Erdoğan ol başım üstüne, ama sen artık hırslı Erdoğan oldun." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan’ın uygulamaları nedeniyle devletin çürüdüğünü, kamu görevlilerinin ‘parti militanı’ gibi çalıştığını söyledi.

Altay, Siyaset yapıyoruz, kendi aramızda polemik yaparız, ama devletin hepimizin devleti olduğunu hiç unutmayacağız. Devletin kılına halel gelmesi, millete halel getirir. Bu bilinçte olacağız. ‘Devlet çürürse millet çürür’ dedik. Geldiğimiz noktada, devlet adabı dediğimiz kavram yerle yeksan oldu. Tayyip Erdoğan istiyor ki devletten maaş alan herkes devlete değil Recep Tayyip Erdoğan’a biat etsin, itaat etsin. Maalesef, rektöründen dekanına, valisinden kaymakamına bir Erdoğan’a yaranma yarışı başlamış. Bu devleti çürütür” dedi. Altay şöyle devam etti:

“Boğaziçi meselesi, öğrencilerin anayasadan kaynaklı haklarını kullanmalarının önünde ne engel vardı? Sen orantısız polis gücü kullanmak suretiyle ortalığı birbirine kattın? Bıraksaydın o çocuklar bağırsaydı, çağırsaydı, barışçıl şekilde ‘rektörü uygun bulmuyoruz’ deselerdi. Ne vardı? Boğaziçi’nden bir şey çıkarmak istedin sen. Türkiye’de demokrasi isteyenlerin tepesine çökmek için fırsata çevirmek istedin. Buna imkan vermeyeceğiz.

KİNİ OLANIN DİNİ OLMAZ

Cevdet Kılıç… ‘Biz gece vakti işi bitirir, ertesi gün işe gideriz’ diyor. Dekan ya dekan. Eşkıya gibi. Maganda gibi. Mafya gibi. Önce bu hadsize bir şey söyleyeyim: Bu bir kin mektubudur. Bu bir tahriktir. Bu bir tehdittir. Bu beyefendinin bilmesi gereken şudur: Kini olanın dini olmaz. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent turan, bazı telefon görüşmeleri yaptı. Bu dekanla ilgili güya rektör bir soruşturma başladı. Hukukun üstünlüğüne inanan bir tane mi savcı yok? Allah’tan korkun, milletten utanmadığınızı biliyoruz. Bir yürekli savcı yoksa yazıklar olsun.

DEVLETİN VALİSİ OLUN

Devlette çürüme aldı başını gidiyor. Amasya, Aksaray, Giresun, Kocaeli, Ordu, Sivas, Düzce… Bu valiler kimin valisi? Şöyle bir tweet atsa anlarım. ‘Devletimin yanındayım, milletimin yanındayım, bayrağımın yanındayım.’ Bir tık ileri gidiyorum. ‘Cumhurbaşkanımızın yanındayız’ı da anlayabilirim. Bu valiler Erdoğan’ın yanındayız diye AK Parti Genel Merkezi’nden heştek açılmış bir tweeti atıyorlarsa ben bunlara parti militanı derim. İstedikleri kadar hoplasınlar, çatlasınlar, patlasınlar. Bunlardan vali olmaz. Erdoğan’a tavsiyem şu: Valileri kongrede il başkanı yap olsun bitsin. Vatandaş da şaşırdı. Sayın Numan Kurtulmuş, üniversiteye gidiyor. Rektörün masasına oturuyor. İsmet İnönü, ilçe belediyesini ziyaret ediyor, mütevazi bir vatandaş edasıyla makama olan saygısıyla gereğini yapıyor. Bu çürümüş devlet. Bu saygın devlet. İşte asker, al bayrağa asker selamı duruyor. Peki bu kimin askeri? Bir elinde Erdoğan’ın siyasi sembolü Rabia bir elinde Bahçeli’nin siyasi sembolü bozkurt işareti yapan, devletin zırhlı aracının tepesindeki asker kimin askeri? Bu çürümüş devlet. Bu saygın devlet.

AZMİNLE ÇIKTIN, HIRSINLA BATIYORSUN

Bugün geldin yine Meclis’e zırhlı araç, helikopterlerle. Korkma bir şey olmaz. Yanlış yapıyorsun, iyi yolda değilsin. Hep söyledim. Azminle çıktın, hırsınla batıyorsun. Gücünü kaybettin, gücünü kaybettikçe itibarını, kontrolünü kaybediyorsun. İtibarını kaybediyorsun, itibarını kaybedince nezaketini de kaybediyorsun. Hiçbir parti lideri senin kadar kaba ve yaralayıcı söz söylememiş. Sen de söyleme. Siyaset bugün var yarın yoksun. Hafızalarda, Erdoğan vardı, 19 yıl bize masal anlattı, zengin oldu çekti gitti, bize hayal sattı’ diyecekler. Millet ‘ekmek’ der, sen ‘başörtüsü’ dersin. Millet ‘iş’ der, sen Rabia yaparsın. Millet ‘borç’ der, sen ‘terörist’ dersin. Millet ‘soğuk’ der, sen ‘taciz’ dersin. Millet ‘aşı’ der, sen ‘bölücü dersin. Milletin derdi başka seninki başka. Yapma. Yanlış yoldasın. Yanlış yapıyorsun. Eski azimli Erdoğan ol başım üstüne, ama sen artık hırslı Erdoğan oldun. Hırs başta karar eyleyince, akıl baştan firar eder. Devletin başında da akılsız birinin olmasını istemeyiz.

BU SİSTEM YAMA TUTMAZ

Anayasa değişikliğini gündeme getirdi. Ben de sana beş madde de çağrı yapacağım. Tarafsız ol. Anayasa Mahkemesi kararlarına uy, saygılı ol. Sistemi tahkim edecek hiçbir işin parçası olmayacağımızı bil. Güçlü parlamenter sisteme geçiş iraden varsa belki konuşuruz. Belki diyorum. Ucube sisteme yama arıyor Erdoğan. Bu sistem yama tutmaz. Anayasa değişikliği ile yama yapmaya düşünüyorsan o zor. Anayasa tartışmaları ekonomik çöküşü gizleme gayretine gerekli hizmeti yaratmadı. Millet ekonomi konuşuyor.

UZAY PROGRAMI BÜTÇE İLE ÖRTÜŞMÜYOR

Tabii Anayasa tartışmaları Erdoğan'ın ekonomik çöküntüyü gizleme gayretine gerekli hizmeti yapmadı. Millet Anayasa konuşmuyor, biz de konuşmuyoruz. Millet ekonomi konuşuyor. Pazardan, çöpten toplanan yiyecekleri konuşuyor. Gece 12'de söndürülen doğalgaz kombisinin vanasını konuşuyor. Beyefendi Ay'a 2023'te sert, 2028'de yumuşak iniş yapacağını söyledi. 18 yılda uzay projeleri için 2 milyar harcanmış. 2021’de koyulan ödenek, bir buçuk milyar, 2022’de 1.4 milyar, 2023’te 1.7 milyar lira koymuş. 4,5 milyar lira para koymuş. Bu parayla Everest tepesine çıkarsınız, daha yukarı çıkamazsınız. ‘Ağam bizle eğlenir.’ Erdoğan’ın ay hikayesi böyle bir hikayedir.

SENİN DERDİN MİLLETİN ŞAN VE ŞEREFİ DEĞİL

CHP’nin itirazı ile kaç kanun teklifini geri çektiklerini, kaç maddeyi görüşülen tekliflerden çıkardıklarını, Erdoğan bilmez. Tavsiyem şudur; partinin grup başkanvekillerini arasın, ‘CHP itiraz ettiği için ve doğru bulunduğu için kaç madde çektik’ diye öğrensin. CHP olmasaydı bugün 900 km’lik Suriye sınırının bir bölümü İsrail’in elinde olacaktı. İyi mi olacaktı? Bu da CHP’nin direnişine rağmen, senin inadınla geçen, ama Anayasa Mahkemesi’ne yaptığımız başvuru neticesinde bir doğru iş daha. Çık, ‘ben devletin şan ve şerefi için şunu yapmak istedim, CHP engel oldu’ de. Senden özür dileyeceğim. Söz veriyorum. Meclis’te CHP’nin katkısıyla bir hafta içinde 67 tane kanun yasalaştı. Engelleyici tutum olsaydı bu olabilir miydi? Bence nankörlük ediyorsun. Çok uçurumun kenarından seni aldık. Kamu İhale Kanunu ilk çıktığında yanlışları sıraladık, biraz düzelttik, ama sen o kanunu 100 küsur defa değiştirdin. ‘Bu kanun varken beşli çeteye hizmet edemem’ dedin. Bin kere değiştirdin. Sayın Erdoğan’a sesleniyorum: CHP, devletimizin şan ve şerefi için milletimizin huzuru, refahı, mutluluğu için her vesileyle TBMM’de elini taşın altına koymuştur. Senin derdin milletin şan ve şerefi değil. Tekrar söylüyorum. Bize huzurun, refahına hizmet eden bizim engellediğimiz bir kanun teklifi gösterirsen senden ve milletten özür dileyeceğim.

ERDOĞAN TCK’YA GÖRE SUÇ İŞLİYOR

Kongrelerin yapılma zarureti var. Biz de yaptık. Sosyal mesafeye uyuldu. Başarılı, örnek bir kurultay yaptık. Bir fire de olmadı. COVİD rahatsızlığına da rastlanmadı. Beyefendi, kurultay yapıyor. ‘El ele tutuşun da görelim’ diyor. ‘Hay maşallah tıklım tıklım doldurmuşsunuz...’ Salgında bu söylenecek laf mı ya? Sokakta ceza yazıyorsun. Bilim Kurulu’na çağrı yapıyorum. Ben AK Parti kongreleri yapılmasın diyemem. Ama Bilim Kurulu’nun parti kongrelerinin sosyal mesafeye uygun yapılmasıyla ilgili çerçeveyi çizmeleri lazım. Ben bir suç duyurusunda bulunacağım. Savcıları göreve çağıyorum. Erdoğan’ın kongrelerle ilgili yaptığı, taksirle işlenmiş bir suçtur, başkalarının sağlığına zarar vermek. İnsanlara ‘el ele tutuşun’ demek, tıklım tıklım dolmasına teşvik etmek suç değil midir? Erdoğan bence TCK’nın 86’ncı maddesine göre ama hadi bilinçli değil diyelim TCK’nın 89’uncu maddesine göre taksirli yaralama suçunu işliyor.

ESNAFA 33 TL, ÇALIŞMAYAN ÇALIŞANLARA 47 TL

’Erdoğan Hazine esnafın ve milletin emrinde. 51 milyar sosyal koruma kalkanında para harcadık’ demiş. Vallahi billahi yalan. ‘Yalan söylüyor’ desem tazminat davası açacak. Olan benim 10 bin lirama olur. Erdoğan yanlış söylüyor, çarpıtıyor. Türkiye, esnafına günde 33 lira, çalışamayana da 47 lira veriyor. Doğrudan destek olarak Türkiye’nin verdiği para, 8.5 milyar liradır. 2 buçuğu da IBAN’dan, milletten gelen. Geri kalan borçtur, borç. Kimi sayarsan say, 8 milyarın dışında bunların ortaya koyduğu rakamların tümü, borçlandırmaktır, faizlendirmektir. Almanya güya bizi kıskanıyormuş. Esnafına 15 bin Euro doğrudan para verdi. Almanya, GSMH’nin yüzde 11, Kanada yüzde 14 buçuğunu ayırdı. Çok fakir Zambiya yüzde 2.1’ini ayırdı. Türkiye, Almanya yüzde 11.3’ünü ayırırken Türkiye yüzde 1.1’ini ayırdı. Zambiya daha fazla para ayırdı. Milletin gözünün içine baka baka dalga geçiyorsun.

BERBEROĞLU MECLİS’TE GÖREVİNİN BAŞINA DÖNECEK

Enis Berberoğlu’nun durumu hakkında gelen bir soru üzerine Engin Altay şu yanıtı verdi:

“Az önce kendisiyle görüştüm. Meclis Başkanlığı’na 14. Ağır Ceza’dan yazı bekliyoruz. Hem UYAP üzerinden Adalet Bakanlığı’na gönderdiğini biliyoruz. Adalet Bakanlığı bunu Cumhurbaşkanlığı Prensipler Dairesi’ne gönderecek. Daire, fezleke olarak Meclis’e gönderecek. Ayrıca mahkeme, Meclis’e de bir karar örneğini yolladı diye biliyoruz. Ne hikmetse PTT; ayçiçeği ve zeytinyağı sattığı için evraklar geç geliyor. Yarım saat öncesinde Meclis’e gelmiş değildi. Meclis Başkanı ile de telefon görüşmesi yaptım. Gelir gelmez Genel Kurul’da okunacak ve milletvekilimiz görevinin başına gelecek."

Esnaf ziyaretinde Meral Akşener'e büyük sürpriz Siyaset Ali Mahir Başarır'dan Adalet Bakanı'na zor soru: Ümitcan Uygun serbest bırakılırken... Siyaset CHP Sözcüsü Öztrak: Aslan zebra, sırtlan ceylan yan yana koşuyorsa ormanda yangın vardır Siyaset Devlet Bahçeli MHP Genel Başkanlığı'na yeniden aday oldu Siyaset