CHP'li Gürer: Öğrenci yurtları faciaya davetiye çıkarıyor
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Sayıştay denetçilerinin, öğrenci yurdu olarak kullanıma uygun olmayan bazı binaların kullanılmaya devam edildiğini tespit ettiğini belirterek, "Aladağ faciasından ders alınmadı mı?" diye sordu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Bakanlık tarafından kiralanan konut veya işyeri niteliğindeki bazı binaların öğrenci yurdu olarak kullanımı uygun olmadığı halde kira sözleşmelerinin feshedilmediği gibi sözleşme sürelerinin uzatıldığının Sayıştay raporlarına yansıdığını açıkladı.
2016 yılında Adana’nın Aladağ ilçesindeki öğrenci yurdunda elektrik sisteminin kısa devre yapması sonucu çıkan yangında 10’u öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Gürer, “Sayıştay raporuna göre, Gençlik ve Spor Bakanlığı yurtlar konusunda gerekli hassasiyeti yeterli göstermediği anlaşılıyor” diye konuştu.
'UYGUN OLMAYAN BİNALARIN SÖZLEŞMELERİ FESHEDİLMEMİŞ'
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından geçmiş yıllarda kiralanan konut veya işyeri niteliğindeki bazı binaların, öğrenci yurdu olarak kullanımı uygun olmadığı halde, kira sözleşmelerinin feshedilmediği bilakis bazı sözleşmelerin süresinin uzatıldığının Sayıştay raporlarına yansıdığını ifade eden Gürer, “Sayıştay öğrenci yurdu olarak kiralanacak binalarda; yürürlükteki Deprem Yönetmeliğine uygun raporu, kullanım amacına uygun ısıtma, su, elektrik vb. altyapı tesisatı, yangın merdiveni ve yangın ihbar sistemi, iskân ruhsatı ve tapu kaydında yurt binası olarak cins tashihi bulunması gerektiği halde yurt olarak kullanılan bazı binaların bu kriterlere uygun olmadığını tespit etti” dedi.
'SÖZLEŞME SÜRELERİNİ UZATMIŞLAR'
Öğrenci yurdu olarak kullanıma elverişli olmayan kiralık binaların kira sözleşmelerinin feshedilmesi gerektiğinin de altını çizen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Denetçilerin tespitine göre bu binaların sözleşmelerinin feshedilmediği gibi sözleşme sürelerinin uzatıldığı da yine Sayıştay’ın raporlarında yer alıyor” diye konuştu.
CHP Milletvekili Gürer, konut ve işyeri binası olarak tasarlanmış binaların yurt olarak kullanılmasının, can ve mal güvenliği açısından tehlikeli olacağının ilgili yönetmeliklerle açıkça belirtilmesine rağmen, Bakanlık tarafından öğrenci yurdu olarak kiralanmış bu binaların, sözleşme sürelerinin uzatılmasının faciaya davetiye çıkardığını da ifade etti.
‘MEVZUAT HÜKÜMLERİNİ İHLAL ETMİŞLER’
Gürer, konut olarak iskân ruhsatı alınan bir binanın yurt binası olarak kullanılması durumunda mevzuat hükümlerinin ihlal edilmiş olacağının Sayıştay raporunda açıkça belirtildiğine dikkat çekerek, “Sayıştay denetçilerinin bu doğrultuda yaptığı fiili ve fiziki incelemelerde; konut veya işyeri olarak planlanan ve yapılan binaların yurt binası olarak kullanıldığı, ancak binalarda mevzuatın gerektirdiği fiziki ve teknik değişikliklerin yapılmadığının görüldüğü ifade edilmektedir” şeklinde konuştu.
‘KİRALIK YURTLAR DÖKÜLÜYOR’
Gürer, “Sayıştay öğrenci yurtlarında yaptığı denetimlerde, otomatik yangın algılama sistemi, durum aydınlatma sistemi, yangına dayanıklı kapı imalatı ve mutfak davlumbazlarında söndürme sisteminin bir kısmı ya da tamamının olmadığını, Asansörlerin konut tipi olarak imal edildiğinden, planlanandan daha yoğun kullanılmaları sürekli arıza vermelerine neden olduğunu, Alt yapı tesisatlarının yoğun kullanıma uygun olmadığını, Engelli odası, lavabosu ve tuvaleti yeterli sayıda ya da hiç bulunmadığını, binalarda mutfak ve yemekhane bölümleri olmadığından, binanın depo veya bodrum bölümleri bu maksatla kullanıldığını, binaların daire tipi bölümlerden oluştuğunu ve dairelerin ortalama bir aileye göre tasarlandığından, öğrenciler için yeterli lavabo, tuvalet ve çalışma alanı bulunmadığını tespit etmiştir. Bu tespitlerden de anlaşılacağı üzere, Bakanlığın öğrenci yurdu olarak kiraladığı binaların büyük çoğunluğu ne yazık ki yurt olma niteliği taşımamaktadır” diye konuştu.
'ALADAĞ FACİASINDAN DERS ÇIKARMADINIZ MI?'
2016 yılında Adana'nın Aladağ ilçesinde 10'u öğrenci, 12 kişinin yaşamını yitirdiği öğrenci yurdundaki yangını faciasının üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen, acıların halen tazeliğine koruduğunu belirten Gürer, “Eskiden devam eden bir sorun ya da aksaklığın giderilmemesine tepki olarak ‘illa birilerinin ölmesi mi gerekir’ tabiri kullanılırdı. Öyle anlaşılıyor ki Bakanlık ne o yavrularımızın ölmesinden ne de diğer facialardan yeterli ders almamış görünüyor. Uyarılara, yönetmeliklere ve mevzuata rağmen, halen öğrenci yurdu için uygun olmayan binalar kiralanıp, bu binalara öğrenciler yerleştiriliyorsa bu düşündürücü ve kaygı verici bir durumdur. Bakanlık bu konuda gerekli hassasiyeti göstermelidir” ifadelerini kullandı.