CHP'li Hamzaçebi'den 'İDO' tepkisi
CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, ”Kamu hizmeti olan deniz otobüsleri ile yapılan yolcu taşımacılığı yeniden İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmalıdır” dedi.
CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, ”Kamu hizmeti olan deniz otobüsleri ile yapılan yolcu taşımacılığı yeniden İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmalıdır” dedi.
CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin 1 Aralık 2018 tarihinden itibaren Bostancı-Bakırköy, Bostancı-Kabataş/Beşiktaş ve Adalar’dan oluşan iç hat seferlerini durduracağını duyurmasının üzerine açıklama yaptı.
Hamzaçebi, sosyal belediyecilikte yolcu taşımacılığında kârlılığın değil hizmetin esas olduğunu belirterek, "Sorun hemen çözülmeli, deniz otobüsleri iç hat seferlerini yapmalıdır. Özelleştirme sonucu düzenlenen sözleşme hukuk çerçevesinde sonlandırılarak bir kamu hizmeti olan deniz otobüsleri ile yapılan yolcu taşımacılığı yeniden İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmalıdır" dedi.
Hamzaçebi, şöyle konuştu:
"İDO bu seferlerin iptal edilmesinin sebebini “dövizdeki artışlara rağmen yolcu taşıma ücretlerine talep edilen zamların kabul görmemesi”, kısaca bu hatların “kâr getirmemesi” olarak açıklamıştır. İDO, 2011 yılında 861 milyon dolarlık bedelle özelleştirilmiştir. Bu dönemde söz konusu özelleştirmeye getirilen eleştirilere dönemin yönetimi tarafından kulak tıkanmış; kamu hizmeti olarak sunulması ve kâr esasıyla değil, hizmet esasıyla yürütülmesi doğru olan deniz hatları yolcu işletmesi, kar esasına göre çalışan serbest piyasanın kurallarına teslim edilmiştir. Bu hatlarda sunulan hizmet, sosyal belediyecilik gereği yolcu sayısına ve kârlı olup olmadığına bakılmaksızın kesintisiz olarak devam etmelidir. Sosyal belediyecilikte yolcu taşımacılığında kârlılık değil hizmet esastır. Bugün özel bir şirket olan İDO’nun öncelikli olarak kâr etmeyi amaçlaması, özelleştirme uygulamasının doğal bir sonucudur. Yapılan yanlış, bir kamu hizmeti olan şehir içi yolcu taşımacılığını sadece ve sadece kâr esasına göre çalışan piyasaya emanet etmektir.
İDO’nun almış olduğu söz konusu kararın olumsuzluklarıyla boğuşacak olan ne yazık ki İstanbullular olacaktır. Daha önce aynı gerekçe gösterilerek söz konusu seferlerin sayısının azaltılmasıyla dahi zor duruma düşen İstanbullular şimdi bu seferlere alternatif aramak durumunda kalacaklardır. Bugüne kadar anılan hatlardan yararlanan yolcular doğal olarak karayoluna yönelecek, bu da özellikle son yıllarda iyice içinden çıkılmaz bir hal alan İstanbul trafiğinin yoğunluğunu daha da artıracaktır.
İDO’nun almış olduğu bu son karar, iptal edilmediği takdirde sorunlar yumağını biraz daha büyüten, uluslararası endekslerde her yıl geriye giden “İstanbulluların yaşam kalitesini” biraz daha düşüren bir karar olarak tarihe geçecektir. İstanbul, dünyadaki 231 büyük şehrin yaşam kalitesini ölçen MERCER endeksinde 2001’de 92. sırada iken 2016’da 122, 2017’de 133 ve 2018’de 134. sıraya gerilemiştir. Anılan kararla İstanbul, uluslararası yaşam kalitesi sıralamasında çok daha gerilere düşecektir. İstanbullular bunu hak etmiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni göreve davet ediyorum. Sorun hemen çözülmeli, deniz otobüsleri iç hat seferlerini yapmalıdır.
Özelleştirme sonucu düzenlenen sözleşme hukuk çerçevesinde sonlandırılarak bir kamu hizmeti olan deniz otobüsleri ile yapılan yolcu taşımacılığı yeniden İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmalıdır.”