CHP'li Özkan Saray'ı işaret etti: 'Beşli çeteyi değil, halkı tercih ettiğinizde sorun çözülür'

Abone ol

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, KRT TV ekranlarında "Beşli çeteyi değil, halkı tercih ettiğinizde, üreteni tercih ettiğinizde sorun çözülür" açıklamasında bulundu.

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, bu sabah KRT TV’de Savaş Kerimoğlu’nun programına konuk oldu.

CHP'li Tuncay Özkan, “Vatandaş açısından önemli olan şey, ‘Yapabilecek misin?’ diye soracak, bize. Vatandaş bana diyecek ki, ‘Bak bunlar 20 yılda ülkeyi bu noktaya getirdiler. Sen nasıl düzelteceksin?’ Beşli çeteyi değil, halkı tercih ettiğinizde, üreteni tercih ettiğinizde sorun çözülür" dedi.

Özkan ayrıca "HDP’nin oluşturduğu başka bir blok var. Onlara karşı saygısızlık olmaz mı? HDP’ye de onu kapat sen gel bize demek yanlış olur" açıklamasında bulundu.

“BEREKETİNİ ALDILAR KITLIĞI BİZE BIRAKTILAR”

Kerimoğlu’nun “Görmezden gelemem dediği ne var Tuncay Özkan’ın” sorusuna Özkan, şu yanıtı verdi:

“Zamlar... Yaşamak çok zorlaştı. Yani, bir arkadaşım önümü kesti. Dört ay önce çocuğunu okula kaydettirmiş. Yüzde 36 fark. Domates almaya gidiyorsunuz, hanımla beraber Alsancak Pazarı’na gittik, geçen hafta sonu. 22 lira… Akşama 20 liraya düşmüş. Kasa kasa domatesle eve döndüğümüz günlerden, hani o beğenmedikleri Türkiye’de, kasa kasa domateslerle eve döndüğümüz Türkiye’den bir tane domatese 4 lira verdiğimiz güne geldik. Bereketini aldılar, kıtlığı bize bıraktılar. Sadece kendilerine çalıştılar. Bu saray düzeninin doğal sonuçlarından bir tanesi. Yaşamak çok zor. Hastalık, dermansız olmaz. Umut, yaradılışın adıdır. Sorun kendini çözemez. 20 yıl önce evime bir kasa domates alırken, 2 liraya-3 liraya, kilosunu; şimdi ben bir tane domatese 4 lira veriyorsam, hangi sorunu kim çözecek. Çözüm, gelecekte. Çözüm, hep beraber üreteceğimiz umutta. Kirlettiler, kararttılar. Umudu yok etmeye çalışıyorlar. Korkuyu hâkim kılmaya çalışıyorlar ki iktidarları daim olsun. Böyle bir şey olmayacak.”

Tuncay Özkan, şöyle konuştu:

“Eskinin fiyatlarını özlüyoruz. Geçen sene askıda ekmek için askıya ekmek bırakan, yani hayır işlemeye çalışanlar bugün askıdan ekmek alıyor. Evet, eskinin fiyatlarını özlüyorum, eskinin üretimini özlüyorum, eskinin adaletini özlüyorum. Hepimize adalet lazım, hepimize ekmek lazım. Üreteceğiz ama makul fiyatlarla birlikte bölüşeceğiz, adaletle bölüşeceğiz.

Arkadaşlar, sadece beton diktiler. Bütün bir ekonomiyi yok ettiler. Yandaşlarının cebine pompaladılar. Beşli çetenin uğruna bu ülkeyi mahvettiler. ‘Beşli çete’ için koca bir ülkenin geleceğini mahvettiler. Bunun hesabını ödemek zorundalar. Hesabı ödeyecekler. Hesap ödemek, siyasette bulunduğun koltuğu kaybetmektir. Hukuki işlemleri bilmem; ne savcıyım, ne polisim, ne yargıcım. Beni ilgilendirmez. Ama ben haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik görürsem, siyasetçi olarak; onu gönderirim yargıya, teftişe. Ne yaparlar beni ilgilendirmez, ben karışmam.

'BEŞLİ ÇETEYİ DEĞİL, HALKI TERCİH ETTİĞİNİZDE, ÜRETENİ TERCİH ETTİĞİNİZDE SORUN ÇÖZÜLÜR'

Millet oyuyla, tercihi ile… Hayat pahalılığını mı tercih ediyor? Zam, artı zam, artı zam; eşittir Recep Tayyip Erdoğan. Tercihi ona mı kullanıyor? Millet; özgürlüksüz, demokratik olmayan, zamlarla hayatını karartan, çoluğunun çocuğunun geleceğini yok eden bir siyasi düşünceye mi oy verecek; yoksa önünü açan, özgürlükçü, adaletli, refah toplumu yaratmak isteyen bir düşünceye mi oy verecek? Tercih burada. Vatandaş açısından önemli olan şey, ‘Yapabilecek misin?’ diye soracak, bize. Ben CHP’nin İzmir Milletvekiliyim. Genel Merkez’de görevliyim. Vatandaş bana diyecek ki, ‘Bak bunlar 20 yılda ülkeyi bu noktaya getirdiler. Sen nasıl düzelteceksin?’ Beşli çeteyi değil, halkı tercih ettiğinizde, üreteni tercih ettiğinizde sorun çözülür. Yata verdiğiniz mazot muafiyetini, köylüye verdiğinizde sorun çözülür. Köylüyü milletin efendisi olarak gören, köylüyü üretimde toplumun dinamosu olarak gören, Mustafa Kemal Atatürk’ü ve onun izinden giden insanlara oyunuzu verdiğinizde sorun çözülür.

'İŞ, İSTİHDAM ODAKLI SANAYİ SAYESİNDE YARATILACAK'

Memleketin bereketini yok ettiler. Yoksulluk bir kader değildir, tercihtir. Biz, herkesin işi olacak, diyoruz. Yoksulluğu siyasi tercih olmaktan çıkartıyoruz. Bir; üreticiyi destekleyeceğiz, nerede hani, bütün belediyelerimizde. Kooperatifler aracılığıyla üretimin maliyetinin minimum seviyede tutarak her türlü desteği veriyoruz. Ürünü alıyoruz, yoksulla paylaşıyoruz, böylece fiyat istikrarını sağlıyoruz, buna piyasanın dengelenmesi diyoruz. Bu piyasa dengesi içerisinde iş nasıl yaratılacak? İş, istihdam odaklı sanayi sayesinde yaratılacak.

Yoksulluk kalıcı olsun istiyor. Yoksulluk onun oy deposu. Biz bunu yok edeceğiz. İktidara gelir gelmez, Aile Destekleri Sigortası ile. Genel Başkanımızın sözü var, çocuklar yatağa aç girmeyecek, memlekette herkes çalışacak. Bu dev bir ekonomi yaratmak demek.

'FİKİRLERİMİZ AYRI OLABİLİR. MEMLEKET SEVDAMIZ AYNI'

Bizde hukukun üstünlüğüne inanç var. Herkes için adalet, diyeceğiz. Özgürlüğünüzü, adaletinizi yok ederseniz, ekonominiz zaten olmuyor. En önemli şey kul hakkı yememek. İktidarımızda kul hakkı yemeyeceğiz.

(Benzemezlerle bir araya geliyorsunuz, sorusu üzerine) İnsan insana benzer. Benzemez diye bir şey yok. Fikirlerimiz ayrı olabilir. Memleket sevdamız aynı, bayrağa saygımız aynı, vatana bağlılığımız aynı, bu ülkenin geleceğine, umuduna inancımız bir ve biz Türkiye insanlarına güveniyoruz. Bizim öyle tekleştirdiğimiz bir şey yok. Biz çok sesli, çok renkli, güzel bir Türkiye’de o kır çiçeklerinin güzelliğinden yanayız. Bizim bir tek isteğimiz var. İnsanlar gülsün, mutlu olsun, huzur ve refah içinde yaşasınlar. Bizim başka bir isteğimiz yok. Bu ülke adaleti, üretimi ve paylaşmayı başardığı sürece, özgürlük içinde yaşadığı sürece, bağımsız yaşadığı sürece hiçbir sorun yok. Bizim kimle kavgamız var başka?

'DEMOKRASİ CEPHESİNDE HİÇBİR AYRILIĞIMIZ YOKTUR'

Kürt yurttaşlarımız, Kürt kökenli yurttaşlarımız, bu ülkenin eşit, aydınlık, namuslu, başarılı… Bir başka yurttaşından asla ayrı değildir. Benden asla ayrı değildir. Bizim bununla ilgili hiçbir sorudan kaçınmak gibi bir lüksümüz yok. Biz, bundan kaçacak da insanlar değiliz. Biz, birlikte yaşamaktan, ortak bir kültürün insanı olmaktan, bu ülkeyi onlarla; Kürtlerle, Türklerle, Alevilerle, Sünnilerle bir bütün haline getirmekten o kadar mutluyuz ki, o kadar sevinçliyiz ki…

HDP’nin oluşturduğu başka bir blok var. Onlara karşı saygısızlık olmaz mı? HDP’ye de onu kapat sen gel bize demek yanlış olur. Ama bugün demokrasi cephesinde, bugün insan hakları mücadelesinde, bugün Türkiye’de Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırma mücadelesinde, demokratik bir cumhuriyet içinde, birlikte yaşama, bir milletin asli unsurunu oluşturma konusunda hiçbir ayrılığımız yoktur. TBMM’de yan yana oturuyoruz arkadaşlarımızla.

'MEMLEKETTE TERÖRİST OLMAYAN KİMSE KALMADI'

Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti, 22. yüzyıla ve sonrasına taşımanın yolu birlik, beraberlik inşa etmekten, millet inşasını güçlendirmekten, ayrılıkları yok etmekten geçer. Kimse bizim aklımızı kendi aklına indirgemesin. Kürt yurttaşlarımıza terörist diyerek, onları ayrıştırmaya kalkmasın. Memlekette, terörist olmayan kimse kalmadı. Bana da terörist dediler, altı yıl yatırdılar. Böyle zırva olur mu? Biz, her zırvayı kabul edecek halimiz yok. Bu ülkenin birliğine, beraberliğine, bayrağa, vatana, kurucu değerlere saygısı olan her insan; bu ülkenin asli unsurudur. Düşüncelerini özgürce ifade edecek. Gelecek siyaset yapacak, silaha bulaşmamak kaydıyla. Bu ülkenin güvenlik kuvvetine, vatandaşına mermi atana her türlü cezayı veririm. Onunla mücadelede benim yanıma kimse yaklaşamaz. Ama her önüne gelene terörist diyenle, kendisi gibi düşünmeyene terörist diyenle kimsenin yol yürümesi mümkün değildir.

Sorunumuz açlık, yoksulluk, özgürlük sorunudur. Genel Başkanı, PKK tarafından öldürülmek istenen bir siyasi partinin mensubuyum. Hayatım boyunca mücadele ettim. DEAŞ’ın öldürmek istediği, devletin içindeki karanlık güçlerin Çubuk’ta öldürmek istediği bir siyasi parti genel başkanının yanında yer alıyorum. Biz terörsüz demokrasi, terörsüz özgürlük diyoruz.

Cumhuriyetin demokrasiye, özgürlüğe, refaha ihtiyacı var. Vatandaşın sofrasına oturmuşsun, ekmeği paylaşırkenki haline bakıyor musun? Aynaya baksa korkudan yataktan çıkamazlar. Aynaya bakmadan yaşıyorlar.

'ÜLKEYİ BU KARANLIK DURUMDAN, BU BUHRANDAN ÇIKARTACAĞIZ'

(‘Seçim Kanunu’ndan endişeniz var mı?’ sorusu üzerine) Hayır hiçbir endişemiz yok. Yalnız oradaki entrikayı da görüyoruz. YSK’da yapmak istedikleri değişiklik… İşleyiş mekanizmasını değiştirdiler. 1950’den beri yürüyen sistemi değiştirmenizin amacı ne? Gelmekte olan geldi. Biz kazandık. Biz; Cumhuriyet’e, demokrasiye, özgürlüğe, refaha inanan dostlarımızla, halkımızla birlikte kazandık.

Bir CHP’linin sayın Genel Başkanın dışında bir aday söylemesi; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu dışında bir aday ile gelmesi mümkün mü? Biz bu ülkeyi, Genel Başkanımızın vaadiyle söylüyorum, beş yıl içinde CHP iktidarında, bütün sorunlarından arındırarak gençlerimizin umutla, mutlulukla yaşayacağı refah içinde bir Türkiye’yi yaratacağız. Söz veriyoruz. Gece gündüz çalışacağız. Ülkeyi bu karanlık durumdan, bu buhrandan çıkartacağız. Ben senin benim sırtıma yükleyeceğin sorunları çözmeye talibim. Bizim aradığımız şey, gelecek.

'SEBEP ONLAR, ÇARE BİZİZ. HASTALIK ONLAR, İLAÇ BİZİZ'

Güneşli aydınlık günlere gidiyoruz. Ben bunu yürekten inanarak söylüyorum. Onlar değil biz halledeceğiz. Çünkü sebep onlar, çare biziz. Hastalık onlar, ilaç biziz. Bu ülkenin geçmişi onlar, geleceği biziz. Biz bu ülkenin gençleri ile birlikte bu düzeni değiştireceğiz.”

(ANKA)

MHP’den disiplin kuruluna sevk edilen Baki Ersoy hakkında açıklama Siyaset 6 lider bir kez daha bir araya geliyor: Tarih belli oldu! Siyaset İYİ Parti'nin A takımından çıkarılan Yavuz Ağıralioğlu: Görev değişimidir, iyilik adına mücadele etmeye devam Siyaset Karamollaoğlu, Erdoğan'a seslendi: Gerçeklikten kopmuş durumda Siyaset