CHP'nin stratejik başarısı bu yüzden sürecek!

Abone ol

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde büyük başarı ile çıkan CHP'yi yazdı.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde büyük başarı ile çıkan CHP'yi ve belediye başkanlarını yazdı.

Emre Kongar, "CHP’nin stratejik başarısı neden sürecek!" başlıklı köşe yazısı şöyle:

"Hiç kuşkusuz 31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimleri, yurt çapında stratejik bir CHP zaferidir:
Zaten 2013’te Gezi Direnişi ile sarsılan ve 2015’te kaybettiği halde, seçimi tekrarlatarak iktidarını sürdüren Erdoğan/AKP rejiminin artık kesin olarak yolcu olduğunu ilan etmiştir.

Ekrem İmamoğlu da, Mansur Yavaş da, Tunç Soyer de, Muhittin Böcek de, Zeydan Karalar da, Ülgür Gökhan da, Recep Gürkan da, Kadir Albayrak da, Özlem Çerçioğlu da ve elbette Efsane Başkan Yılmaz Büyükerşen de, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde kazanan bütün CHP’li il ve ilçe Belediye Başkanları da, bu yeni dönemde başarılı hem de çok başarılı olacaklardır.

***

Bizim eğitimde hemen hemen hep doğru çıkan bir ölçütümüz vardır:
Bir öğrencinin gelecekteki başarısı, geçmişteki performansıyla, notlarıyla tahmin edilebilir.

CHP bu seçimlerde, fevkalade doğru bir karar ile ilçelerde ve illerde başarısı kanıtlanmış olan adaylarla seçime girmiş ve Erdoğan/ AKP iktidarının yıpranmış, çökmüş olmasından da kaynaklanan bir konjonktür ile ülke çapında stratejik bir başarı elde etmiştir.

Hiç kuşkusuz bu başarıda Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun payı büyüktür.
Böylece CHP içindeki (zaten zamansız olan) Genel Başkanlık yarışı ve tartışmaları son bulmuştur.

***

Her biri ayrı ayrı değerli olan CHP’li belediye başkanlarının geçmiş öykülerine bakarak, gelecekte de başarılı olacaklarını tahmin etmek çok zor değildir.
Ben sadece bir simge haline gelen Ekrem İmamoğlu’nun öyküsünü vurgulamak istiyorum:

1) İstanbul’un, Erdoğan/AKP iktidarının yönetiminde olan bir “kenar ilçesinde” politikaya başlamış...
2) Yıllarca CHP ilçe başkanlığı yapmış...
3) Zamanın geldiğini düşündüğünde belediye başkanlığına aday olmuş...

4) Belediyeyi Erdoğan/AKP iktidarının elinden almış...
5) Başkanlığı süresince başarılı olmuş, halkın sevgi ve güvenini iyice kazanmış...
6) Hem siyasal kampanya deneyimleri yaşamış, hem de belediye başkanlığı tecrübesine sahip bir aday olarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na soyunmuş...

7) Çok başarılı bir kampanya yürütmüş...
8) Sandıklara sahip çıkmış, oy çalınmalarını önlemiş...
9) Atı alıp Üsküdar’ı geçmek için erken zafer ilan eden iktidara karşı enerjik ve olgulara dayalı başarılı ve etkili bir direniş göstermiş...

10) Sonunda, bütün itirazları aşarak, söke söke mazbatasını almış...
11) Mazbatası YSK’nin kanunsuz, haksız ve hukuksuz kararıyla gasp edilince yılmamış...
12) Aynı enerjik ve başarılı kampanyayı sürdürerek...

13) Hem halkı, hem parti örgütünü seferber etmiş...
14) İlk ve ikinci kampanya sürelerinde hemen hemen hiç hata yapmamış, kurulan bütün tuzakları ve konulan engelleri aşmış...
15) Toplumun bütün kesimleriyle siyasal ittifakları doğru bir biçimde oluşturmuş...

16) Seçimi tekrar büyük bir farkla kazanmıştır.

İmamoğlu’nun bu 16 maddelik başarı şablonunu, bir iki eksiği veya fazlasıyla, öteki belediye başkanlarına da uygulayabilirsiniz.

***

Başarıları sahada ve görev başında kanıtlanmış olan adaylarla seçime girmenin yanında, CHP’nin konjonktürden de gelen, Erdoğan/AKP iktidarının aşırı yıpranmış olması gibi bir avantajı daha vardı.

İktidarın aşırı yıpranmışlığı:

1) Hem topluma zorla ve meşruiyeti tartışmalı bir biçimde kabul ettirdiği “Tek Kişi Rejimi”nin başarısızlığının kanıtlanmış olmasından...

2) Hem iktidardaki 17 yılın sonunda uğradığı (çok sık fikir ve politika değiştirmesinden, vaatlerini tutmamasından kaynaklanan) güven erozyonundan...

3) Hem de artık iyice ortaya çıkmış olan antidemokratik baskıcı karakterinden kaynaklanıyordu.

Önümüzdeki günlerde iktidarın kendisini yıpratan bu özelliklerinden vazgeçme ihtimali pek gerçekçi görünmüyor...

Hatta tam tersine, yerel seçim öncesinde Adalet Reformu vaat etmesine karşın, seçimden sonra, bu reformu gerçekleştirmeden Meclis’i tatile sokması bu bıktırıcı özelliklerini aynen sürdüreceğini gösteriyor.

***

CHP İLE DEMOKRASİYİ, YEREL YÖNETİMLERDEN YUKARI DOĞRU YENİDEN KURACAĞIZ!

Önemli not: Yargıtay Başsavcısının tebliğnamesine rağmen, siz bu satırları okuyana kadar, Cumhuriyet mensupları hâlâ salıverilmediyseler bu bir hukuk ayıbıdır."

CHP'li Tanal: Düzce'deki felaketin takipçisi olacağım Siyaset 'Türk basınına ‘Abdülhamit dönemi’ yaşatanlar yolun sonuna geldi' Siyaset Kani Beko: Yarımada’da çevre katliamına dur de! Siyaset Muharrem İnce'den 'Erzurum Kongresi' mesajı Siyaset