'Cinayet kanıtları” nedense Türk kamuoyundan saklanıyor'
Korkusuz yazarı Can Ataklı, Cemal Kaşıkçı olayında hükümet yetkililerinin cinayetle ilgili detayları paylaşmadığını yazdı.
Can Ataklı, bugünkü yazısında, "Hâlâ bu cinayetle ilgili ekibin başında hangi polis müdürünün olduğunu bilmiyoruz. Bu soruşturmaya bakan savcılar mutlaka vardır ama onları da bilmiyoruz." ifadelerini kullandı.
Ataklı'nın yazısından ilgili bölüm şöyle:
KAŞIKÇI KAYITLARI TÜRKİYE İLE NE ZAMAN PAYLAŞILACAK?
Önümüzdeki hafta Arjantin'de G-20 Zirvesi var.
Türkiye dahil dünyanın en büyük ekonomisine sahip 20 ülkenin devlet yöneticileri bu zirvede bir araya gelecek.
Zirvenin kuşkusuz en tartışılacak ismi Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman olacak.
Selman, Amerika Başkanı Trump'ın cesaretlendirme sayesinde bu toplantıya katılacak ve dünyanın diğer önemli devlet adamlarıyla aynı masayı paylaşacak.
Selman'la birlikte olacak liderlerden Trump, Merkel ve Macron'un ruh halini çok merak ediyorum.
Çünkü çok kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu üç lidere de Kaşıkçı'nın nasıl öldürüldüğünü, cinayet anı kaydedilen ses bandını dinleterek anlattığını söylemişti.
Erdoğan'a göre Mekke ve Medine'nin hizmetkarı olan Suudi Arabistan Kralı Selman asla bu cinayetin içinde değil ama oğlu Veliaht Prens Muhammed bin Selman ölüm emrini veren kişi.
Erdoğan sayesinde ses kayıtlarını dinleyen bu üç lider karşılarında oturan Muhammed bin Selman'a bakarken muhtemelen çok rahatsız olacaklardır.
Ama yine muhtemelen “parasal çıkarları” daha ağır basacağı için duyacaklarını mide bulantısını çantalarına koydukları “bulantı önleyici” ilaçla gidermeye çalışacaklardır.
Muhammed bin Selman'la aynı masada oturmak, oturanların sorunu elbette, benim merak ettiğim konu başka.
Bütün dünyanın öğrendiği “cinayet kanıtları” nedense Türk kamuoyundan saklanıyor.
Hâlâ bu cinayetle ilgili ekibin başında hangi polis müdürünün olduğunu bilmiyoruz.
Bu soruşturmaya bakan savcılar mutlaka vardır ama onları da bilmiyoruz.
Soruşturmanın hangi safhada olduğundan da haberimiz yok.
Ve tabii en önemlisi Erdoğan'ın cebine koyup yanında götürdüğü ve karşılaştığı liderlere dinlettiğini söylediği ses kayıtları da ortada yok.
Elbette bir insanın öldürüldüğü anda kayda alınan sesleri dinlemek isteyecek kadar kendimden geçmiş değilim.
Ancak en azından içeriği konusunda medyaya bilgi verilmesi gerekir.
Bu konuda kendi ülkesindeki insanları bile ikna edemeyen bir yönetim, dünyayı nasıl ikna edecek bilemiyorum artık.
Şu anda herkesin gözü Arabistan'da olduğu için belki bize dönüp bakmıyorlar.
Ama inanın birileri çıkıp da “Kardeşim siz ne biçim ülkesiniz, cinayet işlemek için gelen 18 kişinin yaptığı her hareketi izlemişsiniz, cinayet anının kaydını tutmuşsunuz ama katili yakalamadığınız gibi cesedi de bulamamışsınız” derse maazallah, ne yaparız bilmiyorum.