'Çölaşan'a sempati duymadığımı cümle alem bilir ama insaf yahu!'
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Sözcü'ye yapılan FETÖ suçlamalarına tepki gösterdi.
Özkök, bugünkü yazısının ilgili bölümünde şunları yazdı:
Emin Çölaşan FETÖ’cü öyle mi...Necati Doğru o da öyle yani... Sözcü gazetesinin öteki çalışanları da FETÖ’cü öyle mi...
Bu insanları sevmeyebilirsiniz... Hatta hiç hazzetmeyebilirsiniz de...
Ama Allahınızı seviyorsanız eğer elinizi vicdanınıza koyun...
Üst üste “Emin Çölaşan FETÖ’cü” deyin...
İnandırabildiniz mi kendinizi...
Emin Çölaşan’a zerre kadar sempatim olmadığını, bırakın şu ülkenin cümle âlemini, taşı toprağı bile bilir...
O desen, bırakın hazzetmeyi, benden nefret eder...
Ama insaf yahu...
İnsaf...
Ben Hürriyet’in genel yayın yönetmenliğini yaptığım sürede Emin Çölaşan’ın yazıları yüzünden az mı kavga ettim Gülen’in silahşorlarıyla...
Gülenciler kızdıklarından, beni, “Selam Tevhid” diye ne idüğü belirsiz bir terör örgütünün üyesi bile yapmaya kalktılar, Anadolu’nun şu şehrinden, bu şehrinden kendilerine yakın hâkimler bulup, onlara uyuşturucu kaçakçılarının adını verip benim telefonlarımı dinlettiler.
Ama şunu unutmayın arkadaşlar...
Bundan, 17-25 Aralık’tan, 15 Temmuz’dan yıllar önce, bu ülkenin bazı muhafazakârları, “alnı secdeye değen mütedeyyin insanlar” olarak görüp bu örgüt mensuplarının sırtını sıvazlarken...
FETÖ denilen bu terör örgütün devlete sızdığını, orduyu ele geçirmeye çalıştığını... Kimler söylüyor, kimler yazıyordu...
Hatırlayın bir o günleri...
FETÖ’nün “Orduya sızın” talimatı verdiği konuşmaların video bantlarını yayınladılar diye, kimler kumpas savcıları ve yandaşları tarafından “Ergenekoncu” olarak hedef gösteriliyordu...
Şimdi o insanlar, hayatları boyunca mücadele ettikleri o örgüte mi hizmet ettiler yani...
Şunu da unutmayın...
Tarihimizin en büyük cinayetlerinden biri olan Danıştay suikastında FETÖ’cülerin bir numaralı hedef haline getirdiği insan Emin Çölaşan’ın eşi Tansel Çölaşan değil miydi...
Sayın savcılar, sayın hâkimler... İyi niyetinizden şüphe etmiyorum. Ama hepimiz biliyoruz ki, bu ülke 15 Temmuz 2016 gecesi, tarihinin en gaddar, en acımasız, en cani örgütünün yaptığı kanlı bir darbe girişimini yaşadı.
Bu kanlı darbe 250’den fazla vatandaşımızın canına mal oldu...
Ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı ve ailesinin hayatına kastedildi...
Böylesine ciddi ve tarihi bir davayı, lütfen “Örgüt üyesi değil ama örgüte hizmet etti” gibi, “Adeta örgüt üyesi gibi” sübjektif iddialarla zedelemeyin...
İnanın en büyük zararı bu davalara verirsiniz...