Çölaşan'dan Vatan Partisi'ne: Bu soruma da birkaç satır bile olsa değinmelerini beklerdim!

Abone ol

Sözcü yazarı Emin Çölaşan'ın, Vatan Partisi'ne yakın Ulusal Kanal'ın Digiturk'te yayına başlamasını eleştirdiği yazısına partiden cevap geldi.

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, Doğu Perinçek'in lideri olduğu Vatan Partisi'ne yakın Ulusal Kanal'ın Digitürk'te yayına başlamasını köşesine taşımıştı.

Emin Çölaşan: 1 Mart itibarıyla Türkiye'de ilginç bir gelişme oldu, sanırım pek kimse önemsemedi

Çölaşan, kendisine gelen cevabı bugünkü köşesine taşıyarak "Bana tekzip gönderip yalancılıkla, iftira atmakla, gazetecilik namusunu çiğnemekle suçlayanların 'Nasıl böylesine yandaş oldunuz' sorusuna da birkaç satırla bile olsa değinmelerini beklerdim!" diye yazdı.

Çölaşan yazısında şunları kaydetti:

Sevgili okurlarım, bizim gazetede 3 Mart günü çıkan yazımın başlığı “Vatan Partisi Digitürk'te” idi.

O yazımda iki konuya değinmiştim.

Biri, söz konusu partinin Digitürk'e girmesi için gereken (ve yıllık aidat bedeli olan) 500 bin dolar konusu idi. Türk siyasetinde binde bir'lik oy oranına sahip olan bir partinin bu parayı bulması benim gibi çok sayıda insanı da düşündürmüş, kafalarda soru işaretleri bırakmıştı.

Aynen şöyle demiştim:

“Demek ki Vatan Partisi bu parayı bulmuş. Yardım kampanyasıyla bulduklarını söylüyorlar.

Elin ağzı torba değil ki büzesin, öbür yanda ise ortaya bir sürü söylenti çıkıyor.

O kadar ki, bazıları bu 500 bin doların Ulusal Kanal'a Vatan Partisi güçlensin diye örtülü ödenekten verildiğini ve Digitürk'e o yolla ödeme yapıldığını bile iddia ediyorlar…”

★★★

Vatan Partisi yan kuruluşlarından gelen ve elime dün sabah geçen Erkan Önsel, Adnan Türkkan imzalı açıklamayı sizlere aynen iletiyorum:

“Sözcü Gazetesi ve Emin Çölaşan yalan ve iftiraları nedeniyle yargıda hesap verecektir

Görev Vakfı'nın öncülüğünde Ulusal Kanal'ın Digitürk'e girme kampanyası başarıyla tamamlandı.

5 buçuk milyon lira nakit, 15 buçuk milyon lira değerinde taşınmaz bağışla 21 milyon lira toplandı.

1 Mart 2021 tarihinde Ulusal Kanal Digitürk 52. kanalda yayına başladı.

Bu büyük başarının Türkiye'de ve hatta dünyada benzeri yoktur.

Tam bu sırada Sözcü Gazetesi, Emin Çölaşan imzasıyla “Vatan Partisi Digitürk'te” başlıklı yazı yayımlamıştır.

Bu yazıdaki iddialar yalandır, iftiradır. Bu yazının basın ahlakıyla ve gazetecilik namusuyla en ufak bir ilgisi yoktur.

Bu iftira ve yalan nedeniyle Emin Çölaşan değil, Sözcü Gazetesi de sorumludur.

Örtülü ödenekten ve hükümetten bir kuruş para alınmamıştır.

21 milyon liralık kaynak binlerce vatanseverin katkısıyla, dişle tırnakla, emek ve alın teriyle toplandı.

Türk devrimcisinin yaptığı gibi yaptık. İki yüz yıllık fedakârlık geleneğimizden kuvvet alarak başardık.

Millete dayanmayı esas aldık.

İşçiler, öğrenciler, çiftçiler, zanaatkârlar ve vatansever sanayicilerimiz verdi. Bütün katkılar banka hesaplarımızda yer almaktadır.

Ulusal Kanalımızı öncü kahramanlar yarattı ve şimdi de Digitürk'e girmesini sağladı.

Ulusal Kanal hem izlenmede hem güvenirlikte birinci olma hedefini önüne koymuştur.

Görev Vakfı, bu hedefe ulaşmak için bütün vatandaşlarımızı katkıda bulunmaya çağırıyor.

Sözcü Gazetesi ve yazarı Emin Çölaşan iftira ve yalanları nedeniyle yargıda hesap verecektir.

Ulusal Kanal'ın örtülü ödeneği, evlerini, tarlalarını, arsalarını, burslarını, aylıklarını, asgari ücretlerini, alın terlerini bu kampanyaya katan Nuranlar, Ethemler, Ahmetler, İremler'dir.

Kamuoyuna saygı ile duyururuz.”

★★★

Ben yazımda örtülü ödenek konusunda sadece bir söylenti ve iddiadan söz ediyorum. Bu iki sözcüğü de özellikle kullanıyorum.

Demek ki bizim gazeteyle birlikte beni de mahkemeye verip sırf bu yüzden hesap soracaklarmış!

★★★

Ancak yazımda başka ve çok daha önemli hususlar da vardı.

Nedense o konuya hiç girmemişler.

Bakın ne demiştim:

“Vatan Partisi ilginç bir yapı! Aslında Türk siyasetinde hiçbir ağırlığı ve önemi yok…

Oysa biz geçmiş yıllarda bu partiyi küçük bile olsa solcu olarak bilirdik! Hatta bazıları komünist bilir ve çok kızardı.

Vatan Partisi son yıllarda ilginç bir çizgi değişikliği yaptı…

Ve AKP-MHP ortaklığının en büyük yandaşı, destekçisi oldu.

Kendi çapında, aynen MHP gibi, muhalefete karşı muhalefet sergilemeye koyuldu. Özellikle CHP, İYİ Parti ve HDP'ye…

Ne oldu, köprülerin altından hangi sular geçti de bu inanılmaz iktidar yandaşlığı gerçekleşti, doğrusunu isterseniz bilemiyorum ve çok merak ediyorum!”

★★★

Bu söylediklerim yalan mı, yanlış mı?

AKP-MHP iktidarının en büyük destekçisi olmadılar mı? Bütün güçleriyle iktidara destek vermiyorlar mı?

Ancak gelin görün ki, yukarıdaki açıklamada bu konuda bir satır olsun bir şey söylemiyorlar.

Yazımdaki esas rahatsız edici sorun örtülü ödenek parası değil, işte budur…

Geçmişin “Devrimci sol” partisinin günümüzde AKP-MHP iktidarının en büyük destekçisi kesilmesi ve neredeyse üçüncü ortağı olmasıdır!

Bu 180 derecelik değişim acaba hangi koşullarda ve hangi amaçla gerçekleşti?

Bana tekzip gönderip yalancılıkla, iftira atmakla, gazetecilik namusunu çiğnemekle suçlayanların “Nasıl böylesine yandaş oldunuz” sorusuna da birkaç satırla bile olsa değinmelerini beklerdim!

Ümit Özdağ'ın istifasına 'Millet İttifakı' vurgusu: 'Zamanlama manidar' Siyaset Erdoğan'dan Bitlis şehitleri için başsağlığı mesajı Siyaset