Çorlu'daki tren faciasının raporu tamamlandı
25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu'daki tren faciasına ilişkin TMMOB'un hazırladığı rapor tamamlandı.
8 Temmuz'da Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde gerçekleşen ve 25 kişinin yaşamını yitirdiği, 317 kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası'nın (İMO) hazırladığı rapor tamamlandı.
Raporda, "Bu olayın suçlusu yağmur değildir. Yapanlar, yaptıranlar ve yapılmış olan yapıları denetlemeyenlerdir" ifadelerine yer verildi. Raporda 5 vagonun devrilmesine ilişkin ise "Şiddetli sarsıntı hisseden makinistler seri fren yapmış. Frene basılmasaydı tren yoluna raydan çıkmadan devam edebilirdi" iddiası öne çıkarken, "Ayrıca yağan yağmurlar dikkate alınarak gerekli olan bakım ve kontrollerin yapılmadığı, bu kazanın sadece en son yağan yağmurlara bağlanmaması gerektiğinin bilinmesini de istiyoruz!" denilen açıklamada kazaya dair maddeler hâlinde şu tespitler yapıldı:
Bölgede olaydan önceki günlerde görülen kısa süreli şiddetli yağışlar, yol ve altyapı tesisleri denetiminin sıklaştırılması için önemli bir işaret sayılmalıydı; ancak, bu verinin yeterince değerlendirilmediği anlaşılıyor.
Olayda ön planda olan üstündeki dolgu boşalan menfez, trenin raydan çıkmasında doğrudan etkili olmayıp, buradan geçerken şiddetli sarsıntı hisseden makinistlerin seri fren yapmasına neden olmuştur. Trenin normal fren yapması ya da fren uygulamaması halinde, yoluna raydan çıkmadan devam etmesi muhtemeldi.
Özel durumlarda treni kısa mesafede durdurmak için uygulanan seri fren, trenin frenleme işlevlerinden biridir. Kurplu kesimlerde (dönemeçlerde) uygulanması güvenlik nedeniyle tavsiye edilmezken, yolun doğru kesimlerinde (aliymanlarda) uygulanmasında bir sakınca bulunmamaktadır. Altyapısı ve üstyapısı yeteri kadar iyi durumda olmayan demiryolu hatlarında uygulanan seri fren, üstyapıda burkulma gibi çeşitli geometrik bozulmalara neden olabilmektedir. Çorlu’daki olayda, uygulanan seri fren raylarda burkulmaya yol açtığı için trenin raydan çıktığı değerlendirilmektedir.
Olaydan sonra menfez dolgusunda ve menfezden sonraki hat kesiminde yapılan onarım işlerinin tekniğine uygun yapılmadığı yerinde gözlemlenmiştir. Bu koşullarda, aynı yerde benzer olayların meydana gelmesi kaçınılmazdır.
Ayrıca açıklamada, "Yeni yasayla, demiryolu ulaştırmasının organizasyon bileşenleri ve bunlar arasındaki ilişkiler büyük ölçüde yeniden tanımlanmış ve oluşturulmuştur" denilmiş ve personel eksikliğinin altı şu sözlerle çizildi:
"Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun 2013 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu kanuna göre TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü demiryolu altyapısından sorumlu tutulurken, yolcu ve yük taşımacılığı hizmetlerinin kurulan TCDD Taşımacılık A.Ş. tarafından yürütülmesi yasalaşmıştır. Bu düzenlemeler, demiryollarında daha önceki yıllarda başlatılan personel azaltma uygulamalarının devamında yapılmıştır. Yeni yasayla, demiryolu ulaştırmasının organizasyon bileşenleri ve bunlar arasındaki ilişkiler büyük ölçüde yeniden tanımlanmış ve oluşturulmuştur. Bu süreçte yüzyıllık kurumsal birikimin ve çalışanların deneyim birikimlerinin birçoğunun heba edildiği gözlenmektedir. Kurumlar, onu meydana getiren birimler ve bunlar arasındaki ilişkilerin uyumu kadar, ona hayat veren çalışanların kuruma duydukları aidiyet duygusu kadar güçlü olurlar. Diğer tüm kurumlar için geçerli olan altın kural TCDD için de geçerlidir: Liyakat esaslı görevlendirmeler yapmak, alınan kararlar ve uygulamalarda evrensel akıl ve vicdan ölçütlerini gözetmek. Demiryolları, çalışanlarının hizmet vermekten gurur ve mutluluk duydukları bir kurum olması sağlanmalıdır. Yaşanan olumsuzlukları neden-sonuç bağlamında inceleyip sonuçlarını şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmak sorumluluğu da kamu hizmeti yapmanın bir gereği olarak hassasiyetle yerine getirilmelidir."